kor-talih-kapak

Bilimkurgu Sosuna Batırılmış Bir Polisiye: Kör Talih

“Yine de, kosmostaki yerimizi tanımlamak mümkün olmalı, siz ne dersiniz? Ya gösterişsiz bir ortalamayız ya da bir ayrıcalığız, üstelik göz kamaştırıcı.” –Stanislaw Lem.

Avrupa bilimkurgusuna yön veren, öykü ve romanlarıyla en büyük bilimkurgu yazarları arasına adını yazdıran Stanislaw Lem’in Kör Talih isimli romanı ilk kez 1976 yılında yayımlandı. Türkiye’de ise 1999 yılında İletişim Yayınları tarafından bilimkurgu okurları ile buluşturuldu. Sevil Cerit’in İngilizceden çevirisini yaptığı roman, tıpkı yazarın diğer kitapları gibi talihsiz bir süreç geçirdi ve 2020’ye dek bir daha basılmadı.

Lem’in tüm dünyada adının en fazla duyulmasına sebep olan romanı Solaris, Türkiye’de de büyük bir okur kitlesine ulaşmasına rağmen, diğer kitapları hep geri planda kaldı. Her kitabı en az Solaris kadar başarılı olan Lem’in Türk okurlarla yıldızı bir türlü barışmadı. Aradan geçen 21 yılın ardından Kör Talih nihayet 2. baskısına kavuştu. Yazarın yayın haklarını eline alan Alfa Yayınları, büyük bir hızla Stanislaw Lem’in kitaplarını yayımlamayı sürdürüyor. Dizinin 6. kitabı olarak çıkan Kör Talih, eski çevirisinin gözden geçirilmiş haliyle raflardaki yerini aldı.

“Daha yoksul olan taraf acı çekiyordu, bu arada daha zengin olan taraf televizyon yoluyla acıyı ithal ediyor ve uzaktan paylaşıyordu.”

Bilimkurgunun usta kalemi Stanislaw Lem’den, bilimkurgu sosuna batırılmış, gerilim dozu yüksek bir polisiye “Kör Talih”. Yine o bilindik “Lem atmosferi”ni bünyesinde barındıran roman, yazarın edebi dildeki yeteneği, kurgu yaratma becerisi, karakterlerin ilgi çekici şekillerde oluşturulması gibi özellikleriyle ön plana çıkmayı başarıyor ve bilimkurgu okurlarının dikkatini üzerine çekiyor. Yoğun bir bilimkurgusal dünya içermeyen romanda, ufak dokundurmalarla en çok kalem oynattığı türe selam gönderiyor Lem ve hemen ardından odak noktasını polisiyeye kaydırıyor. Eserin anakarakteri, tıpkı diğer birkaç Stanislaw Lem romanında daha olduğu gibi emekli bir astronot. Avrupa’nın göbeğinde, birbirine çok benzeyen bir dizi sıra dışı ölüm gerçekleşiyor. Tüm bu vakalar intihar mıdır, yoksa hepsi büyük bir örgüt tarafından planlı bir şekilde işlenen cinayetler zinciri mi? Sonuna dek sır perdesi aralanmayan roman, büyük bir merakla okunuyor.

Şüpheli ölümleri araştıran bir kurum tarafından bu esrarengiz olaylar zincirinin çözüme kavuşturulması için emekli bir astronot görevlendiriliyor. Daha önce dünya dışına gidip gelen başarılı astronotun görevi bu sefer dünya üzerinde. İtalya ve Fransa’da geçen olayların başlangıcı Napoli şehri. Bu şehirde kükürtlü sıcak su banyolarını kullanan ve birçok özellikleri ortak olan 40-50 yaşlarında 11 kişi daha sonra Roma’ya geçiyor, fakat her birinde psikotik davranış bozuklukları gözlemleniyor. Roma’ya geçmelerinin ardından kısa bir süre sonra çeşitli şekillerde intihar etmiş olarak bulunuyorlar, ancak içlerinden ikisi tesadüf eseri ölümden kurtuluyor.

“Hatalar denizini aşmadan gerçeğe ulaşamazsınız.”

Şirket tarafından ölenlerin Napoli ve Roma yaşantıları bir simülasyon tarafından yeniden yaratılıyor ve “tıpkı yaşantı” adı verilen sistemle ölümlerin nedeni ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Tıpkı kurbanlar gibi Napoli’de bir süre geçiren astronot, daha sonra Roma’ya seyahat ediyor. İşler yolunda giderse kısa sürede ölümlerin sebebini çözerek İtalya’dan ayrılmayı planlıyor, fakat sorunlar art arda geliyor ve işler pek de planlandığı gibi gitmiyor. Napoli ve Roma yolculuklarının ardından Paris’e geçen astronot, orada doktor Barth’la uzun bir sohbete girişiyor. Detaylı çıkarımlarla gizemli ölümleri aydınlatmaya çabalayan ikili, beyin fırtınası gerçekleştirerek çözüme ulaşmaya çalışıyor. Ölümden kurtulan kişilerden birinin kılığına girerek, o kişinin yaşadığı şeyleri aynı şekilde yaşayan astronotun bu zorlu görevi başarıyla tamamlayıp tamamlayamayacağı hayati önem taşıyor. “Kör talih”ten kurtulan o şanslı azınlıktan olabilecek ve esrarengiz cinayetleri çözebilecek midir?

Napoli-Roma-Paris üçgeninde geçen öykü, bilimkurgu okurlarının yanı sıra polisiye okurlarına da hitap ediyor. Her iki türün başarılı bir karması olan roman, Lem’in diğer başarılı eserleri Küvette Bulunan Günce ve Soruşturma ile farklı türleri bir araya getirme konusunda ortak özellikler taşıyor. Farklı gezegenler, robotlar / androidler, distopik gelecek tasvirleri ve zamanda yolculuk gibi klasik bilimkurgu temaları dışında bir şeyler okumak isteyenler için dünyada geçen ve oldukça sürükleyici bir konuya sahip olan Kör Talih ideal bir tercih olacaktır. Stanislaw Lem gibi bir bilimkurgu dehasıyla tanışmak için de iyi bir başlangıç kitabı sayılabilir.

“İnsan demokratik olmayan bir kurumdur. Beyin merkezi, sağdan soldan gelen o sesler, göstermelik bir parlementodan başka bir şey değildir.”

Yazar: Bahri Doğukan Şahin

1995, Erzurum. Kitap okur, belgesel izler, sinema, felsefe ve bilimkurguyla ilgilenir, öykü yazar. Kayıp Rıhtım'da başladığı yazarlık serüvenine, Fantastik Canavarlar ve Bilimkurgu Kulübü gibi internet sitelerinde ve çeşitli dergilerde devam etmekte. bahridogukan@gmail.com

İlginizi Çekebilir

underworld

Fantastikten Sert Bilimkurguya: Underworld

Bir zamanlar büyü veya sihir denilen şeylerin sonradan bilimsel izahatlar ile ortaya konulmasında olduğu gibi, …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et