michael-crichton filmleri

Michael Crichton’ın Eserlerinden Uyarlanan Filmler

Michael Crichton hem Jurassic Park‘ı hem de Westworld‘ü yaratmış olabilir, ancak ünlü yazarın bunlardan başka film uyarlamaları da bulunuyor. Bir değil, iki ikonik bilimkurgu franchise’ı yaratmasıyla ünlü olan yazar, heyecan verici hikâye anlatımını iyi işlenmiş karakterler ve başarılı konseptlerle birleştirebilen nadir yeteneklerden. Zaten Westworld ve Jurassic Park’ın yeni uyarlamalarının halâ yapılıyor olması, Crichton’ın bir yazar, senarist ve yönetmen olarak çekiciliğini koruduğunun da en büyük kanıtı. Bununla birlikte, tür olarak film dünyasında sevilen bir figür, üretken bir yazar/senarist/yönetmen olmasına rağmen, bazı değişik fikirleri eleştirmenlerle sorun yaşamasına sebep oldu. Ayrıca bazı çalışmaları klasikleşirken, bazıları da izleyici ve eleştirmenler tarafından bolca kötülendi.

Crichton’ın fikirlerinden bazıları, kâğıt üzerinde ekranda olduğundan çok daha iyiydi. Bu da Pray gibi kimi eserlerinin neden yirmi yıldır sinemaya uyarlanmaya çalışıldığının en bariz cevabı. Crichton’ın birçok romanı adaptasyon için mükemmeldir, ancak yanlış yönetmen, kötü bir oyuncu ya da projeyle hüsrana sebep olabilir. Durum ne olursa olsun, Crichton’ın yönetmen, senarist ve yazar olarak ekrana yansıyan eserleri, “eh işte”den mükemmele kadar uzanıyor. İşte karşınızda Michael Crichton’ın eserlerinden uyarlanan bilimkurgu filmleri…

The Andromeda Strain (1971)

1971’de vizyona giren The Andromeda Strain, uzaylı bir patojenin öldürücü bir salgına neden olmadan önce onu kontrol altına almaya çalışan bilim insanlarının hikâyesini anlatıyor.

Bazı eleştirmenler tarafından küçümsenmiş olsa da, film hâlâ gerilimli ve dokunaklı. Ayrıca Amerika Bulaşıcı Hastalıklar Derneği tarafından pandemi kontrolünü en doğru anlatan önemli ana akım yapımlardan biri olarak görülüyor. İzlenmesi zaman zaman zor olabilse de, diğer Crichton bilimkurgu filmleri gibi ileri görüşlü ve ürpertici.

Westworld (1973)

westworld

Yakın zamanda televizyon dizisine de uyarlanan Westworld, ana eğlence unsuru olan oyuncakların ölümcül şekilde bozulduğu tema parkındaki bir grup turistin hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Jurassic Park kadar öncül bir film, ancak burada tehlikeli olan insan efendilerine karşı isyan eden insansı robotlar. (TV dizisinde bu bir seçim, ancak orijinal filmlerde teknik bir arıza sonucu ortaya çıkıyor)

Yazarın doğrudan bir film olarak kaleme aldığı metin oldukça basit bir temaya dayanıyor: Kontrolden çıkan robotlar. Buna rağmen film, akılda kalmayı ve bugün dahi alt metin zenginliğini korumayı başarıyor. Yull Brynner tarafından canlandırılan ikonik kötüsünün yanı sıra, insan karakterlerin teknolojiyle nasıl etkileşime geçtiğini de başarılı bir şekilde aktarıyor. Ayrıca, 70’lerde ortaya çıkan eğlence teknolojilerine de eleştirel bir bakış niteliğinde. Tutmasının ardından Futureworld adlı bir devam filmine imza atıldığını da belirtelim.

The Terminal Man (1974)

Terrence Malick ve Stanley Kubrick gibi hayranları olan film, kesinlikle izlemeye değer kategoride. Get Carter’ın yönetmeni Mike Hodges’ın da ilk büyük bilimkurgu projesi. Genellikle küçümsenen ve hak ettiği değeri görmeyen filmin başrolünde George Segal var. Anakarakterimiz Harry Benson, epilepsi hastalığından muzdarip bir bilim insanı olarak deneysel tedavi yöntemlerini kullanmaya karar verir ve beklenmedekik sonuçlarla karşılaşır. Kendisi için klasik bir Crichton tarzı anti-kahraman demek mümkün. Zira

Konu her ne kadar Hollow Man ve Cronenberg’in The Fly filmleriyle benzerlik gösterse de, The Terminal Man daha az sansasyonel ve daha az kanlı. Mükemmel bir film değil, ancak Segal’in değişik psikolojileri yansıtmadaki başarısıyla kesinlikle akılda kalıcı.

Looker (1981)

Crichton tarafından yazılan ve yönetilen 1981 tarihli bilimkurgu filmi Looker, ilk defa tamamen CGI bir karaktere (Cindy adlı manken) ve 3 boyutlu CGI efekte yer vermesi bakımından tarihi öneme sahip. Film, güzel mankenlerin öldürülüp yerlerine bilgisayarda üretilmiş kopya görüntülerinin koyulmaya çalışıldığı gizemli bir komployu gerilim dolu bir üslupla anlatılıyor.

Günümüz teknolojisinin siyasi tarafını merceğine alan yapım, ‘bakışlar öldürebilir’ düşüncesiyle bir anlamda TV’nin tehlikesine de ayna tutuyor. Yavaş ilerleyen, ancak hem ileri görüşlü hem de esprili bir film.

Runaway (1984)

Crichton tarafından yazılan ve yönetilen 1984 yapımı Runaway, Tom Selleck’in tehlikeli androidleri bulmak için tuttuğu Blade Runner benzeri bir polisin hikâyesini anlatıyor. Ayrıca film, KISS’in solisti Gene Simmons’ı da kötü karakter olarak içinde barındırıyor.

Runaway, Selleck’in kahraman polisinin Simmons’ın sosyopatik-robotik mühendisini alaşağı ettiği basit hikâyesine yoğunlaşırken, aynı zamanda Blade Runner’ın gölgesinden de çıkmaya çalışıyor. Cynthia Rhodes ve Kirstie Alley’den gelen heyecanlı sahneler, Crichton’ın en kötü filmi olmadığını garanti eder cinsten. Yine de bu geleneksel kovalamaca gerilim filmini unutulmaz kılacak pek fazla şey yok.

Jurassic Park

Mali açıdan en başarılı ve eleştirmenlerce en sevilen bu Crichton uyarlaması, Spielberg’in 1993 yılında gişe rekoru kırmasını da sağlamıştı. Film, bilimkurgu ile maceranın iç içe geçtiği bir mükemmellik. Ustaca yazılmış karakterler ile günümüzde bile hayranlıkla izlediğimiz özel efektleri birleştirmeyi başarıyor. Korku, komedi, hatta bazı ince hiciv unsurlarıyla (Crichton’ın kaynak romanı kadar belirgin olmasa da), hem izleyiciler hem de eleştirmenler tarafından sevilen ender gişe rekortmeni filmlerden biri olmaya devam ediyor. Zaten filmin kalıcı popülaritesi, devam yapımlarının heyecanıyla da kanıtlanıyor.

Jurassic Park’ın ilk devam filmi olan The Lost World’ün yönetmen koltuğunda yine Spielberg var. Ancak ünlü yönetmen, üçüncü Jurassic Park filminin başına geçmekten kaçınmıştı. Jurassic World, Jurassic World Kingdom gibi devam filmleri, seriye hâlâ ilgi olduğunun bir göstergesi.

Sphere (1998)

Wag The Dog’ın yönetmeni Barry Levinson, bilimkurgu olmayan Crichton uyarlaması Disclosure ile sükse yapmıştı, ancak Sphere’den uzak durması kendisi için akıllıca olurdu. Uyarlama, Dustin Hoffman, Sharon Stone ve Samuel L. Jackson gibi oyuncuları bünyesinde barındırıyor.

Duygularına dayanarak çevresini manipüle edebilen garip bir uzay aracını incelemek için Pasifik Okyanusu’nun tabanına inen bilimsel araştırma ekibini konu alan film, maalesef The Abyss, Deepstar Six ve Leviathan gibi yapımların uyandırdığı etkiyi yaratmakta zorlanıyor.

Timeline (2003)

Crichton’ın ekran uyarlamalarındaki en büyük mali başarısızlık olan Timeline, aynı zamanda yazarın en zayıf filmi. Başrolünde Paul Walker’ın olduğu film, zamanda yolculuk temalı bir gerilim hikayesi. Aynı zamanda gişe rekorları kıran sinema efsanesi Richard Donner’ın son büyük bütçeli projesi olarak da tarihe geçti. Ne yazık ki Donner’ın Leathel Weapon’dan Superman ve The Omen’e kadar başardığı o sihirli dokunuş bu filmde yok.

Walker, zamanda geri gidip orta çağ Fransa’sındaki hocasını kurtarmaya çalışan bir arkeoloji öğrencisini canlandırıyor. Gerard Butler, David Thewlis, Michael Sheen ve Billy Connoly gibi yıldızlara rağmen, çoğu eleştirmen tarafından bilimkurgu ile tarihsel olaylar arasında sıkışmış bir karmaşa olarak nitelendirilerek görmezden gelindi.

Yukarıdaki filmlerin dışında, usta yazarın eserlerinden uyarlanmış çeşitli dizi ve kısa filmleri de meraklıları için aşağıda listeledik. Doyurucu bir kaynak olduğunu umuyor, hepinize keyifli seyirler diliyoruz…

Diziler:

  • Beyond Westworld (1980)
  • The Andromeda Strain (2008)
  • Westworld (2016)
  • Lego Jurassic World: The Indominus Escape (2016)
  • Lego Jurassic World: Legend of Isla Nublar (2019)
  • Jurassic World: Camp Cretaceous (2020)

Kısa Film:

  • Aberrant Forms: A Jurassic Short (2014)

Yararlanılan Kaynaklar:

Önceki Sonraki

Yazar: Cem Can

Üniversite tezini robotlar üzerine vermiş bir bilgisayar mühendisi. Kılıcın yolunda ilerleyen, an itibariyle 2. Dan bir kendocu. Müzik tutkunu ve bilim kurgu hayranı. Kurduğu hayalleri yazıya dökmeye çalışan bir hayalperest."Ben bu dünyayı değiştiremeyeceğimi biliyordum; o yüzden başka dünyalara gittim." - PKD

İlginizi Çekebilir

Bir Efsanenin Sonu: Jurassic World Dominion

“Bir şey sona ermek için başlamıştır. Serüven uzamaya gelmez, ona anlam veren ölümüdür yalnız.” – …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et