Kıyamet ve Sonrası… Popüler sinema arenası son yıllarda yeniden post apokaliptik filmlerin istilası altında kaldı. Kıyamet sonrası temaları, yeni türlerle de evliliğe giderek tanım aralığını da fazlasıyla geliştirdi. Peki kıyamet sonrası temalarını bu kadar çekici kılan nedir? Yakın tarihteki siyasi ve sosyo – kültürel mecradaki hangi hareketlilik bu türe besin depolamaktadır?
Sinema, video, kısa film alanındaki yazıları ve çalışmaları ile tanınan Fatih Yürür’ün derlemiş olduğu Kıyametin Sineması: Post Apokaliptik Filmler kitabı; türün kökenlerine inerek tüm anatomisini masaya yatırma iddiası taşıyor. Cinius Yayınları tarafından raflara çıkarılan kitap, özellikle 50’li yıllardan günümüze kadar uzanan yok oluş paranoyasının çıkış noktasına ve bu paranoyanın beyazperdedeki etkilerine yer veren geniş kapsamlı bir derleme özelliği taşıyor.
Bilimkurgu sinemasının popüler alt türlerinden biri olan post apokaliptik filmler, geçmişten günümüze sürüklene sürüklene taşınan geleneksel kaygıların; güncel insanın cebindeki yepyeni korkular ile buluşarak yeniden şekillenmesine sebep olan ve gelecekte gerçekleşmesi muhtemel görünen toplumsal çöküş serceinin ardından yaşanacağı düşünülen daha karanlık dönemlere dair sert vizyonlara yer vermektedir. Özellikle son yıllarda yaşanan çevresel ve ekolojik felaketler ya da bilim ve teknik alanındaki gelişmeler, insanların kolektif hafızalaranı kalın kalın kazınan “toplumsal çöküş sürecinin” hazırlanacağına dair izlenimleri güçlendirmişlerdir.
İster çorak topraklarda bir yudum su için mücadele eden, fetiş deri kıyafetli bir kahraman olsun, isterse üstün yeteneklerini toplumun geri kalanından saklamak zorunda kalan bir mutant… Su depolarını ateşe veren bir kadın, oğlunu yamyamların gazabından korumak için uğraşan bir baba, sevdiceğini zombilere yem etmemek için mücadele eden bir liseli genç ya da yer altına sığınıp ölümü bekleyen yaşlı bir keşiş… Hepsi gezegenin yıkıntıları arasında gezinen birer kaybedendir. O karanlık gelecekle yüzleşmek zorunda kalmamanın formülünü ise bizzat “sistemin kendisi” verir: “Bana sahip çık!”
Kaynak: Beyazperde