“Pandora ile ilgili en tehlikeli şey, ona fazlasıyla aşık olabilmenizdir.” – Jake Sully
Avatar, James Cameron tarafından yazılan ve yönetilen bir epik bilimkurgu serisi. 2009 yılında beyazperdede yerini alan ilk filmin ardından kitap, çizgi roman ve video oyunu gibi yapımlarla geniş bir evrene dönüştü. Zaten James Cameron ve ekibinin de amacı Avatar’ı bir bilimkurgu evreni hâline getirmekti.
Kurgusal evrenlerin dokusu, bilimkurgu külliyatındaki en meşakkatli unsurlardan biridir. Bir anlatının kalitesi ile doğrudan ilişki en temel motiftir. Hem bilimkurgu hem de fantastik evrenler açısından tarihte pek çok önemli örnekleri yaratılmıştır. Avatar’ı diğerlerinden ayıran en önemli noktalardan biri de bilimsel temellere fazlasıyla önem gösterilmiş olmasıdır. Pandora’da yaşayan organizmaların biyolojisinden üstünde yaşadıkları uydunun jeolojisine kadar incelikle bir çalışma yürütülmüştür.
Bu yazıda, filmler de dâhil olmak üzere Avatar evrenine ait kitap, çizgi roman, oyun gibi medyaların tamamını kapsayan bir rehber oluşturmaya çalışacağız. Haydi başlayalım…
Avatar Nedir?
“Avatar“, Sanskritçe avatāra kelimesinden türemiştir ve “alçalma” demektir. Hinduizm’de bir tanrının dünyada bedensel formda belirmesi anlamına gelir. Bir ilahi figürün insan suretinde yeryüzüne inmesi gibi. Daha sonra türeyerek “bir kişinin veya fikrin bir yansıması, cisimleşmesi veya belirmesi” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Sosyal medyada kullanılan “avatarlar” da buna ithafen isimlendirilmiştir.
22. yüzyılın ortalarında geçen Avatar, Polyphemus adlı bir gaz devinin uydusu olan Pandora‘da yaşanan olayları anlatmaktadır. Burası, Dünya’ya en yakın yıldız sistemi olan Alpha Centauri A‘da yer alır. Serinin ana olayları, kabileler hâlinde yaşayan Na’vi (Homo pandorus) ile uydunun doğal kaynaklarını yağmalamak ve kolonileşmek üzere gelen insan (Homo sapiens) türü arasında yaşanmaktadır. Serinin başlığı, insanlar için yaşanabilir olmayan Pandora biyomunda çevre ile etkileşime geçebilmek adına tasarlanan ve nöral bağ ile yönetilen “Avatar” isimli genetiği değiştirilmiş Na’vi bedenlerine atıfta bulunmaktadır.
Avatar, özünde Project 880 ismiyle 1995 yılında James Cameron tarafından yazılmaya başlanmıştır. Aslında 1997’de Titanic’ten sonra beyazperdeye çıkması hedeflenmiştir; ne yazık ki dönemin şartları James Cameron’ın hayalini gerçekleştirmesi için yeterli değildir. Serinin ana temasında, insan türünün kolonizasyon açlığı ile direnç gösteren yerli türlerin fikir çatışması vardır.
Avatar’ın Bilimi
Avatar, barındırdığı ksenobiyoloji, anatomi, filoloji, mühendislik ve spekülatif biyoloji ile birlikte her ayrıntısına kadar ince ince dokunmuş bir anlatıdır. James Cameron, detaylara önem veren bir yönetmen olduğu için çeşitli bilim insanlarının danışmanlığını almıştır. Dolayısıyla üzerlerinde yaşadıkları uydunun jeokimyasal yapısından kurgusal türlerin evrimsel analizine kadar pek çok detaya yer verilmiştir. Ayrıca Pandora, Gaia hipotezinde olduğu gibi üzerinde yaşayan canlılar ile ekolojik ağa sahiptir. Klanlar bu ağ kümesini tanrısallaştırarak Eywa adını vermiştir.
Flora (bitki türleri) tasarımları ve taksonomik isimlendirmeleri için Kaliforniya Üniversitesi’nden bitki fizyoloğu Prof. Dr. Jodie Holt çalışmıştır. Bu canlılara Dünya’daki gibi “bitki” demek ayrı bir tartışma konusudur çünkü muhtemelen başka bir isimlendirme gerekmektedir. İlginçtir, uydunun yerlileri olan insansı (hümanoid) canlılar, yani Na’viler (Homo pandorus) tetrapod (4 uzuvlu)‘dur, ancak diğer tüm hayvanımsı organizmalar hekzapod (6 uzuvlu) olarak gösterilmektedir. Na’vilerin bipedal (iki ayaklı) tetrapodlar (4 uvuzlular) olarak tasarlanması büyük ihtimalle izleyicinin ana karakterler ile duygusal bağ kurabilmesi adına verilmiş bilinçli bir tercihtir. Fakat senaryoya biyolojik anlamda öyle güzel işlenmiştir ki, bu ayrım hiç sırıtmamaktadır.
Hatırlanacağı gibi, Prolemuris noctis adı verilen primatımsı canlıyı ilk filmde ağaçlarda sallanırken görürüz. Bu canlının da altı uzvu vardır, ancak vücuda yakın olan (proksimal) eklemleri bitişiktir. Kısmen bir “ara tür” gibi gözükmektedir. Bu da Na’vi ile diğer hayvanların atasal popülasyonunda çok uzun yıllar önce (belki milyar yıl) bir filogenetik dallanma yaşandığını göstermektedir.
Pandora, Dünya’ya en yakın yıldız sistemi Alpha Centauri A’da yer alan ve Jüpiter’den biraz küçük olan Polyphemus isimli kurgusal bir gaz devinin uydusudur. Düşük yerçekimi ve yüksek yoğunluktaki atmosferi sayesinde, cüsselerine rağmen güçlü kuyruklarının ivmesiyle havalanabilen yerel canlılara sahiptir. Pandora’nın yerçekimi Dünya’dan ~%20 daha az, atmosfer yoğunluğu ise ksenon nedeniyle ~%20 daha fazladır. Ayrıca atmosferi yüksek karbondioksit (CO2) ve hidrojen sülfür (H2S) içerdiğinden insanlar için toksiktir. Hayatta kalabilmek için insanların diğer gazları ayrıştırabileceği ekzoçantalara ihtiyaçları vardır. Pandora’nın atmosferi insanlar için yeterince oksijen içerir (%21-22), ancak fazla miktarda karbondioksit de barındırmaktadır (%16-18).
Na’viler, böbreklere benzeyen wichow isimli özelleşmiş organları sayesinde atmosferden daha fazla oksijen çekebilmektedir. Bu organlar, aynı zamanda vücutlarındaki karbondioksiti ve suyu kullanarak bunları metan ve oksijene dönüştürmektedir. Metan tekrar atmosfere salınmaktadır. Ekstra oksijen ise büyük vücutlarının ve güçlü kaslarının ihtiyacını karşılamak için enerjiye çevrilmektedir. Dolayısıyla Na’vi kanının pH değeri 5.25-5.75 aralığında olup asidiktir. İnsan kanının pH değeri ise 7.35-7.45 aralığındadır.
Hayvanların tasarımlarında harika detaylar mevcuttur. Gerçi bu canlıları “hayvan”, yani Dünya’daki Animalia âleminde sınıflandırmak pek de doğru değildir… Yakınsak evrim nedeniyle Pandora’nın faunası (hayvan türleri) Dünya ile oldukça benzemektedir. Çünkü bazı fenotipler belirli çevre şartlarında en uyumlu (optimal) hâli alabilmektedir. Dolayısıyla Dünya’dan çok uzak bir ötegezegene veya uyduya gidebilirsek, gezegenimizdekine benzer canlıları görmemiz hipotetik olarak mümkündür. Balina ve balık gibi iki çok uzak akrabanın benzer görünüşlere sahip olması buna güzel bir örnektir.
İlginç detaylardan biri de hayvan benzeri organizmalardaki hava deliklerinin (operculum) kafada değil, direkt gövdede evrimleşmiş olmasıdır. Bu durum, gezegenimizdeki anatomiden çok daha verimli olabilir. Zira yemek borusu ile hava yolunun yan yana olması birtakım dezavantajlara yol açmaktadır. Ayrıca ikinci filmde gördüğümüz tsurak (skimwing) isimli canlının akciğerlisolungaç (pulmobranchia) organına sahip olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle tulkun adı verilen balina benzeri canlılara nazaran pterozor benzeri ikrangillere filogenetik olarak daha yakın olabilirler.
Na’vi dili, dil bilimci Dr. Paul R. Frommer tarafından tamamen sıfırdan oluşturulmuştur. James Cameron, Dr. Paul’u oyuncuların telaffuz etmesinin kolay olacağı ancak hiçbir insan diline benzemeyecek bir dil yaratması için işe almıştır. Dil için yaklaşık 1000 kelime oluşturmuştur. Cameron, Na’vi dilinin tamamen yeni ve sıra dışı olmasını, aynı zamanda da başka bir gezegene aitmiş gibi seyirciye “hoş” gelmesini istemiştir. Seslerinin üzerinde herhangi bir ek düzenlemeye ihtiyaç duyulmaması ve oyuncuların doğal seslerinden oluşması amaçlanmıştır.
Geniş bir dil bilgisine sahip olan Dr. Frommer, Na’vi dilinin hangi tür seslere sahip olacağını veya olmayacağını belirlemeye çalışmıştır. Korecede “j” ve “r” harfleri bulunmadığı gibi, İngilizcede de ‘h’ sesi üflenmemiş olarak telaffuz edilir. Benzer şekilde, Frommer’ın yeni dil anlayışı, “ç” ve “ş” seslerinden tamamen kaçınmıştır. Ek olarak Frommer, dilin sentaksını -yani kelime sırasıyla ilgili kuralları- belirlemek zorunda kalmıştır. Böylece Dünya’nın doğal dillerinden ilham alarak tamamen farklı bir dil yaratmayı başarmıştır.
Avatar Filmleri
Evrenin özünü oluşturdukları için serinin en önemli unsurları sinema filmleridir. İlk film hem teknolojik hem de görsel açıdan sektöre yön veren bir yapım olmuştur. Filmlerin görsel efektleri, Yeni Zelanda merkezli Wētā FX firması tarafından hazırlanmaktadır. The Lord of the Rings, King Kong (Peter Jackson), Van Helsing, Planet of the Apes ve Deadpool gibi önemli yapımlarda da şirketin imzası vardır.
Filmlerin yapımcılığını Lightstorm Entertainment, dağıtımını 20th Century Studios üstlenmektedir. 2019’da Fox’un Disney ile birleşmesinden sonra The Walt Disney Company tarafından yayımlanmaya devam edilmektedir. James Cameron, ilk beş filmi bizzat yöneteceğini, ancak Avatar 6 ve sonrasının muhtemelen başka isimlerce çekileceğini belirtmiştir.
Avatar (2009)
Avatar (2009)
Avatar, James Cameron tarafından yazılmış ve yönetilmiş olan ilk filmdir. Hikâye, Alpha Centauri A’nın yörüngesindeki üç gaz devinden biri olan Polyphemus’un uydusu Pandora’da geçmektedir. Yıl 2154’tür. İnsan (Homo sapiens) koloniciler ile Pandora’nın bilinçli insansı yerli halkı olan Na’viler (Homo pandorus) başroldedir. Uydunun kaynakları (örneğin unobtanyum) üzerine çeşitli direnişler ve savaşlar yaşanmaktadır. Filmin adı, filmdeki insan karakterlerin yerli halkla etkileşimde bulunmak için kullandığı nöral bağlantı ile kontrol edilen, genetiği değiştirilmiş insan-Na’vi melezi bedenlere atıfta bulunmaktadır.
Başkarakter Jake Sully, ikiz kardeşi öldükten sonra onun yarım kalan Avatar programını bitirmek üzere devasa bir özel şirket olan Resources Development Administration (RDA), yani Kaynak Geliştirme İdaresi vasıtasıyla Dünya’dan Pandora’ya gelen felçli bir asker gazisidir. Jake Sully’e, Neytiri ve onun klanı Omatikaya ile etkileşimde bulunmak için kullanacağı bir avatar verilir. Fakat kabilenin güvenini kazanmak için karar vermesi gereken kritik anlar olacaktır. Kendi türü olan koloniciler ile yerli halk olan uzun mavi insansılar arasında bir seçim yapması gerekecektir… İlk film, evren açısından bir orijin hikâyesi olma özelliği taşımaktadır. Özellikle orman halkı olan Omatikaya klanı ve Birinci Pandora Savaşı’nı konu edinmektedir.
Oyuncu kadrosunda Sam Worthington, Zoe Saldana, Sigourney Weaver, Michelle Rodriguez, Stephen Lang, Joel David Moore, Giovanni Ribisi, CCH Pounder, Dileep Rao, Matt Gerald, Laz Alonso ve Wes Studi gibi isimler yer almaktadır. Müziklerini, Titanic ve Braveheart gibi yapımlardan bildiğimiz meşhur müzisyen James Horner bestelemiştir. Karakter tasarımlarını Watchmen, Star Trek, Tron: Legacy, ve Cloverfield’den tanıdığımız Neville Page üstlenmiştir. Her iki filmde de çalışan ses tasarımcıları aynı olduğu için filmdeki çoğu canlının sesi Jurassic Park’ın ilk filmindeki seslerden türetilmiştir. Filmin bütçesi yaklaşık 237 milyon dolar, hasılatı ise 2.9 milyar dolardır! Yıllar sonra sinemaya tekrar gelmesi ile birlikte gelmiş geçmiş en yüksek hasılat sahibi film tacını yeniden kazanmıştır. Oscar’a dokuz dalda aday olmuş ve Sinematografi, Görsel Efekt ve Sanat Yönetimi olmak üzere üç ödül kazanmıştır. Özetle, hem sinema tarihi hem de serinin başlangıcı adına çok önemli yeri olan ve dönemin ilerisindeki görselliğiyle akıllara kazınan köşetaşı niteliğinde bir yapımdır.
Avatar: The Way of Water (2022)
Avatar: The Way of Water (2022)
İkinci film, ilk filmden 15 yıl sonra, 2170 yılında geçmektedir. Hikâye, Jake Sully (Tsyeyk Suli) ile Neytiri’nin Neteyam, Lo’ak, Kiri, Tuktirey ve Spider isimli beş çocuklu yeni ailesini konu edinmektedir. RDA’nın tekrar Pandora’ya gelmesi ile İkinci Pandora Savaşı körüklenecektir. Bu sefer maden gibi kaynakların sömürüsünden ziyade, doğrudan uyduyu kolonileştirmeyi ve Jake’i öldürerek diğer klanların motivasyonunu kırmayı hedeflemektedirler. Ailesini korumak için Jake’in bir karar vermesi gerekir ve Pandora okyanuslarında yaşayan deniz halkı Metkayina klanına sığınmacı olarak gitmek zorunda kalır…
İlk filmin yeşil ağırlıklı orman tonları, yerini mavi ağırlıklı okyanus tonlarına bırakmıştır. İlk yapımda gördüğümüz ikran ve toruk gibi canlıların efsanevi tasarımları bu yapımda bir adım daha öteye geçmektedir. Bu sefer skimwing (Ichthyopteryx volans) ve tulkun gibi yaratıcı tasarımları bulunan denizel canlıları gösterilmiştir. Okyanus halkı olan Metkayina klanının da denizel habitatlardaki anatomik ve morfolojik adaptasyonları alttür bazında işlenmiştir. Kuyrukları orman halkı olan Omatikaya gibi püsküllü değil yüzgeç benzeri geniştir. Eller ve önkoldaki kas kütlesi daha fazla ve yüzey alanı daha geniştir. Bu sayede sucul yaşam tarzına uyum başarıları daha yüksektir. Ayrıca klanın kültürü ve gelenekleri de benzer şekilde orman halkından farklıdır.
Filmin aslen Aralık 2014’te yayımlanması planlanmıştır, ancak sonrasında ertelenmiştir. Dünya çapında 16 Aralık 2022’de gösterime çıkmıştır. En İyi Film dâhil olmak üzere Oscar’da dört dalda aday gösterilmiş ve En İyi Görsel Efekt ödülünü kazanmıştır. Filmin bütçesinin 350 ila 460 milyon dolar arasında olduğu tahmin edilmektedir. 2.3 milyar dolar hasılat elde ederek tüm zamanların en yüksek gişe hasılatı yapan üçüncü filmi statüsüne erişmiştir. Her ne kadar çoğu izleyiciyi tatmin etmese de, gerek görsellik gerekse de evrenin genişletilmesi açısından ilk filmin üstüne koymayı başarmış izlenesi bir devam filmidir.
Avatar Çizgi Romanları
Avatar serisine ait kitap ve oyunlar yeterli olmasa da evrenin detayları Dark Horse Comics’in yayımladığı çizgi romanlarda işlenmektedir. Hatta her çizgi roman, Joshua Izzo’ya göre resmi anlatı (canon) eserleridir. Bu nedenle evrenin dokusuna ve detaylarına hâkim olmak isteyenlerin okuması önerilmektedir.
Şimdiye kadar yedi çizgi roman çıkmıştır. Ancak gelecekte sayılarının artacağı açıklanmıştır. Kısacası çizgi romanlar, Avatar evreninin geçmişini, şimdisini ve geleceğini ele alan önemli yapımlar arasındadır.
Çizgi romanların ve filmlerin kurgusal evrene göre kronolojik sıralaması şu şekildedir:
- Adapt or Die: 2142
- Avatar: 2154
- Tsu’tey’s Path: 2154
- So’lek’s Journey (issue 1): 2154
- The Next Shadow: 2154
- So’lek’s Journey (issue 2): 2158
- So’lek’s Journey (issue 3): 2159 – 2162
- The High Ground: 2168 – 2169
- Avatar: The Way of Water: 2168 – 2170
Avatar: Brothers (2017)
Avatar: Brothers (2017)
Sherri L. Smith tarafından yazılan Avatar: Brothers, ilk Avatar çizgi romanı olma özelliği taşımaktadır. İlk filmde Jake Sully’nin toruk ile nasıl bağlandığını (tsaheylu) ve bu bağı kardeşi hakkındaki anıları ile güçlendirirken yaşadığı duygu duruma odaklanmaktadır. Jake Sully’nin nasıl toruk (Leonopteryx rex) ile bağlanıp Toruk Makto olduğuna ve bu deneyim sırasında nasıl Büyük İskender, Bellerofrontis ve Pegasus gibi metaforlara referans verildiğine değinilmektedir.
Filmde bu kısım destansı bir sinematik anlatıya sahip olduğu için atlanmıştır. Sadece 12 sayfalık tek bir sayıdır ve Avatar Wiki’den ücretsiz olarak okunabilmektedir. Kısa olmasına rağmen hikâyedeki bir boşluğu doldurmaktadır.
Tsu'tey's Path (2019)
Tsu’tey’s Path (2019)
İlk filmdeki Tsu’tey’in hikâyesine odaklanan altı sayılık bir çizgi roman serisidir. Tsu’tey’in klandaki rolü ve Jake Sully’nin varmasının Neytiri ile olan ilişkisini nasıl etkilediği anlatılmaktadır. Özellikle Tsu’tey’in Neytiri’nin ölen kız kardeşi Sylwanin’e olan aşkına yoğunlaşmaktadır. Filmde kesilen sahnelerden biri olan Tsu’tey’in ölümü sırasında yanına gelen Jake Sully’nin dramatik “Son Gölge” diyaloglarına da yer verilmiştir.
Çizgi roman, Sherri L. Smith tarafından yazılmış, Jon Duursema ve Dan Parson tarafından çizilmiş, Wes Dzioba tarafından renklendirilmiştir. Kapak tasarımları ise Doug Wheatley ve Shea Standefer’a aittir. Pek çok boşluğu dolduran ve Tsu’tey karakterine derinlik katan bir niteliktedir.
The Next Shadow (2021)
The Next Shadow (2021)
Birinci filmin kronolojik olarak devamı sayılan ilk çizgi romandır. Önceki sayılar, devam niteliğinden ziyade ilk film sırasında yaşanan yan hikâyelerden oluşmaktadır. Bu dört sayılık seri, Birinci Pandora Savaşı’nın bitmesinin iki hafta sonrasında geçmektedir. Omatikaya kabilesinin lideri (olo’eyktan) konumuna geçen Jake Sully’nin verdiği kararları sorguladığı bir sekans ile başlamaktadır. İnsan bedeninin gömüldüğü yere gidip kendisi ile konuştuğu duygusal bir bölüme de sahiptir. Ardından evleri yok olan Omatikaya’nın kendi içinde yaşadıkları gerginlikleri ve iç savaş eşiğine getiren olayları aktarmaktadır. Bu süreci Tsu’teyin annesi Artsut ve babası Ateyo, Tsu’teyin erkek kardeşi Arvok’u çeşitli komplolar eşliğinde lider yapma planları ile başlatmıştır.
Çizgi romanın yazarlığını Jeremy Barlow yapmıştır. İç tasarımını Josh Hood, renklendirmesini Wes Dzioba ve kapak tasarımını Gui Balbi üstlenmiştir. Hikâyeyi oldukça derinleştirmekte ve duygusal bir perspektif katmaktadır.
Adapt or Die (2022)
Adapt or Die (2022)
Dr. Grace Augustine’in ilk film öncesinde Pandora’ya gelip bir araştırma üssü ve Na’vi okulu kurduğu dönemi anlatan altı sayılık bir seridir. RDA ve Omatikaya klanı arasında henüz çatışmanın olmadığı ilk ilişkilerini konu edinmektedir. Neytiri’nin annesi Mo’at ve Pandora’daki RDA üssünün yöneticisi Parker Selfridge, bu çizgi romanda önemli karakterlerdir.
Hikâyenin ana konusu, Na’vi halkından bazılarının bilinmeyen bir hastalığa yakalanmasıyla ilgilidir ki bu hastalık muhtemelen insanlar tarafından getirilmiştir. Corinna Bechko tarafından kaleme alınan seri, Dr. Grace’in insanlar hakkında Na’vilere eğitim vermek amacıyla kurduğu okulun neden kapandığına dair bilinmeyen gerçekleri açıklamaktadır.
The High Ground (2022)
The High Ground (2022)
Bu üç sayılık uzun seri, ilk film ile ikinci film arasında geçmektedir. Eksik Parça Yayınevi tarafından 2023 yılında Üstün Taraf ismiyle Türkçeye kazandırılmış tek Avatar çizgi roman serisidir. Normalde ikinci filmin senaryosu olarak yazılan çizgi roman, filmin senaryosunun değiştirilmesi ile birlikte rafa kaldırılmıştır. Ardından evrene dair yeni bir anlatı olması adına çizgi roman olarak piyasaya çıkmıştır. Serinin hikâyesi, Avatar (2009) filminin ve The Next Shadow (2021) çizgi romanının işlediği zaman diliminin 14 yıl sonrasında, Avatar: The Way of Water (2022) filminin başlangıç sahnesine kadarki zaman diliminde geçmektedir.
İlginçtir ilk kez Na’vilerin yörüngeye çıkıp RDA ile kendi gemilerinde karşılaştıkları bile işlenmiştir! Dolayısıyla ikinci filmden önce aslında Jake ve Neytiri, Pandora dışına bile çıkıp geri gelmiştir. Seride Spider, Lo’ak, Kiri, Neteyam ve Frances Ardmore gibi ikinci filmden tanıdık birçok karakteri görülmektedir. James Cameron’ın 130 sayfalık orijinal senaryosuna dayanmaktadır. James Cameron, serinin ana anlatı (canon) olduğunu belirtmektedir.
Seriyi James Cameron ve Sherri L. Smith yazmıştır. Serinin farklı çizerleri bulunmakta ve bu da tüm çizgi roman serisine tutarsız bir sanat tarzı kazandırmaktadır. Keza parmak sayısı gibi birtakım hatalar da göze çarpmaktadır. Birinci cilt Guilherme Balbi, Michael Atiyeh ve Wes Dzioba tarafından, ikinci cilt Diego Galindo, George Quadros, Gabriel Guzman ve DC Alonso tarafından, üçüncü cilt ise Agustin Padilla, Miguel Angel Ruiz ve Michael Atiyeh tarafından resmedilmiştir. Serinin kapak sanatı Doug Wheatley’e aittir.
So'lek's Journey (2024)
So’lek’s Journey (2024)
Avatar: Frontiers of Pandora (2023) isimli video oyununda konu edinen So’lek’in kendine ait hikâyesini işleyen altı sayılık bir çizgi roman serisidir. So’lek, Trr’ong klanının bir üyesidir; kabilenin neredeyse tamamı Birinci Pandora Savaşı’nın sonundaki Hallelujah Dağları Muharebesi’nde Toruk Makto ile birlikte savaşıp neredeyse bütün üyeleri ölmüştür, köyleri yok edilmiştir. Sağ kalanların çoğu diğer klanlara asimile olmuştur. Hayatta kalan üyelerinden biri So’lek’tir.
Bu seride Pandora’nın apeks yırtıcısı tanator (palulukan) ile bağlanan Anurai klanı, txursum yengecinin sert dış iskeletinden zırh tasarlayan ormanın sessiz kabilesi Tipani klanı konu edinmektedir. Ray Fawkes tarafından yazılmış ve Gabriel Guzman ile Michael Atiyeh tarafından resmedilmiştir. Çizgi roman serisi, Avatar evrenini oyunda işlenen karakterlerle birlikte harmanlayıp genişletmesi açısından önemlidir.
Avatar Oyunları
Her büyük bütçeli filmde olduğu gibi, gişede başarı elde ettikten sonra markayı büyütmek için oyunlara kapı aralanmıştır. Video oyunları kapsamında baktığımızda ne yazık ki işler istenildiği gibi gitmemiştir. Pek çok Avatar oyunu henüz geliştirme aşamasındayken veya tam piyasaya sürelecekken maddi çıkarlar ve olası beklentiler üzerine iptal edilmiştir. Bunun en meşhur örnekleri Avatar: Pandora Rising ve Avatar: Reckoning isimli iptal edilen mobil oyunlardır.
Genellikle film uyarlamalarını içeren oyunlar yeteri kadar kaliteli değildir. Ancak daha özenli video oyunlarının gelmesi de beklenmektedir.
James Cameron's Avatar: The Game (2009)
James Cameron’s Avatar: The Game (2009)
Filmin çıktığı sene yarattığı inanılmaz gişe rekoru nedeniyle ekmeğini yemek adına Ubisoft tarafından PS3, Xbox 360 ve PC platformlarına hızlıca geliştirilen çerezlik bir oyun olmaktan öteye gidememiştir. Na’vi veya RDA arasında seçim yapabildiğiniz üçüncü şahıs kameraya sahip aksiyon macera tipi bir oyundur. Aynı isimli oyun, PSP ve Wii platformlarına farklı bir yapım olarak geliştirilmiştir. Her iki yapım da Joshua Izzo‘ya göre gayri resmi anlatı veya adaptasyon olarak bilinen “non-canon”dur. Joshua Izzo ise James Cameron’ın yapım firması Lightstorm Entertainment’in genel müdür yardımcısıdır. Kendisi, filmlerin dışındaki kitap ve oyun gibi yapımların ana evrene ne kadar bağlı kaldığını denetleyen resmi kişidir.
Oyun, ilk filmdeki olaylardan iki yıl önce geçmektedir. Oyuncular, Avatar programına katılmak üzere özenle seçilip Pandora’ya gelen SecOps sinyal uzmanı Onbaşı Able Ryder rolünü üstlenir. Ryder, insan DNA’sı ile Pandora’nın yerli türü Na’vi’nin melezi olan kendi avatarını kullanmayı öğrenir. Ryder, Pandora ormanlarının derinliklerine doğru ilerledikçe şirketin gerçek yüzünü görmeye başlar. Bu çatışmanın patlama noktasında Ryder, gerçek bağlılığının nereye olduğuna karar vermelidir: RDA’ya mı yoksa Na’vi’ye mi?
Bir de PSP ve Wii için geliştirilen versiyonunun hikâyesine bakalım. Bu sefer kadim Anurai klanından bir Na’vi savaşçısı olan Rai’uk başroldür. Anurai halkı yüksek derecede zanaatkar kabul edilmektedir ve Pandora ormanlarının apeks yırtıcısı olan thanator isimli canlıya kutsallık atfetmektedirler. Rai’uk, kız kardeşi Kyuna ile birlikte klanının RDA katliamından sağ kurtulmuştur. Kabilenin el sanatlarını ve eserlerini başka bir yere nakletmek üzere RDA tarafından çalındığını öğrenen Rai’uk, kendilerine ait olanları geri almaya karar verir. İptal olan Avatar: Reckoning oyunu tekrardan bu klanı konu edinecekti. Dolayısıyla ilk Toruk Makto’nun zamanlarında bile rol oynayan kadim Anurai klanını gelecek yapımlarda daha sık görebiliriz.
Avatar: Frontiers of Pandora (2023)
Avatar: Frontiers of Pandora (2023)
İkinci filmde RDA tekrardan Pandora’ya geldikten sonraki Na’vi direnişinin seyirciye gösterilmeden atlanan ilk senesini konu edinen bir birinci şahıs aksiyon macera oyunudur. İlk oyundan sonra Ubisoft tarafından bu sefer AAA kategorisinde yeni nesil konsollar ve bilgisayar için büyük bütçeli bir oyun olarak geliştirilmiştir. Doğrusal bir hikâye anlatımından ziyade açık dünya tipidir. Oyuncular hikâyede ilerlerken Pandora’nın batısındaki orman habitatlarını keşfedip yan görevlere çıkabilmektedir. Birinci şahıs kamera açısı her ne kadar tartışılsa da oyuncular kendilerini Na’vi gibi hissedip avcılık ve toplayıcılık yapabilmektedir. Eleştirmenler tarafından “iyi” seviyesinde yorumlar alan ve eksikleri olsa da oyuncuları tatmin eden bir yapım niteliğindedir.
Birinci Pandora Savaşı’ndaki Hallelujah Dağları Muharebesi’nden önce, RDA’nın TAP’ı (Elçi Programı) Na’vileri insan gibi yetiştirmek ve sonrasında kendi türlerine karşı gelmek amacıyla kullanabilmek için Na’vi çocuklarını kaçırdığı gösterilir. İşte bu çocuklardan birini yönetmekteyiz. Dolayısıyla hikâyenin ana odağı Jake Sully değildir. Söz konusu tesis, Birinci Pandora Savaşı sırasında Na’vi klanları tarafından saldırıya uğradığında RDA tarafından çocukların infaz edilmesi emredilir. Fakat gruptaki çocukları kurtarmak amacıyla öğretmenleri Alma Cortez, hepsini uyku kapsülüne sokar. Aradan geçen 5 yılın ardından çocuklar bir grup kaşif Na’vi birliği tarafından uyandırılır (yaklaşık olarak RDA’nın döndüğü ikinci filmin başları) ve dünyalarını keşfetmek üzere yolculuğa çıkar. Ancak diğer Na’vi halkları tarafından yabancı olarak algılandıkları için kayıp miraslarıyla yeniden bağlantı kurmaları gerekecektir. Senaryonun ana odağı olan İkinci Pandora Savaşı, Avatar: The Way of Water, Avatar: Frontiers of Pandora, Avatar: The High Ground ve Avatar 3 yapımlarında işlenmeye devam edilecek.
Avatar Kitapları
İlginçtir ki Avatar külliyatını derinleştirmeye yetecek yeteri kadar kitap henüz bulunmamaktadır. Evrenin detayları daha çok çizgi romanlar üzerinden işlenmektedir. Toplamda 1 hikâye, 2 ansiklopedi, 2 bilim, 2 sanat ve 2 yemek kitabı yazılmıştır. Bunlardan sadece 1 bilim kitabı Türkçeye çevrilmiştir. Bilimkurgu yazarı Steven Gould’un evreni genişletmek adına Avatar romanlarının yazımını üstlendiği dedikodusu yayıldı; yıllardır herhangi bir bilgi gelmediği için muhtemelen roman fikrinin iptal edildiği düşünülmektedir.
İlk filmi roman hâline getirmek üzere kaleme alınan James Cameron’s Avatar: The Na’vi Quest isimli çocuklara yönelik kitabı evrene ekstra bir katkısı olmadığı için listede yer vermeyeceğiz. Sadece kesilen bazı sahnelerin kitapta yer aldığını belirtmek gerekiyor. Öte yandan Avatar: The Official Cookbook of Pandora ve Avatar Plant Based Cookbook isimli iki yemek kitabı konudan bağımsız olduğu için rehberde yer almayacaktır. Ayrıca The Making of Avatar ve The Art of Avatar: The Way of Water isimli iki sanat kitabı da anlatıdan ziyade serinin teknolojik ve sanatsal yönlerine değindiği için incelemede olmayacak.
James Cameron's Avatar: An Activist Survival Guide (2009)
James Cameron’s Avatar: An Activist Survival Guide (2009)
Maria Wilhelm ve Dirk Mathison tarafından yazılan ve 2010 yılında Doğan Kitap tarafından Pandora’nın Biyolojik ve Sosyal Tarihi Üzerine Gizli Rapor ismiyle Türkçeleştirilen kitap, Pandora hakkında sahip olduğumuz bilgileri derinleştirmeye çalışmaktadır. Kitap aslında RDA araştırmacılarının gözünden yazılmış, Pandora uydusunun arazi rehberi niteliği taşımaktadır.
Joshua Izzo, bu kitabın artık resmi anlatıya dair bilgiler içermediğini, yani “canon” olmadığını açıklamıştır. Kitabın geliştirilmesinin, filme ekstra hikâye sağlamak amacıyla vizyon tarihine yetiştirilmesi için aceleyle yazıldığını belirtmiştir. Bazı bilgilerde ufak tefek tutarsızlıklar ve eksiklikler mevcuttur. Tüm bunlara rağmen evrene ait açıklayıcı nüanslar içeren değerli bir kitap niteliğindedir.
The Science of Avatar (2012)
The Science of Avatar (2012)
Sert bilimkurgu yazarı Stephen Baxter tarafından kaleme alınmış ve ilk Avatar filmine ait bilimsel altyapıyı açıklamaya çalışan bir kitaptır. Teşekkür bölümüne göre evrenin yaratıcısı James Cameron ve filmin yapımcısı Jon Landau, Avatar evreni ile ilgili bilgileri Stephen Baxter ile paylaşmıştır. Kitapta derin uzay yolculuklarından süperiletken bileşik unobtanyuma kadar pek çok unsur bilimsel olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Yazar, Pandora’nın ne kadar olası olduğunu analiz etmekte ve Avatar hikâyesinin sandığımızdan daha yakında olduğuna değinmektedir.
Avatar evreninde en çok merak edilenlerden biri de kaya parçalarının havada nasıl uçtuğudur. Kitapta, bu durumun unobtanyumun fizikokimyasal yapısı nedeniyle olduğu açıklanmaktadır. Pandora ve Polyphemus’un güçlü manyetik kuvvetleri kesiştiğinde, flukson (akı konsantrasyonu) adı verilen kuvvetli manyetik alanlar oluşturmaktadır. Bu güçlü manyetizma, unobtanyum ile yüksek oranda etkileşime girmekte ve bileşiğin konsantrasyonu fazla olan bölgeleri havaya kaldırabilmektedir. Ardından manyetik alanla etkileşen süperiletken maddede, kuantum kilitleme olarak bilinen bir tür fenomen gerçekleşmektedir. Kütleyi duraksatmakta ve maddenin uzaya çekilmesini engellemektedir. Bu fenomen Pandora’daki Hallelujah Dağları ve Taş Kemerler gibi sıra dışı jeolojik yapıların oluşmasını sağlamıştır.
The World of Avatar: A Visual Exploration (2022)
The World of Avatar: A Visual Exploration (2022)
Pandora’nın yüzeyini, canlılarını, teknolojisini ve kültürünü içeren bir görsel sözlüktür. Özellikle ilk Avatar filmine ait unsurları içermektedir. Kitabın yazarı James Cameron’ın yapım firması olan Lightstorm Entertainment’in genel müdür yardımcısı Joshua Izzo’dur. Kendisi aynı zamanda külliyatın evrene ve seriye olan bağlılığından sorumludur. Bir nevi “lore bekçisi”dir.
Kitabın önsözünü Zoe Saldana (Neytiri) ile yapımcı Jon Landau yazmıştır. Her ne kadar yeterince detaylı olmasa da Avatar evrenine ait kullanışlı bir görsel sözlük niteliğindedir.
Avatar: The Way of Water: The Visual Dictionary (2022)
Avatar: The Way of Water: The Visual Dictionary (2022)
İlk görsel sözlük ile bağlantılı olup aynı sene çıkan ikinci filme ait görsel sözlüktür. Yazarı yine Joshua Izzo’dur. Bir nevi ansiklopedi olma hedefini taşısa da sağladığı bilgiler nispeten yüzeysel kalmaktadır. Ayrıca isimlendirmelerde de bazı ufak tefek hatalar mevcuttur. Kaldı ki, tulkun gibi önemli canlıların taksonomik isimlendirmesinin henüz yapılmamış olması büyük eksikliktir. Yine de piyasada Pandora’ya dair en iyi kitaplardan biridir.
İnsan türünün teknolojik cihazlarını, Pandora’nın çeşitli canlılarını ve Na’vi halkının kültürel unsurlarını detaylıca görmeyi sağlamaktadır. Ansiklopedinin yazarı Joshua Izzo olduğu için resmi anlatıya dâhildir. Özellikle evrene ait elementleri yakından inceleme fırsatı taşıması bakımından oldukça kıymetli bir kitap niteliğindedir.
Son Söz
James Cameron’ın yeşerttiği bu efsanevi külliyata dair şimdiye kadar bilinen yapımları listelemeye çalıştık. Yeni yapımlar (film, çizgi roman, kitap, video oyunu) çıktıkça yazıyı genişletmeyi hedeflemekteyiz.
Umarız Avatar evrenini tanıtmayı ve bu destansı anlatıya dair bilgileri aktarabilmeyi başarmışızdır.
“Seni görüyorum…”
Kaynak: Avatar Wiki (Fandom)