Etiket Arşivleri: NASA

3D Yazıcıların bizim için hayattaki yeri nedir? Star Trek‘teki her şeyi anında üretebilen replikatörler gibi mi yoksa Alaaddin’in Sihirli Lambası gibi mi olacaklar? Bu soruya yanıt vermek hiç de kolay değildir. 3D yazıcıları basit bir oyuncak ya da eğlenceli bir buluş olarak görmemeliyiz, gelecek elli ya da yüz yılın sanayisini 3D yazıcılar şekillendirecektir. Üretim teknolojisilerinde bir devrim sayılan ve geleceğin sanayisi olarak …

NASA, 2030’larda Mars’a gitmeyi gerçekten çok istiyor. Hatta geçen hafta, Mars’a yolculuğa dair plan ve gelişmeleri içeren bir rapor bile yayımladı. Rapor çoğunlukla optimist ve soyut bir amaçla yazılmış olsa da, NASA’nın gelecek yıllarda geliştirmeyi umduğu bazı önemli teknolojiler hakkında bilgiler içeriyor. Bu yazıda söz konusu teknolojileri sizler için derledik. Gerçekten Büyük Roketler NASA’nın Space Launch System (Uydu Fırlatma Sistemi), …

NASA’nın en başarılı gezegen bulucuları, uzaklardaki bir yıldızın ışığında, başka bir “Dünya”nın varlığını fark ettiler ve “Dünya’nın kuzeni” olarak gördükleri gezegene Kepler-452b adını verdiler. Dün NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında yeni keşfedilen bu gezegenin ve diğer 500 yeni gezegenin duyurusu yapıldı. Basın toplantısında konuşan Jon Jenkins, bu ‘yeni Dünya’dan “Başkalarının ‘ev’ diye adlandırabileceği bir şeye hiç bu kadar …

Başlarda insan türü karalar ve denizler ile sınırlıyken; şimdi diğer gök cisimleri ve Güneş Sistemi ile sınırlı. Gelecekte, kendi kendini yok etmezse insan türünün merakı onu intergalaktik yolculuklara bile götürebilir. Fakat Carl Sagan‘ın da dediği gibi: ”Oralara gidenler bizler olmayacağız. Bize çok benzeyen bir tür olacak; güçlü yönleri fazla, zayıf yönleri daha az. Kendine daha çok güvenen, becerikli ve basiretli…” …

Isaac Asimov ve Robert A. Heinlein ile birlikte “Bilimkurgunun Üç Büyük Babası” arasında gösterilen ve 2008 yılında hayata veda ettiğinde arkasında onlarca unutulmaz eser bırakan Arthur C. Clarke, hiç kuşkusuz gelmiş geçmiş en önemli bilimkurgu yazarlarından biri. O sadece bilimkurgunun iflah olmaz okurları için değil, bilimselliğe ilgi duyan herkesin okuması gereken bir isim. İleri görüşlülüğünü ve güçlü öngörü yeteneğini şiirsel …

Derler ki “önce bilimkurgucular yazar, sonra bilim insanları gerçekleştirir”. Bu deyiş abartılı görünse bile gerçeklik payı olduğu yadsınamaz. Örnek vermek gerekirse, Jules Verne‘nin kitaplarında yazdığı, kendi dönemine göre birçok olağanüstü kurmacaların hepsi bundan on yıllar önce gerçekleştirilmiştir. Ay’a gidiş, tepkili füzeler, denizaltılar, atomla işleyen makineler, ayrıca lazerler, uydular gibi her biri sıra dışı düş ürünü olan bunların hepsi, önceleri bilimkurgu …

Plüton‘la karşılaşmaya hazır olun! Önümüzdeki ay gidilmeyen son gezegen olan Plüton’a bir uzay aracı varmak üzere. (Evet, Plüton artık gezegen kabul edilmiyor, ama bizim gönlümüzde hala o Güneş Sistemi’nin 9. gezegeni olmaya devam ediyor.) NASA tarafından gönderilen uzay aracı Plüton’dan sadece 4 hafta ve 32 milyon kilometre ötede… Gelecek ay, tarih yeniden yazılıyor. Uzay aracı, 9 yıl süren 5 milyar kilometrelik …

Jules Verne‘in 1865 yılında kaleme aldığı “Ay’a Yolculuk” ve “Ay’ın Çevresinde” adlı eserlerinde işlediği Ay seyahati, 1969 yılında görevini tamamlayan Apollo 11 seferi ile şaşılacak kadar büyük benzerlik göstermektedir. Verne’in hayal ürünü uzay kapsülünde ikisi Amerikalı, biri de Fransız olmak üzere üç kişi vardı. Hatırlanacağı üzere, Apollo 11 uçuşu da üç astronot tarafından gerçekleştirilmişti. Verne’in kapsülünün boyutları Apollo’nun boyutlarına inanılmayacak …

Uzaylılar günün birinde gerçekten de bizimle iletişime geçerse ne olur? Kuşkusuz uygarlığımız adına çok şey değişecektir. En başta evrende yalnız olmadığımızı anlayacağız. Peki ama ya sonra ne olacak? Sonrasında ne yapacağız? Yüzyıllardır cevabını merak ettiğimiz “evrende yalnız mıyız” sorusunun cevabını öğrendikten sonra ne yapacağını bilen var mı? Güneş sistemimizde yer alan gezegenler hakkında bilgilerimiz arttıkça, buralarda yaşama rastlama olasılığımızın düşüklüğünü …

1977 yılında NASA tarafından uzaya gönderilen Voyager uydularının asli iki görevi vardı: İlki başarabilirlerse haklarında çok az şey bildiğimiz Güneş Sistemimizdeki uzak gezegenlerle ilgili topladıkları verileri Dünya’ya göndermek. İkinci görevleri ise: İlk görevlerini tamamladıktan sonra Güneş Sistemi‘nin ötesi hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlamak amacıyla yıldızlararası bir yolculuğa çıkmak. İlk görevlerini başarıyla yerine getiren uydular, şu an ikinci görevleriyle meşguller. …