Post-Apokaliptik Bir Fantezi: World’s End Harem

Japon manga ve anime dünyası, zaman içinde artan popülaritesi ile pek çok farklı kategoride eser veriyor. Bunlar arasında bilimkurgu, fantazya, dram olabildiği gibi erotizm de bulunuyor. Anime ve mangalarda erotizm pek çok tema altında işlenebiliyor, World’s End Harem örneğinde olduğu gibi buna haremler de dahil. Ancak World’s End Harem, erotizmin ötesinde aynı zamanda bir bilimkurgu da. Post-apokaliptik bir dünyada geçen serinin +18 kitleye hitap ettiğini baştan belirtelim.

Ana karakterimiz Reito Mizuhara, Tokyo’daki Ulusal İleri Tıp Okulu’nda bir öğrencidir ve hücresel skleroz adı verilen nadir, ölümcül bir hastalığa yakalanır. Tedavi olabilmek için beş yıl boyunca kriyojenik uykuya yatırılır. Uyandığında, uykusundan bir yıl sonra sadece erkekleri etkileyen ve dünyadaki diğer tüm erkekleri öldüren “Erkek Katili” (MK) adlı yeni bir virüs salgınının patlak verdiğini öğrenir. Neyse ki Reito ve diğer dört erkek, kriyo-uykuları sayesinde ölmekten kurtulmuştur ve artık virüse karşı bağışıklıkları vardır. Dünyada kalan bu son erkeklerden, nüfusu yeniden dengelemek için mümkün olduğunca çok kadınla çiftleşmeleri istenir. Buna rağmen Reito, çocukluk arkadaşı ve tek aşkı olan Elisa Tachibana’ya bağlıdır ve başka bir kadınla beraber olmak istemez. Ne var ki Elisa Tachibana’nın üç yıl önce kaybolduğunu öğrenir.

Hayatta kalan diğer erkekler, bu yeni dünyaya hızla uyum sağlamaya başlar. Ama Reito bunun yerine Elisa’nın peşinden gitmeyi, onun hâlâ yaşayıp yaşamadığını araştırmayı tercih eder. Amacı Elisa’ya ulaşıp virüse karşı savaşmanın bir yolunu bulmaktır. Ama bu sandığı kadar kolay olmayacaktır. Bir yandan dünyadaki mevcut düzenin bozulmasını istemeyen güçlerle savaşması, bir yandan da kendisiyle beraber olmak isteyenlerin bitip tükenmek bilmeyen girişimlerini savuşturması gerekecektir.

Serinin teması aslında çok da orijinal değil. Yönetmenliğini Juliusz Machulski’nin üstlendiği 1984 yapımı Seksmisja da benzer bir konuyu işliyordu. Polonya çıkışlı filmde, denek olmayı kabul eden iki bilim adamı üç yıllığına donduruluyordu. Ancak işler yolunda gitmiyor ve 50 sene sonra hatırlanana kadar orada unutuluyordu. Kahramanlarımız, uyandığında uzun zaman önce yaşanan bir savaş sonucu erkek soyunun tükendiğini öğreniyor ve kadınların hâkim olduğu bu erkeksiz dünyada eğlenceli bir maceraya atılıyordu. Yine 2002’de yayımlanmaya başlanan Y: Last Man adlı çizgi roman serisinde de aşağı yukarı aynı şeyler anlatılıyordu. Hatta Y: Last Man’in 2021’de dizisi de çekilmişti. Daha eskiye gittiğimizde, 1924 tarihli komedi/bilimkurgu filmi The Last Man on Earth de ilk akla gelen yapımlardan.

Çeşitli yapımlarla benzer temayı taşımasına rağmen, World’s End Harem kendine özgü bir dokuya sahip. Seri ilerledikçe, hayatta kalan beş erkek arasında ister istemez çıkar çatışması ve rekabet de oluşmaya başlıyor. Ayrıca baskılanmış insan dürtülerinin ne denli tehlikeli sonuçlar doğurabileceği de tüm çıplaklığıyla veriliyor.

Kısacası World’s End Harem, bilimkurgusal yaklaşımı ve öyküsüyle basit bir harem serisinden çok daha fazlasını vaat ediyor.