Bilimkurgu Sinemasında 10 Saç Modeli

1895 tarihli The Mechanical Butcher adlı 45 saniyelik filmde, bir kasabın kesim makinesine soktuğu canlı domuz diğer taraftan kesilmiş, paketlenmiş ve satışa hazır halde çıkar. O günden bugüne Bilimkurgu Sineması akıl almaz bir gelişim gösterdi, zihinlerimizi özgürleştirip hayal dünyalarımızı genişleten görsel ve işitsel bir şölene dönüştü. Öyle ki bu koca bilimkurgu okyanusuna oltamızı ne zaman daldırsak farklı lezzette bir balık yakalıyoruz.

Uzay gemileri, lazer tabancaları, uzaylı ırklar, yeni keşfedilmiş gezegenler, ütopyalar, distopyalar, savaşlar… Hayır, bugün oltamıza takılan bunlardan hiçbiri değil. Biz bugün size belki de daha önce üzerine kafa yormadığınız bir konudan, Bilimkurgu Sineması’ndaki saç modellerinden bahsedeceğiz. Bunu yaparken birkaç yazar, roman, yönetmene değinmeyi de ihmal etmeyeceğiz. Dilerseniz hemen başlayalım.

Sean Young – Blade Runner (1982)

Philip K. Dick işlettiği plak dükkanı, paranoyaları, öyküleri, romanlarıyla bilimkurgu edebiyatının asi ve dahi çocuğuydu. 1968 senesinde bilimkurgu dünyasına armağan ettiği Do Androids Dream of Electric Sheep? belki de en bilinen eseri oldu.

Elbette romanın Ridley Scott tarafından Blade Runner (1982) adıyla beyaz perdeye uyarlanması bunda etkili bir rol oynadı. Filmde Rachael karakterini canlandıran  Sean Young da hafızalarımıza bu ilginç saç modeliyle kazındı.

Stanley Tucci – The Hunger Games (2012)

The Hunger Games, bizdeki adıyla Açlık Oyunları, Amerikalı yazar Suzanne Collins‘in genç yetişkinler için kaleme aldığı bir üçleme. Tıpkı Harry Potter gibi sinema uyarlamalarıyla ününe ün katıp büyük bir hayran kitlesi yakalayan distopik eser, ölümcül bir oyunu konu ediniyor.

Stanley Tucci ise kitapların sinema uyarlamalarında  karşımıza Açlık Oyunları’nın sunucusu Caesar Flickerman olarak çıkmakta. Flickerman’ın şıklığına şapka çıkarıyoruz, ama onu listemize dahil etme nedenimiz, bir mavi bir mor olan bakımlı saçları tabii ki.

Natalie Portman – Star Wars: Episode I (1999)

Türe dahil olup olmadığı (anlamsız bir şekilde) hala tartışılıp dursa da, bilimkurgu sevgisini bir neslin yüreğine silinmemek üzere kazımış George Lucas imzalı koskoca bir evren Yıldız Savaşları. Jedi’lar, ışın kılıçları, güç, karanlık taraf…

İşte bu evrende Natalie Portman güzel ve zeki kraliçe (ve senatör) Padmé Amidala olarak çıkıyor izleyici karşısına. Duru güzelliğiyle büyüleyen, Anakin‘in uğruna gemileri yaktığı Padmé, böyle saç ancak uzayda olur dedirterek listemizin olmazsa olmazları arasında yer buluyor kendisine.

John Travolta – Battlefield Earth (2000)

L. Ron Hubbard‘ın romanından beyaz perdeye uyarlanan Battlefield Earth olmasa daha iyi olurdu dedirten filmlerden. Ülkemizde pek bilinmeyen ve zengin kadrosuna rağmen başarı yakalayamayan film gelecekte, 3000 yılında geçiyor. Dünya uzaylılar tarafından işgal edilmiş, acımasız lider Terl insanlığa etmediğini bırakmamakta.

Listemize dahil ettik etmesine de, John Travolta şu kılıkla, saçla değil dans figürleriyle aklımızda kalsa daha iyi olur demeden de edemiyoruz doğrusu.

Jada Pinkett Smith – Matrix Reloaded (2003)

Bilimkurgu Sineması’nı Matrix’ten öncesi ve sonrası olarak ayırsak abartmış olur muyuz? Gerçekten Matrix üzerine fazlasıyla kafa patlatılan ve hakkında kitaplar yazılan efsanevi bir üçleme olarak sinema tarihinin unutulmazları arasında yer alıyor. Biz de bu seriden birilerini bulup listeye ekleyelim dedik ve aklımıza ilk gelen de karizmasıyla ateş eden Niobe (Jada Pinkett Smith) oldu.

Yetenekli pilotun, adını Yunan Mitolojisi‘nden aldığını söylemeden geçmeyelim.

Chris Tucker – Fifth Element (1997)

Bir başka unutulmaz film ve bir başka unutulmaz performansla devam ediyoruz Beşinci Element‘i hala izlemediyseniz bu gece ne seyredeceğinizi düşünmenize gerek kalmadı demektir. Absürtlükler konusunda oldukça zengin olan filmin belki de en tuhaf karakteri Chris Tucker‘ın canlandırdığı ünlü bir radyo şovu sunucusu olan Ruby Rhod. 

Feminen kostümleri, düşük çenesi, abartılı mimikleri ve onu listemize sokan tuhaf saç modelleriyle Ruby, yalnız listemizin değil, Bilimkurgu Sineması’nın da en renkli yüzleri arasında kuşkusuz.

Carrie Fisher – Star Wars: Episode IV (1977)

Bu liste Prenses Leia ve bütünleştiği ikonik saç modeli olmasa olmazdı. Peki bu saç modelinin hikayesi ne? Tamamen film için uydurulmuş bir tasarım mı, yoksa birilerinden ilham alınarak mı kullanıldı? Hemen cevap verelim: Carrie Fisher‘in canlandırdığı prensenin saç tasarımı ona özel olarak yaratılmış bir model değil. Her ne kadar Star Wars‘un yaratıcısı George Lucas, Leia karakterini yaratırken Meksika Devrimi’inde savaşmış kadınlardan ilham aldığını söylese de herkesin bu açıklamaya katılmadığını belirtelim.

Meksika Devrimi’ndeki Korkusuz Kadınlar kitabının yazarı Tabea Linhard, saçları iki yandan topuz yapmanın savaşçı bir kadın için pratik olmayacağını söyleyenlerden. Bazı tarihçiler ise Lucas’ın Amerikan yerlilerinden ilham aldığını ve bu saç modelinin Arizona’nın kuzeybatısında yaşamış Hopi Kabilesi‘nin kadınlarına ait olduğunu düşünüyor. Gerçek ne olursa olsun bu saç modeli, yakın sayılabilecek bir zamanda aramızdan ayrılan Carrie Fisher’e çok yakışıyor. Seni hep böyle hatırlayacağız prenses. (Kaynak.)

Christopher Lloyd – Back to the Future (1985)

Dr. Emmett Brown‘u nasıl tanırsınız? Zamanda yolculuk hayalini gerçeğe çeviren yarı çılgın bir dahi,  alımlı bir öğretmeni kendine aşık eden bir centilmen, bilim uğruna teröristleri soyacak kadar gözü kara bir bilim adamı…

Elbette o bunların hepsi. Ama biz onu listemize bunlar için değil, bilim yolunda ağarttığı saçları için dahil ediyoruz. Sen çok yaşa Dr. Brown. Bilimin her zaman senin gibi çılgınlara ihtiyacı var.

Lisa Marie – Mars Attacks! (1996)

Mars Attacks! yani Çılgın Marslılar adı gibi çılgın bir film. Yönetmen koltuğunda Tim Burton oturuyorsa aksini beklemek hata olur zaten. Filmin tam bir ünlüler geçidi olduğunu söyleyelim. Kadrosunda kimler yok ki: Jack Nicholson, Danny DeVito, Pierce Brosnan, Michael J. Fox, Natalie Portman… Ve elbette kaçık Marslılar!

Listemize kabarık saçları hatırına aldığımız, Lisa Marie‘nin oynadığı bu güzel (!) sarışınsa, görevi Beyaz Saray’a sızmak olan uzaylı bir ajan. Hadi itiraf edin, biz söylemesek hayatta tahmin edemezdiniz değil mi?

David Bowie – The Man Who Fell to Earth (1976)

Amerikalı yazar Walter Tevis‘in 1963 tarihli aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan The Man Who Fell to Earth gerçek bir bilimkurgu klasiği. Gezegenini kurtarmak amacıyla dünyamıza gelen bir uzaylının başından geçenleri konu edinen filmde David Bowie, insanlarını kurtarayım derken başka işlere saplanıp kalan uzaylı Thomas Jerome Newton‘ı canlandırıyor.

Açıkçası bu eseri sizlere tanıtmak için Bowie’nin saçlarını bahane ettiğimizi itiraf edelim. Ne de olsa Bowie yalnız bu filmde değil, her zaman kostümleri ve saç modelleriyle bir efsaneydi zaten. Romanın Dünyaya Düşen Adam adıyla dilimize çevrildiğini de hatırlatalım.

– Bonuslar –

Bilimkurgu Kulübü (Facebook) Sohbet Grubu‘nda yer alan değerli takipçilerimizin önerileri ışığında hazırlanan listemizi burada noktalandırmak istemedik doğrusu. Sinema dünyasına el atmışken gelin kısacık da olsa dizi sektörüne de bir uğrayalım ve listemizi öyle sonlandıralım.

Gabrielle Drake – UFO (1970 – 1973)

1970 -1973 yılları arasında yayınlanan ve dünyamızı işgal etme çabası içindeki uzaylılarla onları durdurmak için çabalayan özel bir birimin savaşını anlatan dizi, ülkemizde TRT ekranlarında da boy gösterdi. Bir İngiliz bilimkurgusu olan UFO‘nun, zamanının ötesinde bir yapım olduğu hemen anlaşılıyor.

Dizide güzel oyuncu Gabrielle Drake mor saçlarıyla Ay Üssü Komutanı Lt. Ellis olarak çıkıyor karşımıza.

Leonard Nimoy – Star Trek (1966 – 1969)

Star Trek için ne desek az. Dizinin efsane karakteri Mr. Spock için de öyle. Leonard Nimoy tarafından canlandırılan Mr. Spock ülkemizde Uzay Yolu olarak gösterilen dizide ve bilimkurgu hayranlarının gönlünde özel bir yere sahip.

Öne doğru taradığı kısa parlsaçları ise hafızalara kazınmış durumda. Onu Vulkanlı selamıyla selamlıyor ve sevgiyle anıyoruz.

Centauri – Babylon 5 (1994 – 1998)

90’lar, bilimkurgunun televizyon macerası için son derece hararetli yıllardı. Bu dönemde diğerlerinden sıyrılmayı başaran iki büyük yapımla karşılaştık. Biri Star Trek: Deep Space 9, diğeri ise Babylon 5. Üstelik bir uzay istasyonunda geçmeleri ve diplomasinin ayak oyunlarını işlemeleri bakımından iki seri de birbirine çok benziyordu. Bu durum tıpkı Yıldız Savaşları ile Uzay Yolu serilerinde olduğu gibi rekabeti ve atışmaları da beraberinde getirdi.

Dizinin baskın türlerinden biri olan Centauri, entrikacı kişiliklerinin yanı sıra ilginç saç stilleriyle de hafızamıza kazındı. Öyle ki, Centauri erkeklerinin saçları adeta bir yelpazeyi andırıyordu. Siz bunu kuyruğunu açmış bir tavus kuşuna da benzetebilirsiniz. Ancak tuhaf bir şekilde, türün dişileri enselerindeki bir tutam saç dışında dazlaktı. Doğanın bir latifesi olsa gerek.

Yazar: Kadri Kerem Karanfil

Bu hesap, artık hayatta olmayan bir yazara aittir. (1980-2021)Bilimkurgu Kulübü emektarı. Yalnız bilimkurguyla değil, korku ve çocuk edebiyatıyla da ilgili. Stephen King'in sadık okuyucusu. Ray Bradbury'nin büyük hayranı. 80'lere ait korku filmlerinin tutkunu.

İlginizi Çekebilir

film serileri

Gittikçe Kötüleşen Bilimkurgu Film Serileri

Pek çok başarılı bilimkurgu filmi, sonrasında çekilen devam yapımlarıyla aynı ilgiyi ve gişe hasılatını yakalamayı …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin