2014’te Godzilla ile başlayan MonsterVerse evreni tüm hızıyla devam ediyor. Godzilla x Kong: The New Empire’ın yönetmen koltuğunda, bir önceki filmi de yöneten Adam Wingard oturuyor. Godzilla, Kong: Skull Island (2017) ve Godzilla: King of the Monsters (2019) ile belli ölçüde tutarlı bir yola giren evren, Godzilla vs. Kong’la (2021) –tabiri caizse- yolunu şaşırmıştı. İşin içine Oyuk Dünya (Hollow Earth) komplo teorisinin dâhil edilmesi, ister istemez izleyicisini ciddiyetten uzaklaştırmıştı. Her ne kadar geçen senenin başarılı TV dizisi Monarch: Legacy of Monsters’ta iç dünyaya açılan geçitlerin birer portal olabileceği vurgusu yapılsa da, son yapımda bu yaklaşımdan vazgeçilmiş görünüyor. Dolayısıyla Dünya’nın içine düştüğü bilimsellikten uzak bu durum, Godzilla ve King Kong’un ortak düşmanlarına karşı görkemli mücadelesini de gölgeliyor.
Rebecca Hall (Ilene Andrews), Brian Tyree Henry (Bernie Hayes) ve Kaylee Hottle (Jia) yeni filmde rollerini tekrar koruyor; Alexander Skarsgård (Nathan Lind) ve Millie Bobby Brown (Madison Russell) bu sefer yok. Antonio Di Iorio ve Tom Holkenborg müziklere ortak olarak imza atıyor; görüntü yönetmenliğinde ise önceki yapımda olduğu gibi Ben Seresin bulunuyor. 135 milyon dolar bütçeye sahip yapımın dünya genelinde nasıl bir gişe başarısı göstereceği merak konusu. Haliyle öncekine göre daha yoğun görsel efektlere sahip yapım, aynı iddiasını senaryosunda sergileyemiyor.
İç Dünya’da büyük bir sükûnet içinde varlığını sürdüren Kong, Dünya yüzeyinde yaşayan Godzilla ile yazılı olmayan bir anlaşma içerisindedir: İki Titan, birbirlerinin topraklarına girmedikçe bir çatışma olmayacaktır. Monarch adına çalışan Dr. Ilene Andrews de bu iki canavarı birbirlerinden uzak tutmak için merkezi üste çalışmaktadır. Godzilla ise yüzeyde sorun çıkaran devasa varlıklara yeri geldiğinde müdahale etmeye devam etmektedir. İç Dünya’daki yerleşkede bulunan araştırmacılar, Kong’un olduğu gölgenin derinliklerinden yabancı sinyaller alır. Doktor tarafından evlat edinilen Jia, okulundaki ve sosyal yaşantısındaki çevre ile adaptasyon sorunu içerisindedir. Bu esnada ortaya çıkan gizemli sinyallerle telepatik bağlar kurmaya başlar.
Oyuk Dünya bölgesindeki tesisin bilinmeyen bir düşman tarafından yok edilmesi, bu sinyallerin geldiği meçhul bölge ile yakından ilgilidir. Bernie Hayes’i, şirket veterineri Trapper’ı (Dan Stevens) ve istemeden de olsa Jia’yı yanına alan Andrews, olayı ve sinyali araştırmak için aşağıya gider. Kong’un peşinden sinyalin geldiği gizemli yer altı dünyasına ulaşan ekip, burada kayıp uygarlık Iwi kabilesi ile karşılaşır. Mesajları yüzeye kabile ulaştırmıştır ve gerçekleşmesi muhtemel korkunç kehanetin önlenmesi için Godzilla ve Kong’un yardımı gereklidir. Skar Kralı olarak bilinen acımasız lidere karşı Jia kilit bir konumdadır. Yazıtlarda Mothra’yı uyandıracak kişi, Iwi’nin soyundan gelecek biri olarak tasvir edilir. Jia, telepatik olarak iletişim kuran bu kabilenin yeni kurtarıcısıdır…
Godzilla x Kong, âdeta Transformers serisinin içine düştüğü çıkmaza giriyor. Aksiyon sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Michael Bay, ilk Transformers üçlemesi ile (2007-20011) Otobotlar / Deseptikonlar mitolojisine değinmiş ve belli mantıksal çerçeve yaratmaya çalışmıştı. Kadim bir geçmişe sahip robotların hikâyesi çok detaylı verilemese de, bir yok oluş neticesinde Dünya’ya geldiklerini ve hayatta kalma motivasyonlarını anlayabiliyorduk; fakat 2014-2023 yıllarındaki son üçleme sadece gişeye yönelik ve konu anlamında tekrara düşen yapımlardı. Mosterverse evrenin ilk Godzilla ve Kong filmleri kökenlerine bağlıydı. Gareth Edwards’ın kotardığı Godzilla, Ishiro Honda’nın vizyonuyla benzerlikler gösteriyordu. Skull Island, orijinal King Kong (1933) ile yakın bağlar kurup hikâyesini Vietnam Savaşı üzerinde kurgulamıştı. Dolayısıyla ilk yapımların kotarmaya çalıştığı ince dokular, Godzilla vs. Kong ile hasar gördü. Her ne kadar Apple TV çatısı altında yayımlanan Monarch: Legacy of Monsters, hasar gören seri için mantılı köprüler kurarak her iki Titan’nın karşılaşmasından önce tutarlı fikirler ortaya atsa da, son eserde bu yapılar tekrardan yıkılıyor.
Senaryo, hikâyede bir kehanet kurgulayıp üst üste gelişen olayları bunun üzerine oturtuyor. Jia, binlerce yıldır insanlık ile iletişim hâlinde olmayan Iwi kabilesinin yukarıya sinyal gönderdiği esnada yeni bir kimlik arayışında. Kong’un dişindeki ağrı sonucu yüzeye yardım dileme amacı ile çıkması Godzilla’yı sinirlendiriyor. İki Titan, Skar Kralı’na karşı ittifaka gidiyor fakat buradaki diş detayı, Godzilla’nın Kong’un yüzeye çıkmasındaki amacını yanlış anlamasını sağlamak için kurgulanmış ve zoraki bir ön savaşa zemin hazırlaması için yapılmış. İki canavarın Mısır piramitlerindeki kavgasında, tam o esnada, Jia, dev bir güve olan Mothra’yı uyandırıp onu iki Titan’a yönlendiriyor. Hikâye, eski kehanetler üzerinden kurgulandığı için zorlama olarak gelişen olayların buna göre okunması bekleniyor. Dolayısıyla olay örgüsünde gelişen, “biz bu sahneleri daha önce görmüştük”, algısı eski metinler üzerinden örtbas edilmek istense de işe yaramıyor.
Kong’un kendi türünden olanları birer köle gibi kullanan Skar Kralı’nın dünyasına girdiği anlar görsel anlamda Godzilla ile göründüğü sahnelerden daha etkileyici. Skar Kralı ile olan mücadelesi bir günde geçiyor ve düşman ile ilgili kısıtlı bilgiler edinebiliyoruz: Skar Kralı, çağlar önce maymun ordusuna liderlik etmiştir ve Godzilla ve benzeri Titanlar ile savaşmıştır; rakiplerinin atomik nefesi onları Oyuk Dünya’ya itip bir yarıkta hapsetmiştir. Hâliyle kötü düşmanın yüzeysel geçmişi onu sıradan bir “tiplemeye” indirgiyor. Benzer biçimde Godzilla, son yapımda daha “karton” bir karakter ve işin sadece yakıp yıkma tarafında.
Bernie Hayes karakteri “güldürme” amacıyla yer alıyor fakat Trapper ile arasında gelişen ironik espriler mizahi olmayı başaramıyor. Trapper’in Pet Detective’den (1994) fırlamış duran görünüş ve kişiliği, Hayes ile aralarında sohbet olarak bahsediliyor; bu da yapılmak istenen ironinin ters yüz olmasına yol açıyor. Dolayısıyla durum komedisi ile yapılabilecek bazı göndermeler, açıkça konuşulduğu için suya düşüyor. Godzilla x Kong, tema parklarında sıra beklerken Roller Coaster’lar için yapılan kısa filmler estetiğinde. Hız treninde yaşadığımız beş dakikalık eğlenceyi yaşatıyor ve bitince de kendini unutturuyor…