iste tanrilar kapak

İşte Tanrılar’ın İsmi Nereden Geliyor?

Isaac Asimov’un İşte Tanrılar (The Gods Themselves) adlı kitabı geçenlerde İthaki Yayınları Bilimkurgu Klasikleri Serisi’nden çıktı. Bu haber, gerek Asimov hayranlarını gerekse de bilimkurguseverleri gülümseten bir gelişme oldu. Zaten ilk olarak 1985 yılında Altın Kitaplar’dan Gönül Suveren çevirisiyle okuyup da kitabı ellerinde bulunduramayanlar yeni baskıyı merakla bekliyorlardı.

Asimov, yüzlerce eseri arasında en çok bu romanını sevdiğini söylemiştir. Birçok okur da kendisiyle hemfikir. Kitap gerek kurgusu, gerekse katı bilimkurgunun mükemmel bir örneği olmasıyla ön plana çıkıyor. Robot ve Vakıf serisi kadar bilinmese de, yapısı ve yazılışındaki ustalıkla onlardan hiç de aşağı kalmıyor. Birçok “en iyi bilimkurgu romanı” seçkisinde ilk yüzde yer almasının yanı sıra en iyi roman dalında 1972 yılında Nebula ve 1973’te de Hugo ödülünü kazandı. Genel olarak gözlemimiz şudur ki Hugo ve Nebula ödüllerinin her ikisini birden kazanan eserlere rahatlıkla “başyapıt” unvanı verilebilir.

Asimov, 50’li yıllarda en bilinen eserlerini verdikten sonra ilgisi popüler bilim kitaplarına kaymıştır. Uzunca bir aradan sonra İşte Tanrılar ile uzun soluklu kurgusal yazına dönmekle kalmamış, bu kitapta üslubunda da radikal değişikliklere gitmiştir. Genelde eserlerinde aşk ve uzaylı temasına yer vermediği iddia edilen Asimov, İşte Tanrılar’da bu tabuları yıkmıştır. Ancak yine de kendi farkını göstererek kitaptaki uzaylıları başka bir evrende tasarlamıştır (kendi deyişiyle para-evren’de).

Şimdi gelelim kitabın adına… İlk bakışta düşünülebileceği gibi “Tanrılar” ifadesi, paralel evrendeki uzaylılara bir gönderme değil, Friedrich Schiller’in bir dizesinden esinlenmedir:

“Aptallığa karşı tanrıların kendileri bile ederler boş yere mücadele. (Against stupidity the very gods themselves contend in vain.)”

asimov

Bu söz Asimov’un eserlerine damgasını vuran “aptallıkla mücadele” fikrine gönderme yaptığı için yazarın hoşuna gitmiş olmalı. Asimov’un kendisi de Schiller’in dizelerindeki zavallı tanrılar gibi yıllar boyunca yazdığı roman, makale ve kitaplarla aptallıkla mücadele etmiştir. Yine de bu mücadelenin boşa olduğunu görmek (düz dünyacılar, aşı karşıtları, Ay’a gidilmediciler vs.) yazarı üzmüş olmalıdır. Nitekim kitabın üç ana bölümlerinin başlıkları da şöyledir.

  1. Aptallığa Karşı
  2. Tanrıların Kendileri
  3. Boş Yere Mücadele

Vakıf Serisi’nde de kahramanlardan birinin ağzından şu sözleri duyarız: “Şiddet, aptalların başvurduğu son çaredir.” Asimov’a göre sorunları bilimsel yollarla ve akılcılıkla çözmek gerekir. Ama aptallar bu iki yolu tercih etmediklerinden sonunda şiddete başvurmak zorunda kalırlar. Çağımızın en büyük edebiyatçılarından biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda en büyük akılcılarından biri olan bu unutulmaz dehayı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

Yazar: Sinan İpek

Yazar, çizer, düşünür, öğrenir ve öğretmeye çalışır. Temel ilgi alanı Bilimkurgu yazarlığıdır. Bunun dışında Matematik, bilim, teknoloji, Astronomi, Fizik, Suluboya Resim, sanat, Edebiyat gibi konulara ilgisi vardır. Ara sıra sentezlediklerini yazı halinde evrene yollar. ODTÜ Matematik Bölümü mezunudur ve aşağıdaki başarılarıyla gurur duyar:TBD Bilimkurgu Öykü yarışmasında iki kez birincilik, 2. Engelliler Öykü yarışmasında birincilik, Ya Sonra Öykü Yarışması'nda finalist, Mimarlık Öyküleri Yarışması'nda finalist, 44. Antalya Altın Portakal Belgesel Film Yarışmasında finalist. Ithaki yayınları Pangea serisinin 5. üyesi "Beyin Kırıcı" adlı bir romanı var.

İlginizi Çekebilir

Enceladus-Kiyameti

Enceladus Kıyameti’nde Uydular Arası Umut Arayışı

Türk bilimkurgu edebiyatının üretken isimlerinden Gökcan Şahin, romanları ve kısa öykülerinden fark edileceği üzere, türün …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin