Isaac Asimov, bilimkurgu yazarlığının yanında 11 yıl boyunca Boston Üniversitesi‘nde biyokimya profesörü olarak görev aldı. Fakat tarihler 14 Eylül 1960’ı gösterirken, kimliği belirsiz bir kişi Asimov’un komünist sempatizanı olduğundan şüphelenip FBI başkanı J. Edgar Hoover‘a ihbar mektubu yazar. Mektubu yazan kişi, Asimov’un Rusya’nın ilk nükleer enerji santralini yaptığını söylediğinden bahsetmektedir. Dahası mektupta, Asimov’un Rus asıllı olduğu ve “Inside the Atom” adlı bir de kitabı bulunduğu vurgulanır. Asimov bu dönemde, hem yazdıkları ve hem de bağlantıda olduğu kişilerin görüşleri nedeniyle FBI’ın şüpheliler listesine girer.
ABD Komünist Partisi tarafından (CPUSA) 1965’te alınan notlarda da Asimov’un isminin geçtiği görülüyor. ABD Komünist partisi, Asimov’u “katılması için konuşulan veya ileride katılması için ikna edilebilecek kişiler” listesine eklemiştir. Söz konusu listeyi FBI’ın Boston’daki bürosuna yollayan kişi de yine parti yetkililerinden biridir. Fakat Listede “Isaac Asimov, Boston Üniversitesi’nden Biyokimyacı” olarak yazılsa da, partinin Asimov’la kontak kurup kurmadığı hakkında bir not düşülmemiş.
Soruşturmasını genişleten FBI, Asimov’un bilimkurgu kitaplarıyla Sovyetler’de yayımlanan isimsiz bilimkurgu kitaplarını karşılaştırmış ve yazarın bilimsel geçmişini inceleme altına almıştır. FBI, kod adı “Robprof” olan ve aynı zamanda akademisyenlik yaptığı sanılan bir Sovyet ajanının Asimov olup olmadığını ortaya çıkarabilmek için araştırmalarını derinleştirmiştir.
FBI Boston Bürosu, Asimov’un “Robprof” kod adlı Sovyet ajanı olduğunu resmi olarak hiçbir zaman iddia etmemiştir; fakat olasılıklardan biri olarak düşünülmesinin ülkenin yararı için gerektiğini belirtmiştir. Bu Robprof olayı yüzünden Asimov, 1967’ye kadar FBI’ın incelemesi altında kalmış; fakat sonrasında şüpheli listesinden çıkarılmıştır.
Hazırlayan: Taylan Kasar