Zaman Makinesi 1973

Türk Usulü Zaman Yolculuğu: Zaman Makinesi 1973

1 Eylül 2018 tarihinde hayata veda eden Aram Gülyüz, Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden biriydi. Yeşilçam’ın içinden geçtiği iyi veya kötü her akımın başlatıcılarından biri oldu. Yeşilçam’da Fikret Hakan, Serdar Gökhan gibi oyuncularla aksiyon filmleri modayken sayısız aksiyon filmi çekti. Komedi filmleri fırtınası eserken Zeki – Metin ve Sadri Alışık filmlerini seyirciyle buluşturdu. Kendisinin özellikle çok eleştirildiği konu olan erotik filmler furyasını ise doğrudan o başlattı. Kısacası Aram Gülyüz, iyisiyle kötüsüyle Yeşilçam’ın ete kemiğe bürünmüş hâliydi. 2000’lerde dizi furyası başlayınca da çok sayıda diziye imza attı. 2014 yılında, ömrünün son demlerindeyse biz bilimkurgu tutkunlarına hitap edecek bir filmle çıktı karşımıza: Zaman Makinesi 1973.

Zaman Makinesi 1973,” Türk sinemasında bilimkurgu ve komedi türlerini bir araya getiren keyifli bir yapım. Başrollerde Gürgen Öz ve Seda Bakan yer alıyor. Filmin senaryosu ise Aram Gülyüz ile geçmişte de birlikte çalışmış olan Kemal Kenan Ergen’e ait. Hikâye, hayatını babasının zenginliği üzerine kurmuş ve hiç çalışmamış olan Tolga’nın etrafında dönüyor. Babasının ölümünden sonra miras olarak sadece eski bir Anadol STC-16 otomobil kalan Tolga, bu duruma öfkeleniyor. Onca servete sahip olan babası kendisine yalnızca külüstür bir araba bırakıyor. Ancak otomobili kullanırken beklenmedik bir olay yaşanıyor. Otomobil aslında bir zaman makinesi ve onu 1973 yılına götürüyor. Tolga, geçmişte kendini buluyor ve 70’lerin Türkiye’sinin renkli dünyasına adım atıyor. Çok geçmeden de komik ve duygusal olaylarla dolu bir macera başlıyor.

Film, 1970’lerin Türkiye’sinin sosyal ve kültürel unsurlarını başarılı bir şekilde yansıtırken, zaman yolculuğu temasını mizahi bir dille işliyor. Tolga’nın geçmişte yaşadığı maceralar, hem izleyiciyi güldürüyor hem de dönemin ruhunu yakalıyor. Dönemin ruhunu yakalaması, aynı zamanda Aram Gülyüz için de bir nevi günah çıkarma gibi. Kendisine ve eserlerine yönelik yapılan eleştirilere bu filmle yanıt veriyor. Âdeta izleyiciye, “Evet, tüm o filmleri çektim ama bir sorun neden çektim?” diyor. O dönemi bizlere anlatarak dönemin koşulları doğrultusunda eserlere imza attığını gösteriyor. Sağ – Sol çatışmalarını, öğrenci eylemlerini, dönemin mahalle kültürünü ve kitle iletişim koşullarını başarılı şekilde yansıtıyor ve o dönemki sinemasının üstlendiği işlevi de aktarmaya çalışıyor. Bu yönüyle Ertem Eğilmez’in kendisini ve geçmişte çektiği tüm filmleri tiye aldığı son filmi ‘Arabesk’ ile aynı yolda yürüyor.

Bunun dışında “Zaman Makinesi 1973”, Türk sinemasında bilimkurgu türünün eğlenceli bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Film, geçmişe duyulan özlemi, geleceğe dair umutları ve insan ilişkilerindeki değişimi de mizahi bir dille ele alıyor. Tıpkı Arabesk gibi, bu film de dönemle ve dönemin koşulları ile dalga geçiyor. Film, Yeşilçam sinemasının nostaljik atmosferini modern bir bilimkurgu/komediyle harmanlayarak izleyicilere sunuyor ve Türk sinemasının zengin tarihine modern bir dokunuş katıyor. Ayrıca film, duygusal ve dramatik yönleriyle izleyenlerin yüreğine dokunmayı da ihmal etmiyor.

Zaman Makinesi 1973, Türk sinemasının nadir bilimkurgu örneklerinden biri ve komedi unsurlarıyla zenginleştirilmiş bir zaman yolculuğu hikâyesi. Filmin sonunda Tolga, geçmişte yaşadığı deneyimler sayesinde hayatın gerçek değerlerini keşfediyor ve babasının gençliğine tanık oluyor. Bu süreçte, babasının hayatındaki önemli anları ve kendi geleceğine dair bazı ipuçlarını keşfediyor. Tolga, zaman makinesiyle döndüğünde hayata ve insan ilişkilerine dair yeni bir perspektif kazanıyor. Aslında yönetmenin izleyiciye verdiği mesaj da burada yatıyor. Tolga, yönetmeni ve zamanında çektiği filmleri eleştiren toplumu yansıtıyor gibi. Babası da yönetmenin kendisi esasında. Yaptığı işleri, hangi devirde neden yaptığını bizlere gösteriyor ve daha doğru bir eleştirel yaklaşım sunmamızı istiyor. Aram Gülyüz, âdeta ölmeden önce insanlara meramını bu filmle anlatmaya girişiyor.

Film, aynı zamanda Cem Yılmaz’ın Arif V 216‘sına da ilham veren işlerden. Hatta bu filmde Gürgen Öz ile başrolü paylaşan Seda Bakan, Arif V 216’da da oynadı. Türk sinemasında bilimkurgu türüne nadiren rastlanıyor ve “Zaman Makinesi 1973,” bu alandaki boşluğu dolduran önemli bir yapıt. Kısacası film, bilimkurgu ve komedinin iç içe geçtiği senaryosu ile izleyiciye hem eğlenceli hem de düşündürücü bir deneyim sunuyor.

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

İçsel yolculuğuna 1980'de Polatlı'da başladı. 80'ler ve 90'ların göbeğinde yetişti. O devrin her bireyi gibi bilimkurguyu video kasetlerden tanıdı. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyası iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamında da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördü. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulu bitti ve hem gördüklerini hem de yaşadıklarını yeni nesillere aktarmak istedi. Öğretim görevlisi oldu. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğinde ülke sınırlarını aştı ve kendini Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldu. Yazmayı hep sevdi. Âşık olduğu bilimkurgu ile yazma hobisini ise burada birleştirdi.

İlginizi Çekebilir

Neden “Ciddi Ciddi” Bilimkurgu Filmi Yap(a)mıyoruz?

“Önce farklılığı kurmak – yabancılığı oturtmak – sonra da ateşli bir insani duygu kıvılcımının sıçrayıp …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin