Yıl 2259. “Saf Kötülüğün” ortaya çıkma zamanı gelmiştir. Dünya ise her zamanki kaotik ortamındadır. Bruce Willis, artık kendisine yapışan o bildiğimiz rolünde. Ordudan atılmış, geçimini taksi şoförlüğü yaparak sürdüren bir süper adam. Milla Jovovich, kâinatı korumakla görevlendirilmiş, süper güçleri olan uzaylı kız Leeloo karakterini canlandırıyor. Bu iki karakter, tesadüfen bir araya gelince, dört elemente ait taşları bulup beşinci elementi oluşturma görevini üstlenirler. Ancak bu taşların peşinde olan başkaları da vardır: Ödül avcısı iş adamı Zorg (Gary Oldman) gibi. Bruce Willis ve Milla Jovoich, böylece türlü tehlikelerle dolu bir maceraya atılırlar…

Beşinci Element, Hollyvvood’un gelmiş geçmiş en gizli projelerinden biriydi. İki yıl boyunca hiç kimse film hakkında bir şey öğrenemedi. Ayrıca zamanının, özel efekt bütçesi en yüksek filmi konumundaydı. Fransız yönetmen Luc Besson, “Derinlik Sarhoşluğu”, “Nikita” ve “Leon- The Professional” gibi başyapıtlara imza atmış başarılı bir yönetmen olarak, filme yönelik beklentilerin de artmasına neden oluyordu. Filmin başladığı ilk dakikadan itibaren seyirci, inanılmaz hızlı bir tempo, rengarenk bir görsel şölen ve kolay kolay unutulmayacak bir müzik ile karşılaşıyor. Bruce Willis! Kendisini yine sağa sola ateş ederken görmek mümkün. Ama senaryoda bir şeyler eksik. “Keşke Luc Besson, özel efektlere gösterdiği özenin yarısını karakterizasyona ve hikâyeye gösterseydi” diyesi geliyor insanın. Filmin görsel yönü kurguya göre çok ağır basıyor; fakat bol özel efektli bilimkurgu filmlerinin hikâye yönü hafif kalacak diye bir kural da yok. Star Wars’u hatırlayın. Ne kadar derin, karakterlere dayalı bir konusu vardır.

Spielberg için “Hook” ne ise, Luc Besson için de Beşinci Element o. Fakat her şeye rağmen kendini izlettirmeyi başaran bir film olduğunu da belirtmek gerek. 23. yüzyılın New York görüntüleri tek kelimeyle inanılmaz. Hareketli kovalamaca sahneleri son derece iyi. Evet, belki çoğu izleyici gizemli Beşinci Element’in peşinde karanlık, karakter yönü ağır basan bir yolculuk bekliyordu beklemesine, ancak finansal sebeplerden olsa gerek, Besson bu beklentilere senaryo bazında karşılık veremiyor. Kaldı ki filmin senaryosunun, Besson tarafından lise yıllarındayken yazıldığını da unutmamak gerek. Tüm film, beşinci elementi aramakla değil, ilk dört elemente ait taşları bir araya getirmekle geçiyor. “Gizemli” beşinci element de filmin en sonunda oldukça fos çıkıyor. (G.O.R.A’yı hatırlayın)

Karakterlere gelince; Bruce Willis, öyle üstün bir oyunculuk sergilemiyor; fakat hayat verdiği karaktere ruh katabilmek için elinden geleni yapmış. Milla Jovovich ise portakal rengi saçlarıyla biraz komik dursa da her zamanki gibi yine seksi ve çekici. Luc Besson’un bir önceki filmi “Leon-The Professional”da başarılı bir kötü adam rolüne imza atan Gary Oldman‘ın, bu filmde aynı performansı yakalayamadığı bir gerçek. Canlandırdığı karakter, aciz ve hatta birazcık da şapşal. “Alien” (Yaratık) filminde “kötü kalpli” android Ash’i canlandıran lan Holm’ü de, komik bir rahip rolünde görüyoruz.
Kısacası çoluk çocuk seyredebileceğiniz eğlenceli bir film arıyorsanız, Beşinci Element tam size göre.
Hazırlayan: Ant Özok