yildizlararasi iletisim notrino

Yıldızlararası İletişimin Anahtarı Nötrinolar Olabilir mi?

Dünya’yı nihayet terk edebilmemizin ardından farklı yollarla uzayda hayat aramaya başladık, ancak aradan neredeyse yarım yüzyıl geçmiş olmasına rağmen henüz bırakın uzaylı medeniyetlerine, en basit yaşam formlarına dahi rastlayamadık. Gerçekten de evrende yalnız olabilir miyiz? İşin aslı şu ki, bilim insanları yıldızlararası medeniyetlerin varlığından pek de şüphe duymuyor. Küçük bir galakside bile yüz milyardan fazla yıldız sistemi olduğunu düşünürsek, yaşam oluşma ihtimali çok küçük bile olsa ortaya çıkan sayılar umut verici büyüklüğe ulaşabiliyor.

Peki, diyelim ki gerçekten de evrende bir sürü çok gelişmiş uzaylı tür var. O hâlde neden insanlık onları bulamıyor? Bunun en önemli sebebi, elbette evrenin ÇOK büyük olması. Uzaylı medeniyetler var olsa bile aralarındaki uzaklık çok fazla; birkaç ışık yılından on binlerce ışık yılına varabilen mesafelerden bahsediyoruz. Doğal yöntemlerle aşılamayacak boyutlardaki yıldızlararası mesafeler, medeniyetlerin birbirleriyle iletişimini ve doğrudan temasını da engelliyor. Öyleyse bu, asla uzaylı medeniyetlerle iletişim kuramayacağız anlamına mı geliyor? Elbette hayır. Doğrudan bu medeniyetlerin bulundukları yerlere gidemesek de farklı bir yolla iletişim kurabiliriz: Kablosuz sinyallerle.

Her zekâ sahibi medeniyetin teknolojik evriminde ulaşması elzem noktalardan biri de kablosuz iletişim teknolojisidir; medeniyet ne kadar gelişkinse kablosuz iletişim teknolojisi de o kadar ileri seviyede olmalıdır. Kablosuz sinyallerin iletim hızı ışık hızına ulaşabilir ve bu sinyaller teorik olarak çok uzak mesafelere iletilebilir. Dolayısıyla, ötelerden gelen sinyaller alırsak uzaylı medeniyetlerimizi de bulmuşuz demektir. Peki gerçekten de uzaylıların bize yollayacakları sinyalleri alabilir miyiz? Uzunca bir süredir uzayın derinliklerine farklı sinyaller göndermemize rağmen henüz hiçbirine cevap alamadık. Bu yüzden de geleneksel sinyal iletim yöntemlerinin evrene geniş bir çapta yayılmadığını, çok uzağa iletilemediklerini varsayabiliriz. Geçtiğimiz elli yıl boyunca insanlığın gönderdiği sinyaller büyük olasılıkla herhangi bir uzaylı medeniyetin alamayacağı kadar zayıf sinyallerdi. Ancak alternatifler de yok değil.

Bilim insanları, gelişmiş uygarlıkların nötrinolar aracılığıyla iletişim kurabileceklerini düşünüyor. Nötrinolar, ışık hızında hareket edebilen, elektriksel yükü sıfır olan ve maddelerin içinden neredeyse hiç etkileşmeden geçebilen temel parçacıklardır. Doğaları itibariyle kütle çekimsel dalgalarla benzerlik gösterirler. Nüfuz edebilirlikleri çok yüksektir, herhangi bir yönde yayılırken güç yitimine neredeyse hiç uğramazlar ve çok az bir kayıpla yıldızlararası boşluğu kat edebilirler. Bilim insanlarının simülasyon hesaplamalarına göre, nötrinoların yaylım mesafeleri insanlık tarafından gözlemlenebilir evreni, yani 93 milyar ışık yılı mesafeyi tamamen kapsayabilir. Farklı bir deyişle, eğer Dünya’ya doğru on milyarlarca ışık yılı uzaklıktan bir nötrino iletişim sinyali gönderilmişse, bu sinyali algılama ihtimalimiz olabilir.

Peki nötrino iletişimi denen şey gerçekte var mı? Güncel teorik araştırmalara göre, teknolojik ilerleme seviyesi üst düzeyde olsa dahi uzaylıların böylesi bir iletişim girişimi yine de fark edilebilirdi ve şu anki kavrayışımızla algıladığımız fizik yasalarını da ihlal etmezdi. Elbette nötrino iletişimi sıradan bir yıldızlararası iletişim yöntemi değil. Böylesi bir sinyali yollamak çok zor olacaktır ve kütle çekimsel mercekleme gerektirecektir. Kütle çekimsel mercekleme, büyük kütleli bir cismin etrafındaki uzayı ve ışığı bükmesi yoluyla ortaya çıkan yoğunlaştırıcı etkiye verilen addır.

Devasa evrende, yeterince ‘büyük’ kütleli olarak adlandırılabilecek iki tür cisim var: Nötron yıldızları ve kara delikler. Her ikisi de devasa yıldızların kalıntıları olarak ortaya çıkar. Yeterli büyüklükteki her yıldız, ömrünün sonuna geldiğinde bir süpernova patlaması yaratarak nötron yıldızına veya kara deliğe dönüşür. Bunlar çok büyük kütleye ve yoğunluğa sahiptir, dolayısıyla etraflarındaki uzayı bükerler ve bu da bariz kütle çekimsel mercekleme etkileri yaratır. Uzaylı uygarlıklar, nötrino fırlatıcılarını bu nötron yıldızlarının veya kara deliklerin yakınına yerleştirerek müthiş güçlü bir enerji ışınımı sağlayabilirler. Güçlü kütle çekimsel mercekleme etkisi sayesinde, uzaylı uygarlığın yolladığı nötrino sinyali süper enerji dalgaları yayarak çok büyük mesafeleri kat edebilir. Bu güçlü enerji dalgaları, hızlı radyo sinyali patlamalarına benzetilebilir. Bu, şu ana kadar evrende tespit edebildiğimiz en güçlü enerji atımı sinyalidir.

Hızlı ateş fırtınaları tam olarak nedir? Şimdilik bilim topluluğu buna ortak bir cevap bulabilmiş değil. Bazı bilim insanları, evrenin müthiş doğal enerjisinden kaynaklanan radyo dalgaları olduğunu söylerken, bazıları da bunların gelişmiş medeniyetler tarafından gönderilen güçlü kablosuz sinyaller olabileceğini düşünüyor. Gerçek ne olursa olsun, önemli olan şu ki bu hızlı radyo sinyali patlamaları, yaylım mesafesi ve enerji yoğunluğu en yüksek olan enerji kütleleri ve on milyarlarca ışık yılı mesafeye gönderilebilirler. İnsanlığın şu anki kablosuz sinyal teknolojisi elbette çok yetersiz, özellikle de yıldızlararası iletişim için. Böylesi bir amaç uğruna nötrino iletişimi şüphe götürmez bir biçimde daha iyi bir alternatif olacaktır. Eğer uzaylı bir medeniyet bu iletişim yöntemini kullanıyorsa, bir gün bu sinyallerin Güneş Sistemimize de girmesi kaçınılmaz. Bu gerçekleştiğinde, uzaylı bir medeniyetin olduğunu kesin şekilde öğrenmenin yanı sıra evrenin neresinde yaşadığını da tespit edebileceğiz.

Tüm bunlara ek olarak, nötron yıldızlarının veya kara deliklerin etrafında bazı teknolojik icatların da yer alabileceğini öngörebiliriz, özellikle de galaksi merkezlerindeki süper kütleli kara delikler buna en iyi aday gibi görünüyor. Buralar ileri uygarlıklar için bir tür toplanma alanı olabilir mi? Öyle ya, evrenin derinliklerine güçlü bir nötrino sinyali göndermek isteseydik, bunu Samanyolu Galaksisi’nin merkezinden yapmak isterdik. Merkezdeki devasa kara delik kullanılarak gönderilecek sinyal, evrenin en uzak köşelerine bile ulaşacaktır. Dolayısıyla bazı bilim insanları, en güçlü galaktik medeniyetlerin bu tip merkezlerde toplanmış olabileceklerini öne sürüyor. Belki gerçekten de bir medeniyet yıldızlararası ulaşım ve iletişim evresine geçtiğinde, galaktik merkeze doğru gidecek ve kara delikleri kullanarak çeşitli deneyler gerçekleştirecektir.

Peki nötrino iletişimi dışında başka alternatifler de olamaz mı? Olabilir elbette. Örneğin görünen ışık frekanslarında çalışan lazerler gibi farklı, yüksek frekanslı sinyaller gönderilmesi de yıldızlararası iletişimde etkili olabileceği gerekçesiyle öne sürülmüştür. Hatta bu frekanslarda gönderilen lazer sinyallerin şaşırtıcı ölçüde az enerji gerektirdiği de keşfedilmiştir. Yine kütle çekimsel dalga ışımaları gibi sıra dışı yöntemler de zaman zaman ileri sürülenler arasındadır. Bu tür yöntemlerin herhangi bir müdahaleden etkilenmeksizin çok uzak mesafelere gidebilecekleri öngörülmektedir, ancak mevcut teknolojiyle üretilmeleri veya gelen sinyallerin tespiti çok zordur.

Kısacası, yıldızlararası iletişim için radyo sinyalleriyle sınırlı olmadığımızı bilmemiz ve uzayda gelişmiş medeniyetler ararken farklı iletişim yöntemleri üzerinde de düşünmemiz gerekiyor. Zira radyo sinyalleri, galaktik sahnede çoktan modası geçmiş köhne bir iletişim yöntemi olabilir.

Kaynaklar:

Yazar: Erkam Ali Dönmez

Oyun sever, oyun oynar, oyun çevirir, oyun yapar.

İlginizi Çekebilir

Felix Baumgartner’dan Önce O Vardı: Joseph Kittinger

Joseph Kittinger, Temmuz 1928’de Tampa, Florida’da doğdu. 21 yaşında havacılık öğrenci programı aracılığıyla Hava Kuvvetleri’ne …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et