Teknoloji ile ayırt edilemez hale gelmiş türden büyüler kullanan cadılar ve teknolojinin saf haliyle bir medeniyet kurmuş insanlar, uzun süredir savaştadır ve cadıların, yasak büyüler içeren kitapları bilerek mafyanın eline geçecek şekilde bırakmasıyla şehirler bile bu savaşın düşük yoğunluklu cepheleri haline gelmiştir. Çeşitli ateşli silahlarda uzmanlaştırılan akademi öğrencileri birlik puanlarına göre zorluğu değişen görevlere gönderilmektedir. Sahada görev yapan engizisyoncular yetiştiren Anti Magic Academy’in yüz karası ise, hala puan olarak diplerde olan 35. birliktir.
Bu birliğe teğmen olarak atanan ve silahlarla arası pek iyi olmadığından yüzlerce yıldır kullanılmayan tipte bir Katana taşıyan Takeru Kusanagi, saftirik keskin nişancı Usagi ve çürük ruhlu bir navigatör olan Ikaruga ile uyum sağlamaya çalışsa da akademi yöneticisi Sougetsu‘nun daha önce sahada görev yapmış elit bir tabanca kullanıcısı olan üvey kızı Ouka Ootori’yi bu birime ataması ile sorumluluğunun yükü giderek artacaktır. Zira akademi cadıları öldürmeden tutuklamayı kaide edinmişken Ootori bir intikam çabası ile kuralları hiçe sayabilecek, soğuk birisidir.
Kusanagi şimdi takımın lideri olarak hem takımın hem akademinin saygısını kazanmalıdır. Fakat havadaki bir kurşunu bile kesebilecek yetenekte olmasına rağmen zihninde dolaşan ablasının imajı ve peşlerindeki bir büyücü yüzünden bu sandığından da zor olabilir.
Karakter çizimleri gayet hoş olan yapımın animasyon akıcılığının ya da arka plan çizimlerinin başarılı olduğundan bahsedebilmemiz pek mümkün değil. Öte yandan aksiyon sahneleri buna rağmen başarılı bile kotarılmış denebilir. Seiyuu seçimleri son derece iyi yapılmış. Giderek daha çok yapımda dikkatimizi çeken Yosomitsu Hosoya başrole oldukça iyi uymuş. Ayrıca Light Novel uyarlamalarının genelinde artık trope haline gelmiş sahneler üzerinden dayandırılan durum komedisi ile alenen insan kesip biçtiği hissettirilmeye çalışılan cadılar/mafya üzerinden yaratılmaya çalışılan atmosfer birbirini tekrarlamanın önüne geçebiliyor.
Yine bazı Light Novel uyarlamalarında olduğunun aksine hikayedeki terminoloji izleyiciyi boğmuyor ve “ne izledim şimdi, olay ne?” diye walloftext okumak zorunda da bırakmıyor. Son olarak hikayedeki büyü – insan mücadelesini sevdiğimi söyleyebilirim ki büyü konseptini sevebileceğim şekilde işleyebilen seriler nadirdir. Kusanagi bu arada kendimi bulduğum nadir son dönem Anime karakterlerinden oldu dersem abartmış olmam.
ED sekansından anlaşılabileceği gibi hayli alçakgönüllü bir deneme izlenimi veren Anti Magic Academy, stüdyo SilverLink yerine XEBEC, Ufotable ya da Production IG’den çıksa bir hit olmaması için hiçbir eksiği olmazdı. Bu haliyle sanki 12-13 bölümlük Manga reklamlarının bir diğer örneği gibi durmakta.
Hazırlayan: Hamit Gökalp