İlk dünya savaşı daha önce görülmemiş tarzda bir olaydı. Savaş o kadar geniş çaplıydı ki, herkes bunun tüm savaşları bitirecek büyük savaş olduğuna inanıyordu. İnsanlık henüz hiçbir şey görmemişti. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunu sindiremeyen birtakım delirmiş adamlar, tarihin yazdığı en büyük katliamlara sahne olan İkinci Dünya Savaşı’nı çıkardı.
İkinci Dünya Savaşı, gerçekten büyük bir olaydı. O kadar büyüktü ki savaşı takip eden nükleer barış çağı, yetmiş beş yıldır bu büyüklükte başka bir savaşın yaşanmamasını sağladı. Bu denli büyük bir olayın sanat, edebiyat ve popüler kültürü etkilememesi beklenemezdi. Bu yazıda ikinci dünya savaşı temalı eserlerden bilimkurgunun ilgi alanına girenlere göz atacağız.
Mezbaha No: 5
Kurt Vonnegut’un klasik romanı, bilimkurgu ve İkinci Dünya Savaşı kavramları yan yana gelince aklımıza gelmesi gereken ilk eser. İnsanlık tarihinin en büyük kitle kıyımlarından biri olan Dresden bombalaması sırasında bu şehirde, beş numaralı mezbahada Naziler tarafından esir tutulan Vonnegut, savaştan sonra memleketine dönüp anılarından esinlenen bir roman yazmaya karar veriyor.
Savaşın dehşetiyle bir pasifiste dönüşen yazar, romanının “büyük, güçlü kahramanlara” bir övgü değil, İkinci Dünya Savaşı’na bir hiciv olmasını istiyor. Bu kısa romanı yazarken zaman zaman sıkılıyor, her sıkıldığında yeni bir absürt bilimkurgu ögesi ekliyor ve ortaya böylesine kült bir eser çıkıyor. Mezbaha No: 5 hem insanlıkla ilgili bir öykü hem de Otostopçunun Galaksi Rehberi hayranlarının bayılacağı bir mizah romanı.
Wolfenstein
Aslında bir İkinci Dünya Savaşı serisi olarak başlayan Wolfenstein, FPS türünü yaygınlaştırması sebebiyle oyun kültüründe önemli bir yer tutuyor. Serinin yaratıcıları, savaş oyununda ilginç bir boss olması amacıyla robotik Hitler eklerken serinin bu günkü haline gelmesini planlamıyordu.
Robotik Hitler’den ilham alan sonraki nesil Wolfenstein’ı bir bilimkurgu serisine çevirdi. Önce savaş sırasında okült araştırmaları ve robotlar eklendi seriye, daha sonra savaşı Nazilerin kazandığı alternatif bir tarihe çekildik. Wolfenstein özellikle, altmışlarda geçen oyunlardaki dieselpunk, seksenlerde geçen oyunlardaki siberpunk tasarımlarla ön plana çıkıyor. FPS seviyorsanız göz atmanızda fayda var.
Uber
Şeytani ve İlahi ile tanıdığımız Kieron Gillen’ın aşırı kanlı İkinci Dünya Savaşı destanı Uber, listedeki eserlerin büyük bölümü gibi bir alternatif tarih kurgusu.
Nazilerin icat ettiği süper insan formülü ve Amerikalıların bunu çalması sayesinde İkinci Dünya Savaşı, tanklar ve gemilerin değil, üstün insanların savaşı haline evriliyor. Gore bir çizgi romandan rahatsız olmayacaksanız bu başarılı seriyi okumalısınız.
Yüksek Şatodaki Adam
Philip K. Dick’in bilimkurgu klasiği, aynı zamanda muhtemelen en meşhur alternatif tarih eseri. Roman savaşı Naziler kazansa yaşanabilecekleri anlatıyor.
Kitap Amazon tarafından oldukça popüler bir diziye de uyarlandı. Hem kitap hem de diziden bahseden bir incelemeye buradan ulaşabilirsiniz.
Lucky Strike
Meşhur bilimkurgu yazarı Kim Stanley Robinson’ın Hugo ve Nebula ödüllerine aday olmuş alternatif tarih öyküsü, Hiroshima ve Nagazaki’deki kıyım gerekli miydi sorusuna cevap arıyor.
Overlord
J.J. Abrams’ın yeni korku filmi Overlord, Amerikan askerlerinin bastığı bir Nazi üssünde zombilerle savaşmalarını anlatıyor.
Film genel olarak beğenilmedi.
Swastika Geceleri
Feminist distopyanın öncülerinden olan roman İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasından önce yayınlanmış.
Kitap, Nazilerin dünyayı ele geçirmiş olduğu bir 27. yüzyılı anlatıyor.
Ölüm Oyunu
Koushun Takami’nin tek romanı olan Battle Royale, bir oyun türüne isim verecek derecede kültürel fenomene dönüşmüş olmasının yanında modern distopyaların çoğuna ilham kaynağı olmuş mükemmel bir alternatif tarih hikayesi.
Kitap, İkinci Dünya Savaşı yönüyle ön plana çıkmasa da Yüksek Şatodaki Adam gibi mihverlerin galip olduğu bir dünyada geçiyor. Bu sefer olayları Japonya tarafından görüyoruz. Romanın harika bir world building’i var ve bunu okuyucuya yavaş yavaş aktarıyor. Yani dünyanın nasıl bu hale geldiğini okudukça anlıyoruz.
Girls und Panzer
Okulların antik mısırdan beri gemilere inşa edildiği ve tankçılığın kadınlara özgü bir martial art olduğu absürt bir alternatif evrende geçen Girls und Panzer, tankçılıkla uğraşan bir grup lise öğrencisini anlatıyor.
Müziklerden karakter tasarımlarına, tanklardan okullara kadar her şeyin İkinci Dünya Savaşından uyarlandığı bu eğlenceli anime yeni favoriniz olmaya aday.
Hetalia: Paint It White
Aslında her karakterin İkinci Dünya Savaşı’ndaki ülkelerden birini temsil ettiği bir karikatür serisi olan Hetalia’nın bu film uyarlaması bir uzaylı istilasını konu alıyor, bu sebeple de listemize girmeye hak kazandı.
İlk Yenilmez: Kaptan Amerika
İkinci Dünya Savaşı sırasındaki milliyetçilik dalgası, yeni yeni ortaya çıkmakta olan süper kahraman çizgi romanlarının da esin kaynaklarından biriydi. Bu yüzden teknolojik olarak gelişmiş Nazileri pek çok süper kahramanın düşmanı olarak görebilirsiniz.
Marvel Sinematik Evreni’nin köklerine indiğimiz bu film, tam da bu havadaki altın çağ çizgi romanlarının ruhunu başarıyla yansıtan bir eser. Marvel’ın en iyi süper kahraman filmlerinden biri…
Rocketeer
Otuzların Iron Man’i Rocketeer, 1991 yapımı filmiyle çoğumuzun çocukluk kahramanı oldu.
Jetpackli kahramanımızın düşmanı tabii ki Naziler.