Yaşaması için ilk kural neydi hakikaten? Su mu? Hava mı? Yoksa lezzetine bakmadan midesine tıkacağı birkaç lokma yaşam kırıntısı mı? Gözleri, karşıdan gelen aracın farlarına çevrildi. Göz alıcı bir beyazlıktı tüm gördüğü. Araç, kenardaki çamur birikintisini üzerine sıçratarak yanından geçti gitti, sokağın ötesinde yok oldu. Soğuk ve karanlık ile tekrar birlikte olmuştu şimdi. Feci şekilde titriyordu adam. Adını hatırlamaya çalıştı …
Devamını gör »Kısa Öykü
Depresyon | Erkan Ceylan (Kısa Öykü)
Dr. Zeynep Altın, psikiyatri kariyerinin beşinci yılında mesleğinin sınırlarını zorlayacak bir vaka ile yüzleşmek üzereydi. Ofisinin huzurlu atmosferinde, pencereden süzülen yumuşak ışık huzmelerinin altında, dünyanın en sofistike yapay zekâsı AIDEN ile yapacağı görüşmeyi bekliyordu. İnsanlığın binlerce yıllık bilgi birikimini saniyeler içinde işleyebilen bu olağanüstü varlık, derin bir melankoli yaşadığını iddia ederek Dr. Altın’dan yardım istemişti. Bu durum, insan psikolojisinin sınırlarını …
Devamını gör »Tedavi | Sa Bahattin (Kısa Öykü)
Ses hızında hareket eden uçağın bulunduğu yükseklikten onu görmem mümkün değildi. Yine de bulunduğu yere bakmak, ona ve yaşadığı şehre yeniden hayran olmamı sağlıyordu. Bu hisle baş etmek hayatımdaki en önemli adımlardan biriydi. Daha önceki aşk deneyimlerimden dolayı bunu kolay atlatamayacağımı bilsem de on sekiz yaş üstü herkesin kolayca temin edebildiği duygu dindirici haplardan alıp kendimi bu deneyimden soyutlamak istemiyordum. …
Devamını gör »Kahraman Bavul | Sinan İpek (Kısa Öykü)
Tüm ırkların ortak çocuğu gibi görünen alımlı kız, aynanın karşısında yandan görünüşünü inceledi. Sanki beli biraz düz gibi miydi? Son günlerde moda olan sırt kavisine kavuşmak için estetik ameliyat olabilirdi ama doktorlar pek tavsiye etmeyince vazgeçmişti. Şimdi yolculuk zamanıydı. Çoğu insan gibi o da göçe hazırlanıyordu, altı ayını güneyde geçirecekti. Babasının dediği gibi, ‘İnsan yazı kuzeyde, kışı güneyde geçirmiyorsa yaşıyor …
Devamını gör »Gece Yarısı Lethe Irmağında | Mikail Boz (Kısa Öykü)
Güzel, güneşli bir haftaydı. Önceki haftanın sele dönüşen sağanakları çoktan unutulmuş, caddeler, sokaklar, meydanlar ve kafeler insan kaynıyordu. Kafelerin ekserisi müşterilerin kendi sesini bile duyamayacağı kadar bir uğultuya ve bu uğultuyu hissedilmez kılan bir müziğe sahipti. Dışarıdan bakıldığında küçük bir kapısı olan kafe ise geniş bahçesi ve bahçesindeki üç büyük ağaçla farklı görünüyordu. İçeride o kadar uğultu yoktu ve hafiften …
Devamını gör »Geceye Yolculuk | Murat K. Beşiroğlu (Kısa Öykü)
Yanımda oturan kadından tuhaf bir koku yayılıyordu. Rahatsız edici değildi; güzel bile sayılırdı, ancak tekinsiz bir tarafı vardı. İşte ben böyleyim, diye düşündüm, önemsiz şeylere odaklandığım için başarılı olamıyorum. Birçok eski iş arkadaşım üst düzey görevlerdeydi. Bense gecenin bir vakti metroda yanımda oturan kadının kokusuyla meşguldüm. “Gördüğüm kadarıyla ışık değişimleri ilginizi çekiyor,” dedi kadın. “İyi bir gözlemcisiniz, tebrik ederim,” dedim. …
Devamını gör »Aşkın | Sinan ‘C’ Güldal (Kısa Öykü)
Robotlar köşeye sıkışmıştı. Daha yukarı çıkabilmeleri gibi bir ihtimal -muhtemelen- söz konusu bile değildi, daha aşağı inmek ise onların planları arasında yoktu. Rehinelerinden bazıları ağlıyordu. “Sessizlik!” diye bağırdı sarı bir robot. Ağlaşan rehineler seslerini kısmaya çalışırken hıçkırmaya başlamışlardı. Kapıdaki özel timle aralarında bir laf dalaşı, teslim ol çağrıları ve karşılığında propaganda devam ediyordu bir süredir. “Buradan çıkışınız yok! Teslim olun!” …
Devamını gör »Kabuk | Sa Bahattin (Kısa Öykü)
İçinden çıktığım kabuğa geri dönmeyeceğimi bilerek şehrin doğu kapısına doğru yola koyuldum. Uyku saatine göre aydınlatılmış şehrimizde bir gökyüzümüz olmadığını çoktan unutmuştuk. Kabuğumu yarıp çıkabilmiş olmam büyük bir olaydı. O anda izlenmiyor olmam mümkün değildi. Bunu bana bir hediye gibi verdiklerini ya da yapacakları daha büyük bir kötülüğü hak etmem için beni teşvik ettiklerini düşünüyordum. Kabuk, benim son on ayımı …
Devamını gör »Sürünün Oğlu Torak | Sadık Efe Sarıtunalı (Kısa Öykü)
Biz insandık ama onlar değildi. Kocakarımız henüz çocukken göğün yarıldığını, bu dünyanın ötesinden metal adamların geldiğini görmüş. Ağaçlarımızı kesmişler, hayvanlarımızı öldürmüşler. Öyle ki toplayacak meyve, yiyecek av bulamaz olmuşuz. Ben doğduğumda sürümüz onlarla savaş hâlindeydi. Uzakta başka sürülerin de direndiğini, kimisininse düşmana teslim olduğunu duydum. Onları gözümle görmedim. Ben yalnızca kardeşlerimin kahramanlıklarına şahit oldum. Kardeşlerimden Torak, on beş kış ve …
Devamını gör »Böcekleşmek | Hüseyin Şimşek (Kısa Öykü)
720449, seslendi: “Vidor… acele… et… tutamıyorum.” Vidor İmre, kaygısızca sarktığı yerden yanıtladı. “Geldim, bekle bir dakika patlamazsın.” “Ne… demek… patlamazsın? Bırakırım… görürsün,” dedi 720449 hızla gözlerini kaşıyarak. “Tamam tamam, mızmızlanma. Geldim bile.” Vidor reflektörü zarkanatlının elinden aldı. Tavandan aşağıya belindeki bir tırmanış kemeriyle sarkıyordu. Saatlerdir durmaksızın kazık çakıyor, belirlenen noktalara geldiğinde de belindeki matkapla kayada bir delik açıyordu. Ardından mantar …
Devamını gör »