Çocuklar dünyanın başrolündeler. Gelecek onlara ait olacak. Bizim yaktığımızı, bizim yıktığımızı, bizim bozduğumuzu onlar düzeltecek. Bu dünyayı onlar daha yaşanılır bir hale getirecek. Böyle büyük bir sorumluluğa sahip olan çocukların, özellikle de bilimkurgu sinemasında yer almaları daha bir anlamlı geliyor bize.
Şimdi gelin, çocuk kahramanların rol aldığı bilimkurgu filmlerine birlikte bir göz atalım.
1. Super 8 (2011)
J.J. Abrams’ın yazıp yönetiği ve yapımcılarından birinin Steven Spielberg olduğu Super 8, hayalperest çocuk kahramanların başrolde olduğu filmlerden biri. Cep telefonlarına esir olmamış bu çocukların en büyük hayali ise Dava ismini verdikleri zombi filmini tamamlayıp, Cleveland Uluslararası Super 8 Film Festivali’ne katılabilmek.
Bu zorlu işe bir de kasabalarına saklanan uzaylı eklenince olanlar oluyor ve kahramanlarımız bir yandan film çekimlerini tamamlamaya uğraşırken, bir yandan da ordunun elinden kaçan uzaylı yaratık ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Ne diyelim, işleri hiç de kolay değil. Ama bir bilimkurgu filminin kahramanı olmak da böyle bir şey işte.
2. Eyvah Çocuklar Küçüldü (Honey, I Shrunk the Kids / 1989)
Eyvah Çocuklar Küçüldü, 80’lerin çocuklarını büyüleyen unutulmaz filmlerden biridir. Bir bilim adamı olan Wayne Szalinski, her şeyi küçülten bir makine yapma uğraşındadır. Ancak evde olmadığı bir sırada bir aksilik yaşanır ve çocukları ile komşunun oğlu küçülür. Hem de ne küçülmek! Bir karınca kadar oluverirler. Bu andan sonra bahçe onlar için tehlikeli bir orman halini alır.
Kahramanlarımız, bizim on adımda geçeceğimiz bahçeyi aşmak için büyük bir mücadeleye girişirler. Elbette türlü zorluklar yakalarını bırakmaz. Bu zorlukların başında da büyükken bile tahammül edemediğimiz canlılar gelmektedir. Lego parçalarını ev, karıncaları dost edinen küçük kahramanlarımız tabii ki bu zorlukların üstesinden geleceklerdir.
3. Jurassic Park (1993)
Michael Crichton’ın romanından uyarlanan ve efsane mertebesine ulaşan Jurassic Park’ı bilmeyeniniz yoktur. Bilmeyenler varsa şöyle özetleyelim: Büyüleyici oldukları kadar ürkütücü ve tehlikeli de olabilen tarih öncesi canlılarla dolu bir park kurulur. Derken bir sorun yaşanır ve dinozorlar serbest kalıp ziyaretçilerin peşine düşerler.
Parkın kurucusu John Hammond’ın torunları Lex ve Tim de bu şansız ziyaretçilerin arasındadır. Bu dakikadan sonra küçük kahramanlarımız, korkulu gözlerle bir sağa bir sola kaçıp, sivri dişli katillerden kurtulmaya çalışırlar. Özellikle iki raptör tarafından mutfakta kıstırıldıkları sahne akıllardan çıkmayacak cinstendir.
4. E.T. the Extra-Terrestrial (1982)
Spielberg’ün en unutulmaz filmlerinden ve çocukluğumuzun simgelerinden biri olan E.T, gezegenimizde unutulan dost canlısı bir uzaylı ile ona kucak açan sevimli çocukların hikayesini konu edinir. Küçük kahramanlarımız, kendilerinden biri olarak gördükleri bu canlıyı korumak için devleti bile karşılarına almaktan çekinmezler. Ve sonunda temiz yürekleri ile bu savaşı kazanırlar da.
E.T. denince aklımıza gelen kahramanlardan biri, Drew Barrymore’un canlandırdığı Gertie’dir. Gertie film boyunca bizi kah güldürür, kah hüzünlendirir. Unutulmaması gereken bir diğer kahraman ise Elliott’tır. Onun kullandığı, sepetinde E.T’yi taşıyan bisikletin uçarak dolunayın önünden geçtiği sahne, hepimizin hafızasına kazındığı gibi sinema tarihine de kazınmıştır. Filmin en duygusal anı ise herhalde çocukların E.T’ye veda ettikleri final sahnedir.
5. Explorers (Genç Astronotlar / 1985)
Listemize 80’lerden kalma eğlenceli bir film ile devam ediyoruz. Gremlinler’den hatırladığımız Joe Dante’nin yönetmenliğini üstlendiği film, ötelerde, evrenin derinliklerinde, bilinmeyen gezegenlerde neler olduğunu merak eden, 50’li yılların bilimkurgu filmlerine saplantılı şekilde bağlı Ben ile iki dostunun uzay macerasını konu ediniyor.
Ben geceleri uzaylılarla ve keşfedilmemiş diyarlarla ilgili tuhaf rüyalar görmektedir. Sonunda arkadaşları ile birlikte, rüyasında gördüklerinden yola çıkarak bir uzay gemisi inşa etmeyi başarırlar. Sonra mı? Sonrası alabildiğine macera.
6. It (O / 1990)
Küçük bir Amerikan kasabası olan Derry, ilk bakışta diğer kasabalardan farksızdır. Oysa daha dikkatli bakanlar, bu kasabanın köklerine işlemiş karanlık, habis bir kötülük olduğunu görebilirler. Dünyamızın dışından gelmiş bu zaman ötesi kötülük, Palyaço kılığında kasabanın sokaklarında ve mazgalların altındaki dehlizlerde dolanmakta, çocukları avlamaktadır. Ancak eninde sonunda bu korkunç canavar da alt edilecektir elbet. Ve bunu başaran da kendilerine Kaybedenler Kulübü diyen bir avuç hayalperest çocuk olacaktır.
Stephen King’in hayal gücünden doğup, O (It) romanında, sonra da beyaz perdede hayat bulan elleri sapanlı bu çocuklar gerçekten çok sıkılar. Yoksa kim Pennywise’ın karşısına dikilmeye cesaret edebilir, öyle değil mi.
7. Artificial Intelligence: AI (Yapay Zeka / 2001)
Brian Aldiss’in Supertoys Last All Summer Long adlı öyküsünden uyarlanan, Spielberg imzalı Yapay Zeka, bir modern Pinokyo masalı. Film, robot çocuk David’in gerçek bir çocuk olma çabasını konu ediniyor. Evlat edinilmiş David istemeden de olsa kardeşine zarar verince annesi tarafından bir ormana bırakılır. Zavallı David neler olup bittiğini bile anlayamaz.
Konuşan ayısı ve yeni dostu Joe ile birlikte yollara düşer. Film boyunca Mavi Peri’yi arar durur. Temiz kalbi ve koruduğu umudu ile bizi de gözyaşlarına boğmaktan geri durmaz. İyi yürekli David’in tek isteği, gerçek bir çocuk olup annesi tarafından sevilmektir. David, bilimkurgu sinemasındaki en hüzünlü çocuk karakterdir belki de.
8. Firestarter (Tepki / 1984)
Stephen King’in Tepki (Firestarter) adlı romanından uyarlanan filmde, küçük kahramanımız Charlene McGee’yi (nam-ı diğer Charlie) Drew Barrymore canlandırıyor. Gizli deneylere denek olarak katılan bir anne babanın çocuğu olan Charlie, pirokinezi yeteneği ile doğar. Yani zihin gücüyle ateş yakabilmekte ve bu ateşi kontrol edebilmektedir.
Babası için güzel bir kız çocuğundan fazlası olmayan Charlie, bu yeteneği yüzünden başkaları tarafından silah olarak görülür. Ve bir kovalamacadır başlar. Charlie film boyunca babası ile birlikte kötü adamları atlatmak için uğraşır durur.
9. Ender’s Game (Uzay Oyunları / 2013)
Orson Scott Card’ın kaleme aldığı ve türün iyi örneklerinden biri olan Ender’in Oyunu, 2013 senesinde beyaz perdeye taşınır. Hugo ve Nebula ödülü sahibi olan, ayrıca American Library Association’s tarafından “Gençler İçin En İyi 100 Kitap” listesine de alınan bu değerli eser, Gavin Hood tarafından yazılıp yönetilir.
Film 2070 senesinde geçmektedir. İnsanlar ile bugger’lar savaş halindedir. İnsanoğlunun bu düşman karşısında bir kurtarıcıya ihtiyacı vardır. İşte oyun ve ölüm arasında sıkışmış, on bir yaşındaki keskin zekalı Andrew Ender Wiggin de bu kurtarıcılardan biri olması ümidiyle yetiştirilmektedir.
10. Village of the Damned (Lanetliler Kasabası / 1995)
John Wyndham’ın 1957 tarihli The Midwich Cuckoos adlı bilimkurgu romanı, 1960’ta Lanetliler Kasabası adıyla filme uyarlanır. Roman, 1995 senesinde ikinci kez uyarlandığında bu kez işin başında usta yönetmen John Carpenter vardır. Sakin bir kasaba olan Midwich’te günün birinde tuhaf bir olay yaşanır. Kasaba sınırları içindeki herkes aynı anda uykuya dalar. Birkaç saat sonra kendilerine geldiklerinde devlet çoktan olaya el koymuştur. Kısa süre sonra kasabadaki kadınların gizemli bir şekilde hamile kaldığı anlaşılır. Ama asıl gariplikler bebeklerin doğumu ile başlar. Çocuklar kasabanın üzerine kara bir bulut gibi çökecektir.
Ve listemizin sonuna geldik. Buraya kadar bizimle kalan okuyucu, umarız yazımızdan keyif almışsındır. Bir başka listede görüşmek üzere…