Yaşamın tam olarak nerede başladığı hâlâ tartışma konusu olsa da, edinilen bulgular su altındaki yanardağları işaret ediyor. Dolayısıyla Dünya’daki yaşamın kaynağı suyun altında ve bu da devam edebilmek için yaşamın suya ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Tabii ki insanların da suya olan ihtiyacı hayati ölçüde. Evet, şu an için gezegenin hâkimi biz olabiliriz ve başka gezegenleri fethetmeyi de düşleyebiliriz, ancak su …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: İletişim
Feminist Uzay Operası: Bir Kadın Astronotun Anıları
Ursula K. Le Guin, Mary Shelley, James Tiptree Jr, Margaret Atwood, Octavia E. Butler… Erkek hegemonyasının üst seviyede olduğu bu türde kendi varlıklarını sürdüren nice kadın yazar var. Naomi Mitchison da onlardan biri. 1 Kasım 1897’de doğan Mitchison, çoğunlukla tarihi romanlar kaleme aldı. 1931’de yazdığı Mısır Kralı ve Bahar Kraliçesi, 20. yüzyılın önde gelen tarihi romanlarından biriydi. Bilimkurgu türündeki ilk …
Devamını gör »Stanislaw Lem’den Bir Bilimkurgu Klasiği: Solaris
“Kozmosa çıkıyoruz, her şeye hazırız: Yalnızlığa, zorluğa, tükenişe, ölüme… Alçak gönüllülükten söylemeye dilimiz varmıyor ama, kendimize hayran hayran baktığımız oluyor. Ama çok, çok yazık! Birazcık yakından baktığımızda bütün o şevkin aslında düzmece olduğunu görüyoruz. Aslında kozmosu ele geçirmek değil istediğimiz, yalnızca Yer’in sınırlarını kozmosun sınırlarına dek genişletmek” (86). Bilimkurgunun “atılım” çağının aydınlanma, modernleşme ve kapitalizmin yükselişine denk gelmesi tesadüf değildir. …
Devamını gör »Esperanto ve Bilimkurgu
Bir zamanlar bilimkurgusal öngörülerde bulunulurken, farklı kültürlerden gelen insanların gelecekte birbirleriyle Esperanto dilinde veya onun kurgulanmış başka bir versiyonunda konuşacakları varsayılırdı. Esperanto, 1887’de Ludwik Lejzer Zamenhof tarafından yaratıldı. Son derece basit ve kısa sürede öğrenilebilen gerçek bir dildi. Erken dönem bilimkurguda Esperanto, ‘fütürizm‘ diye haykıran yeni bir dil teknolojisiydi. İyi ama günümüz dünyasında pek çok insan uluslararası dil olarak İngilizce, …
Devamını gör »Gelecekte Galaktik Bir Uygarlığa Dönüşebilir miyiz?
Galaksiyi kapsayan uygarlık fikri bilimkurguda ünlü bir konsept. Ancak böyle bir şey gerçekten mümkün mü? Yüzyılı aşkın bir süredir bilimkurgu yazarları ve bilim insanları, insanlığın uzaydaki geleceği hakkında konuşarak bizi eğlendirdi. Bir zamanlar hedeflerimiz, olası dünya dışı yaşamı aramak ve medeniyetimizin ileri karakollarını inşa etmek için Ay, Mars ve Venüs’e ulaşabilmeye odaklanmaktı. Ancak Evren hakkındaki farkındalığımız arttıkça hayallerimiz ve özlemlerimiz …
Devamını gör »Bilimkurguda Uzaylılarla İletişimin Örnekleri
Bilimkurgu geniş kitlelerce sevilen bir tür hâline geldiğinden beri en çok kullanılan konseptlerden biri uzaylılar olmuştur. Uzaylıların Dünya’yı ziyaret etmesi veya insanların bir uzaylı medeniyetiyle karşılaşması her zaman gerek okuyucu gerek izleyici için doyurucu bir hikâye anlatımı ortaya çıkarmıştır. Uzaylı konseptinin kullanıldığı eserlerin bir kısmı uzaylıları kötü ve işgalci varlıklar olarak göstermiş ve genelde insanların kendilerine karşı verdiği savaşı anlatmıştır. …
Devamını gör »Karanlık Orman Hipotezi: Uzaylılarla İletişim Kurmaya Çalışmak Güvenli mi?
Güneş Sistemi dışından geldiği kanıtlanan ilk asteroit, saatte 140.000 kilometre hızla sistemimizden geçip giderken, bilim insanları onu incelemek için çabalayıp duruyorlardı. Nasıl bir cisimdi bu? Mars ile Jüpiter arasında yer alan kuşaktaki asteroitlere benziyor muydu? Yoksa büsbütün farklı bir yapıya mı sahipti? Yabancı olan her şey gibi merakımızı cezbeden bu yıldızlar arası yolcu, uzaylı bir tür tarafından tasarlanmış bir teknolojinin …
Devamını gör »Yıldızlararası İletişimin Anahtarı Nötrinolar Olabilir mi?
Dünya’yı nihayet terk edebilmemizin ardından farklı yollarla uzayda hayat aramaya başladık, ancak aradan neredeyse yarım yüzyıl geçmiş olmasına rağmen henüz bırakın uzaylı medeniyetlerine, en basit yaşam formlarına dahi rastlayamadık. Gerçekten de evrende yalnız olabilir miyiz? İşin aslı şu ki, bilim insanları yıldızlararası medeniyetlerin varlığından pek de şüphe duymuyor. Küçük bir galakside bile yüz milyardan fazla yıldız sistemi olduğunu düşünürsek, yaşam …
Devamını gör »Yükselişi ve Düşüşüyle Öncül Bir Teknoloji: Teletekst
“Yayın sona erdikten sonra Times gazetesinin sayfalarını aktaracak bir sistem oluşturmalıyız.” Bir hikâyeye göre teletekst yayınları, BBC mühendislerine verilen işte bu talimatla başlamıştı. 60’ların sonuydu, günlük programın ardından gece boyunca vericilerin boş kalmaması için basılabilir bir sayfanın yayın üzerinden aktarılması isteniyordu. Bu amaca ulaşmak için yapılan çalışmaların sonunda neredeyse elli yıl boyunca sürecek olan ve Pazar günleri piyangomuza ikramiye vurup …
Devamını gör »Olası Dünya Dışı Kültürler ve İletişim Zorluğu
Jüpiter’in gaz katmanlarından tutun Merkür’ün kutuplarına kadar pek çok yerde bilinen anlamıyla bir “yaşam” gelişmiş olabilir. Elbette bunlar gerçekliğe yaklaşamayacak kadar düşük ihtimaller olsa da, bilimkurgunun işi gerçeğin ötesiyledir biraz da. Gerçeğin ötesinde ise sayısız ihtimal var. Peki ama gerçekten de dünya dışı zeki bir yaşamla karşılaştığımızda iletişim kurabilecek, birbirimizi anlayabilecek miyiz? İletişime engel olan unsurlardan biri kültür olsa gerek. Türler …
Devamını gör »