İnsanlığın Üçüncü Çağı’nın başlangıcıydı. Dünya-Minbari Savaşı’ndan 10 yıl sonra. Babylon Projesi, gerçeğe dönüştürülmüş bir rüyaydı. Amacı, insanların ve uzaylıların birlikte geçinebilecekleri bir yer yaratarak yeni bir savaşı önlemek. Diplomatlar, dolandırıcılar, girişimciler ve maceracılar için evden çok uzakta bir uğrak limanı. 2,5 milyon ton dönen metal içine sarılmış insanlar ve uzaylılar, gecenin içinde yapayalnız. Tehlikeli bir yer olabilir. Ama barış için son ve en iyi umudumuz. Bu, son Babylon istasyonunun öyküsüdür. Bu yerin adı: Babylon 5…
Yazar ve yapımcı J. Michael Straczynski tarafından yaratılan dizi, hiçbir zaman Star Trek kadar ünlü olamamışsa da, bir döneme damgasını vurmayı başarmıştır. Warner Bros şirketi, 1993 tarihli Babylon 5: The Gathering adlı pilot filmin başarısının ardından, Prime Time Entertainment Network (PTEN) kanalında yayımlanmak üzere ilk iki sezonun siparişini verme kararı aldı. İlk olarak 26 Ocak 1994’de Amerika Birleşik Devletleri’nde gösterimine başlanan dizi, toplam beş sezon boyunca yayın hayatına devam etti. Diziyi, “en başından beri beş sezon olarak planlanıp, yazıldı” diye açıklayan J. Michael Straczynski, 110 bölümün 92’sini bizzat kaleme aldı ve Douglas Netter ile birlikte dizinin yapımcı kadrosunda da görev yaptı.
2257 ile 2262 yılları arasında geçen dizi, insanlığın uzayda kolonileştiği ve pek çok uzaylı tür ile temas kurduğu kurgusal bir geleceği konu alır. İnsanlık, tüm türlerin birbirleriyle ticari ve diplomatik ilişkiler kurabilmesi ve galaksideki barış ortamının sağlanabilmesi için Babylon adı verilen çok türlü bir uzay istasyonu projesine girişmiştir. Fakat 1. 2. ve 3. istasyonlar durumdan rahatsız olan güçlerce imha edilmiş, 4. istasyon ise içindeki mürettebatıyla birlikte ansızın ortadan kaybolmuştur. Buna rağmen Dünya Gücü, kararlılığını göstermek amacıyla kısa sürede Babylon 5 Üssü‘nü inşa ederek faaliyete sokmaktan çekinmemiştir. Dizi boyunca tüm yaşanılan maceralar işte bu üste gerçekleşmektedir.
Dizi için çoğu iki ayak üstünde yürüyen insan benzeri uzaylı varlık tipleri yaratılmış ve kapsamlı bir kurgusal evren tasarlanmıştır. Uzunluğu 8 km. olan ve toplan 2.5 milyon ton çelikten yapılan Babylon 5 üssü, türü ve gezegeni ne olursa olsun iyi niyetli tüm bireylerin konaklayabileceği bir uğrak limanı durumundadır. Ayrıca, üste galaksideki çoğu türün büyükelçi düzeyinde temsil hakkı bulunmaktadır. Bu durum, birbirlerine düşman olan ya da birbirlerinden hoşlanmayan türler arasında sonu savaşa kadar uzanabilecek diplomatik sürtüşmeler yaşanmasına yol açmakta ve zaman zaman politik gerilimlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Dinsel bağnazlık, ırkçılık, sosyal baskı, siyasi rekabet, ideolojik ve kültürel farklılık, ticari anlaşmazlık, diplomatik geçimsizlik ve diktatoryal eğilim gibi temaları incelikle işleyen ve bu olguların sonuçlarını başarıyla aktaran dizi, “politik bilimkurgu türünde yayımlanan en komplike televizyon dizisi” olarak anılmakta ve övülmektedir. İki kez En İyi Dramatik Sunum Hugo Ödülü‘nü de kazanan yapım, üretilmiş en iyi bilimkurgu dizilerinden biri olarak gösterilmektedir.
2258 yılında insanlık, oldukça gelişmiş ve uzaya açılmış güçlü bir türdür. Bu zaman zarfı boyunca pek çok dünya dışı uygarlığı ve bu uygarlıkların başka uygarlıklarla giriştikleri mücadeleleri keşfetmiştir. Uzay, pek çok türün birbiriyle mücadele ettiği bir savaş alanından farksızdır. İnsanlar da bu manzara içerisinde kendi çıkarları doğrultusunda bir strateji izlemek durumunda kalmıştır. İnsanlık her ne kadar gelişmiş bir uygarlık izlenimi verse de, kendi içerisinde yaşadığı siyasi, toplumsal ve ekonomik buhranlarla pençeleşmektedir. Tüm bunlar yaşanırken, bir yanlış anlaşılma sonucu Dünya-Minbari savaşı‘nın patlak vermesi ve Minbarilerin savaşı kazanmak üzereyken ansızın savaşı sona erdirmesi hala sırrını korumakta ve kafaları karıştırmaktadır. Dünya Gücü, büyük kayıpların yaşanmasına yol açan böylesi bir savaşın tekrar vuku bulmaması ve tüm türlerin burada diplomatik ilişkiler geliştirerek barış ortamının muhafaza edilebilmesi için Babylon adı verilen çok türlü bir istasyon projesine girişmiştir. Fakat 1. 2. ve 3. istasyonların kimliği belirsiz güçlerce imha edilmesi, 4. istasyonun ise gizemli bir şekilde ortadan kaybolması Dünya Yönetimi‘ni endişelendirmiş, ama tüm bunlara rağmen 5. istasyonun yapımına başlanması kararı alınmıştır.
Babylon 5, toplam 2.5 milyon ton çelikten yapılan ve 8 km. uzunluğunda olan bir uzay üssüdür. Üsse giren çıkan sayısız tür vardır. Bu türler aynı zamanda büyükelçilik derecesinde de Babylon 5’da temsil edilmektedir. Dolayısıyla, büyükelçiler arasında her türlü politik ayak oyunu yaşanmaktadır. Çıkara dayalı ittifak kuranlar, taraf değiştirenler, yanılanlar, pişman olanlar, intikam ateşiyle yananlar, sevilenler, nefret edilenler, korkulanlar, saygı duyulanlar… Hepsi de dizinin dokusuna işlenmiş çarpıcı motifler gibidir. Öte yandan sessiz sessiz yaklaşan büyük bir savaş, tüm türleri kendi safını belirlemeye zorlayacaktır. Tüm bu belirsizlikler içinde John Sheridan‘ın Dünya’daki diktatör yönetime savaş açması ise bir diğer sonucu merak edilen mücadele halini alacaktır.
Babylon 5, Gölgeler türünün ortaya çıkışına ve galaksiye yaşattığı endişeye dayanan bir mitolojik temele oturtulmuştur. Gölgeler adı verilen tür, her bin yılda bir uykusundan uyanarak galaksiye dehşeti ve kaosu yaşatmakta ve büyük savaşların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu koşullar altında kimi türler güçlerini birleştirerek Gölgeler’e karşı koyarken, kimi türler ise Gölgeler’in yanında yer almayı yeğler. Bu durum, galaksideki çatışma ortamını iyice körükleyen unsurlardan biri halini alır. Bin yıl önce Gölgeler’le yapılan savaştan kısmen galip çıkılmış ve Gölgeler’in geri çekilmesi sağlanmıştır. Fakat aradan geçen bin yıllık süre zarfında Gölgeler tekrar uyanacak ve eski güçlerini toplamaya çalışacaktır. İşin kötü tarafı ise, bin yıl önceki savaşın kazanılmasını sağlayan ve Kadimler adı verilen gelişmiş uygarlıklar galaksiyi çoktan terk etmiştir. Gölgeler’e karşı Kadim türler olmadan bir zafer kazanmak ise imkansız görünmektedir. Şu an galaksideki baskın türlerin, Gölgeler uyanmadan bir an önce güçlerini birleştirmeleri ve artık galaksiyi terk etmiş olan Kadim türleri bulmaları gerekmektedir. Ancak bu sanıldığı kadar kolay olmayacak ve beklenen karanlık galaksiye çökecektir.
Dizi ilk sezonlarında, Gölgeler’in uyanışının ve yaklaşan büyük savaşın işaretlerini vermekle yetinir. Uzun bir süreç boyunca diken üstünde beklenilen büyük savaş, 3. sezonda tüm çıplaklığıyla başlar. Galaksiyi terk etmiş olan Kadim türler bulunur ve Gölgeler’e karşı kendilerinden yardım istenir. Amacı Gölgeler’le mücadele etmek olan efsanevi Kolcular Birliği de tekrar örgütlenerek etkin bir şekilde savaşa müdahil olur. Önceleri hakkında pek fazla bir şey bilinmeyen Vorlon türünün de kadim türlerden biri olduğu ortaya çıkacaktır. Artık saflar kesinleşmiş ve galaktik savaş zirvesine ulaşmıştır. Ancak Vorlonlar’ın, Gölgeler’i yenmek için izlediği strateji bir başka endişe kaynağı olacak ve galaksinin genç türleri savaşın ilerleyen safhalarında Vorlonlar’ı da durdurmak zorunda kalacaktır.
4. sezonun ortalarında Kadimlerin de desteğini alan genç türler, hem Gölgeler’i ve hem de Vorlonlar’ı durdurmayı başaracak ve bu iki türün galaksiyi terk etmesiyle savaş sona erecektir. Vorlonlar ile Gölgeler’in binlerce yıldır birbirleriyle neden savaştıkları da artık gün yüzüne çıkar. Bu iki kadim tür, başlangıçta genç türleri yetiştirmek ve onları eğitmek için geride kalmıştır. Ama geçen süre zarfında birbirleriyle ideolojik ve saplantılı bir rekabete girmişler, galaksideki diğer türleri de kendi rekabetleri için kullanmışlardır. Gölgeler kaosun, Vorlonlar ise düzenin savunucularıdır. Onların bu felsefi düşünce farkı zamanla şiddete dönüşmüştür. Galaksinin genç türleri, artık bu mücadelenin bir parçası olmak istememektedir. Genç türlerin kararlılığını gören Vorlonlar ve Gölgeler, geri dönmemek üzere galaksiyi terk eder. Artık savaş bitmiş ve galaksi genç türlere kalmıştır. Onlara düşen de kendilerinden sonra gelecek türleri eğitmek ve yetiştirmek olacaktır.
Ama dizi, bu noktadan sonra savaşın politik sonuçlarını ve ardında bıraktığı yıkıcı manzarayı anlatmayı sürdürür. Tüm türlerin ağır yaralar aldığı böylesi bir savaşın ardından, beklenildiği üzere galaktik bir ittifakın kurulması zorunluluğu doğar. Artık galaksiyi bekleyen sorunlar, kurulan bu yeni ittifakın ve diğer tüm türlerin iç ve dış politika sorunları halini alır. Her ne kadar savaş sona erse de, ardında bıraktığı karanlık müttefikler galaksideki bulanık ve çalkantılı dönemi sürdüren en önemli etkenlerden biridir. Centauri İmparatorluğu‘nun karanlık müttefiklerin kontrolüne girmesi, Dünya’nın bir diktatöryaya dönüşmesi, John Sheridan’ın Dünya diktatörlüğüne savaş açması, Mars Kolonisi‘nin bağımsızlık mücadelesi ve Psi Birliği‘nin gizli niyeti gibi konular, dizinin mitolojisini besleyen yeni olaylar olarak karşımıza çıkar.
Dizinin müzikleri Christopher Franke tarafından bestelendi ve eleştirmenlerin takdirini topladı. Babylon 5, müziklerinin özgünlüğü sayesinde çağının diğer bilimkurgu dizilerinden kolayca ayırt edilebilen bir karaktere kavuştu. Christopher Franke, her bölüm için yaklaşık 25 dakikasını ayırıyordu. Besteleri esnasında, çoğu zaman bir müzik kayıt ve işleme yazılımı olan Cubase adlı programdan faydalanıyor; ancak karmaşık ve daha zor besteler için farklı yöntemler kullanıyordu. Franke, bir besteyi oluştururken uygun bulduğu enstrümanların önce dijital seslerini kullanıyor, eğer ortaya çıkan ses uyumundan memnun kalırsa bestesini daha sonra akustik olarak kaydetme yoluna gidiyordu. Dizinin, piyasaya çok sayıda soundtrack albümü sürülmüştür.
Not: Bu makale, zamanında Vikipedi için yazdığım yazının güncellenmesiyle oluşturulmuştur.