Stargate SG-1 dizisinden tanıdığımız parazit Goa’uld‘ların sadece bir kurgudan ibaret olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz… Stargate evreninde “kötü tarafın” vücut bulmuş hâli olan bu yaratık, varlığını uygun canlıların vücuduna girerek sürdürür. Bu aşamadan sonra konağn bilinci ve karakteristiği baskılanır. Artık Goa’uld, içine girdiği bedeni tamamen kontrol etmeye başlar. Bu yılanvari ve yapış yapış yaratıklarca avlanmak, Stargate’te karşılaşabileceğiniz en kötü ve en iğrenç olaylardan biridir.
“Oh neyse ki bu sadece bir bilimkurgu,” diyerek kendinizi rahatlatabilirsiniz, ancak işin aslı o kadar da basit değil. Üstelik bu tür yaratıkları uzayda aramaya da gerek yok, çünkü onlar zaten aramızda! Şu bir gerçek ki gezegenimizde bizlerle birlikte yaşayan milyonlarca parazit türü var. Parazitler, özgürce öğle yemeği olarak kullandıkları diğer varlıkların bedeninden faydalanır. Acımasızdırlar. Gereksindiklerini alır, çoğalır ve yaşamlarını sürdürürler. Ve onların yaşayabilmeleri için hayat dolu bu gezegen tam anlamıyla bir cennettir. Onlar her şeye bulaşabilirler, pek çok türleri vardır ve aklımıza bile gelmeyecek yerleri işgal etmeyi başarırlar. Bazı durumlarda nüfuslarını kontrol altına almayı bile becerebilirler. Kısacası parazitler, Dünya’daki en başarılı yaşam formları arasındadır. Bu yazıda sizlere, Stargate’teki Goa’uldların bazı kanlı canlı örneklerini göstereceğiz.
Dicrocoelium Dendriticum
Bu telaffuzu bile zor canlı, Goa’uldlar’ın gerçek hayattaki en yakın örneğidir. Benzerliklerini anlayabilmek için söz konusu canlının yaşam çevrimine bakmak yeterli olacaktır. Canlı, ilk önce dışkı ile beslenen sümüklü böceklere bulaşır, hayvan parazitten kurtulmak için parazitli bölgeleri kistleştirip atınca bunlarla beslenen karıncalara musallat olur.
Bu parazitlerin bir kısmı hemen karıncanın sinirlerinin toplandığı yere yerleşerek hareketlerini yönlendirmeye başlar. Bu yönlendirme öylesine güçlüdür ki karınca herhangi bir tehlike ile karşılaştığında saklanması gerekirken tam tersine otların tepelerine tırmanıp, koyunlar tarafından otla birlikte mideye indirilmeyi bekler. Sonra koyuna yerleşen parazit, dışkı yoluyla dışarı atılır ve süreç yeniden başlar. Yani karıncayı yönlendirerek kendi yaşam sürecinin devamlılığını sağlamış olur. Goa’uld gibi; sadece daha küçük bir asalak…
Kamikazi At Kılı Solucanı
Bu solucanların boyu 30 cm’yi bulabilir. Fakat bu aşamaya gelebilmek için barınacak bir çekirge bulması gerekir. Önce sivrisinek ya da mayıs sineği gibi bir sineğin larvası at kılı solucanının larvasını yer. Bu larva erişkin bir sinek hâline geldiğinde çekirgenin yemi olur.
Böylece at kılı solucanı larvası çekirgenin içinde büyümeye başlar. Fakat at kılı solucanının büyümesinin son aşaması suda gerçekleşir. Çekirgeler ise suya yaklaşmaz. Fakat solucan çekirgenin merkezi sinir sisteminin işleyişini etkileyerek onu suya atlamaya yöneltir. Çekirge boğulur, ama at kılı solucanı erginliğe ulaşır.
Uğurböceği Paraziti
Bir tür yaban arısı, yumurtalarının yenmesini önlemek amacıyla uğurböceğini ev sahibi olarak kullanır. Parlak renkleriyle uğurböceği tehlikeye işaret ettiğinden başka böcekler ona yanaşmaz; yaban arısı hariç. Uğurböceğine iğnesini batırarak bir tek yumurta bırakır.
Yumurtadan çıkan larva, böceğin içini yiyerek beslenir ve sonunda karnından dışarı çıkarak bacaklarının arasında kendisine bir koza örer. Hala canlı olan uğurböceği kozayı koruyacak, herhangi bir tehlike yaklaştığında bacaklarını kımıldatarak onu uzaklaştıracaktır. Larvanın salgıladığı bir zehir nedeniyle uğurböceğinin bu şekilde davrandığı düşünülüyor.
Zümrüt Hamamböceği Arısı
Asya, Afrika ve Pasifik adalarında görülen bu arılar parlak yeşil renkleriyle oldukça cezbedicidir. Fakat önlerine çıkan hamamböcekleri acınacak hâle gelir. Bu böceklerin altıda bir büyüklüğünde olan arılar önce iğneleriyle böceği felç eder. Özel salgıları ise böceğin beynini istedikleri şekilde yönlendirmelerini sağlar.
Önce böceğin kanını emer, sonra da antenlerini yiyerek onu yuvasına çeker. Orada yumurtasını böceğin karnına bırakır ve üstünü taş parçalarıyla kapatır. Böcek kaçmaya yeltenmez, arı larvasının kendisini canlı canlı yemesine izin verir. Sonunda böceğin kalıntılarından ergin arı dışarı gün ışığına çıkar.
Toksoplazmoz
Bu tek hücreli yaratıklar ev sahiplerini en fazla suiistimal eden parazitler olarak bilinir. Ev sahibi olarak seçtikleri fareleri ve sıçanları kedilerden kaçmaz hâle getirir, hatta onları kedilere yönlendirir. Çünkü bu parazitin asıl varmak istediği yer kedinin midesidir.
İnsanların yüzde 30 ila 60’ında toksoplazmoz görülür. Fakat insan davranışına etkisi farelerdeki kadar bariz değildir. Ancak 2006’da yapılan bir araştırmada, bu parazitin bulaştığı insanlarda davranış değişikliğine işaret eden veriler görülmüş, ancak kesin sonuca varılamamıştır.
Kuduz Virüsü
Bazı uzmanlar kuduz ya da grip gibi virüslerin de parazit olarak düşünülebileceğini belirtiyor. Çünkü bunlar içine girdikleri vücudu güçten düşürüp ondan faydalanıyor. Kuduz en korkunç hastalıklardan biri olarak görülür. Virüs, ısırma ya da tırmalama sonucu oluşan yaradan sızan tükürük yoluyla bulaşır. Genellikle köpekleri ve yarasaları, bazen de insanları etkileyen bu virüs, bulaştığı canlıları saldırganlaştırıp ısırmalarına neden olarak daha fazla yayılmanın yolunu bulur.
Davranış değişikliğine yol açtığı gibi motor kontrolün de yitirilmesine neden olur. Yutma güçlüğünün yol açtığı açlık ve susuzluk hâli baş gösterir.
Yararlanılan Kaynaklar: