The Matrix: Resurrections, Morpheus’u ana kötü adam kimliğiyle karşımıza çıkararak hayranları kadar Neo ve Trinity’yi de şaşırtabilir. Neo dünyayı Ajan Smith’ten kurtarırken, Laurence Fishburne‘ün Morpheus‘u teskin edici dinginliğiyle orijinal üçlemeyi adeta bastırdı. O buz gibi dış görünüş, Morpheus’un taşkın tutkusunu ve iç ateşini ortaya çıkarmak için çatladığında, azizleşen Keanu Reeves bile ustasının karizmasıyla rekabet edemedi. Morpheus, Neo’yu gerçek dünyaya getirmekten …

Günümüzde “iklim-kurgu” adıyla anılan alt türün ortaya çıkmasından bir asır önce, pek çok erken dönem bilimkurgu yazarı iklim kaosu tarafından şekillendirilen rahatsız edici dünyalar hayal etti. Örneğin 80 Günde Devri Alem ve Denizler Altında 20.000 Fersah gibi popüler macera hikayeleriyle tanınan Fransız yazar Jules Verne, 1890’da kaleme aldığı Kuzey Yolcuları romanında kapitalistlerin kömür rezervlerini çıkarmak için kutupları kasıtlı olarak ısıtmalarından …

Eğer bir dizi güzel yazılmışsa, seyrederken zamanın nasıl akıp gittiğini bile anlamazsınız. Alex Kingston‘ın ilk kez Silence in the Library bölümünde hayat verdiği River Song karakteri de Doctor Who‘nun en önemli unsurlarından biriydi. Bir arkeolog ve sonradan öğrendiğimiz üzere Doktor’un eşi olarak karşımıza çıkan karakter, aynı zamanda Doktor’un gelecekteki tecrübeli yol arkadaşıydı da. Çünkü o da bir zaman gezginiydi. Ne …

Uyuşturucular, kendinden nefret etme duygusu, gerçeğin ve insanın tabiatı, algı ve kimlik… Bir bilimkurgu platformunda bu kelimeleri birleştirince akla hemen malum kişi geliyor: Philip K. Dick. Eserleri gibi hayatı da ikonikti. Yaşantısı, eserleriyle birlikte gönüllerde kurduğu tahtı pekiştiriyor. Üstada sağlığında pek kıymet verilmemişti ve hayatı boyunca asla rahat yüzü görmemişti. Ama belki bugün geri gelse ve ne kadar popüler olduğunu …

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) sürekli olarak “besin” çerçevesinde değerlendirilip lanetlense de, son asrın en büyük buluşlarından birisi olarak değerlendiriliyor. Çünkü evrim sürecinin uzun ve zahmetli işlemlerini beklemeksizin, genlerle oynayarak canlıları istediğimiz şekillerde manipüle edebileceğiz. Elbette bu etik birçok sorunu doğuruyor olsa da, bunu yapabiliyor olmak bilimin müthiş zaferlerinden birisi olarak görülebilir. Ve yine elbette ki, her bilimsel keşifte olduğu gibi, …

“Asıl olan sizin beklentilerinizdir! Beki’yi denediniz mi?” Adam gözlerini açtı. Beki… Onu rüyasında mı görmüştü? Hayır, hayır. Onu görmemişti. Görmediğine emindi. Ne zaman adını hatırlasa aklında farklı kadın görüntüleri beliriyordu. Beki’nin onun zihninde yarattığı herhangi bir imaj yoktu. Öyleyse onu görmüş olamazdı. Ama öylesine gerçekti ki… Beki… Ah, Beki… Belki de o, hayalinde yarattığı kadının adıydı. Kim bilir? Belki de …

Brad Wright bir podcast yayınında, konuğu olan SG-1 oyuncularından Michael Shanks‘e son zamanlarda Daniel Jackson karakteri için diyaloglar yazmakla meşgul olduğunu açıkladı. Uzun süre Stargate’in yapımcılığını yürüten Brad Wright’in böylece yeni bir Stargate projesinin yolda olduğunu ve Daniel Jackson’ın da bu projeye dahil edileceğini müjdeledi. Wright bu müjdeyi, Michael Shanks’e de dinleyiciler ile aynı anda, The Companion için geçekleştirdiği “Brad …

Geçtiğimiz günlerde ortalıkta dolaşan bir hipotez, DeLorean‘in neden saatte 88 mil hıza ulaşmak zorunda olduğunu bilimsel anlamda açıklamaya çalışıyordu. Ancak daha sonra serinin yazarlarından biri, gerçek nedenini de ortaya koydu. Doktor Emmet Brown‘ın bir zaman makinesine dönüştürmek için modifiye ettiği DeLorean, zamanda yolculuk edebilmek için 88 mile çıkıyordu. Bu sayının önemi nedir? Bazı matematiksel denklemler kullanılarak hayranların hafızalarına kazınan bu …

Kuşkusuz bilimkurgu hikâyeleri, karanlığa ve ciddiye sapma konusunda talihsiz bir üne sahip. Ve evet, uzay operası ve kıyamet sonrası kabuslar hakkında okumak istiyorsanız birçok seçenek bulunmakta. Ancak bilimkurgu kitaplarının patlayan gezegenler ve galaksiler arası politikadan ibaret olması gerekmiyor (ya da en azından patlayan gezegenlerin tamamen mizahsız olması gerekmiyor). Uzayın enginliği varoluşun tam bir yansıması, yani saçma; hâliyle yazarlar bunu görüp …

Dune serisinde II.Leto, insanlığı bekleyen en büyük tehlikenin durağanlık olduğunu fark edip yarattığı sistemin parçalanmasına rıza gösterir. Bu sayede insanlar yeniden harekete geçebilecek ve Altın Yol’da bir sonraki aşamaya doğru ilerleyebilecektir. Hiçbir mücadelenin olmadığı durağanlığı muhafaza etmek daha cazip gelir aslında, çünkü bir sonraki aşamaya doğru harekete geçmek çoğu zaman acı vericidir. Oysa insanlar bunun için var olmadı. İnsanların bütün …