Kısa Öykü

Rhea | Varlık Ergen (Kısa Öykü)

“Kimsin ey insan!” var gücüyle bağırdı Selim. Kayalıkların aşağısında bir nehir gibi görünen vadiye bakınırken, daha da yorulduğunu anlamış olacak ki gerisin geriye yürüyerek bir taşın üzerine oturdu. Ayaklarını uzattı, başını öne eğdi ve toprakta gezinen karıncaları izlemeye koyuldu. Tüm çocukluğu boyunca kayalığın bulunduğu bu tepeye yaptığı ziyaretler ile adından sıkça söz ettirmişti. “Köyün delisi,” diyorlardı ona. Oysa yalnız kalmak …

Devamını gör »

Son Cerrah | Ümit Büyükyıldırım (Kısa Öykü)

İlk Şifa Hastanesi’nin 7 numaralı ameliyathanesindeki gözlem odasında bir alkış koptu. Hastane için SURG-TECH firmasından aldıkları ASR-07 tipi otonom cerrahi robotu 100. ameliyatını da sorunsuz olarak bitirmişti. Operatör Doktor Okan, kafasını kaldırıp gözlem odasındaki kalabalığa doğru baktı. Hastanenin ortakları, yönetim kurulu üyeleri ve başhekim oradaydı. Soldan sağa doğru onları süzerek teker teker baktı ve yüzlerindeki sevinç ve gururu gördü. Gururluydular …

Devamını gör »

Zaman Rüyakülmesi | Oruç Can Hasmaden (Kısa Öykü)

“Uyumuyor muydum? Sanmam… Uyuyor olsaydım uyandığımda uyandığımın farkına varırdım. Peki n’apıyordum?” Kübzül’ün bu sorusu istenmeyen bir uykudan yeni uyanma durumunda en sık sorulan sorulardan olsa da uyumuyordu. Uyusa bunu bilirdik, o ne kadar bilemese de. Hayır, şimdilik o kesinlikle uyumuyordu. Yaptığı şey daha çok Kadim Olan’a karşı gelmek sayılır ve birçoklarının gözünde Yasaklaşmak olarak görülürdü. Bilim insanları ise yaptığının düpedüz …

Devamını gör »

Buzları Çözülmeden | İsmail Yiğit (Kısa Öykü)

“Tavuğu beğendiniz mi? Kim der ki 180 yıldır buzdolabında beklemiş. Sanki yeni boğazlanmış gibi, taptaze.” Annemin yüzüne bakıyorum. Hâlâ cihazları çocukluğunda tanıdığı adlarıyla anıyor. Oysa zaman durdurucu içine koyulan nesneleri dondurmuyor, fişi çekildiğinde çözülecek buzları yok. Bugün öğleden sonra telefonda, -ah anne, benim dilime de senin yüzünden yapıştı, artık telefon mu kaldı- anlık yanıtlayıcıda buzdolabının buzlarının çözüldüğünden bahsettiğinde neyi kast …

Devamını gör »

Kristalize Gerçeklik | Yasin Başkan (Kısa Öykü)

Çıldırtıyor. Bu hiçlik…bu hiçlik beni çıldırtıyor. Hissizlik ve sessizlik arzulayan benliğimden eser yok artık. Çocukluğumu, gençliğimi ve kendi kendime geçirdiğim zamanları göz önüne alırsak hiçbir şey talep etmiyorum bundan böyle. Hay aksi… nerede… nereye takıldı ayağım? Üzerinde pürüzler var… nemli, evet gayet nemli. Ağaç köklerinden biri olamayacak kadar yumuşak. Sanırım küçük bir minik dost daha. Ne harika ama! Git başkasıyla …

Devamını gör »

Octadrone | Kenan Demir (Kısa Öykü)

Eski bir kanepe, 32 ekran televizyon, sehpa, komodin ve iki dambıl… Kısaca odada yer alan ve ağırlığı olan her şeyi kapının arkasına yığdım, hatta kuru mama yiyerek semirmiş bir kedi bile bu garip barikattaki yerini almış durumda; tembel kediye kanepeden ayrılmak zor gelmiş olmalı. Şu sinir bozucu ses olmasa, günlerce bu izbe odada yaşayabilirim aslında… Ama korkarım ki kapının önündeki …

Devamını gör »

Wisniewski | Dilara Gülümser (Kısa Öykü)

Wisniewski yere yığılmasıyla birlikte suratında sert bir tokatın patladığını düşündü. Ancak bir süre sonra kanayan burnunun sağ kalmış sinapslarından alabildiği sert yakıt kokusuyla suratına çarpan şeyin tokat değil benzin olduğunu anladı. Sırılsıklam olmuş saçlarından benzin damlıyor, saçlarından kurtulup bedenine damlayan taneler tenini titretiyordu. Wisniewski soğuktan şişmiş parmaklarını koltuk altına götürdü ve tir tir titredi. Xavier cebinden bir kibrit kutusu çıkardı …

Devamını gör »

Yenilenebilir Bağımlılık | Selim Erdoğan (Kısa Öykü)

Gezegen beklediği kadar parıltılı görünmüyordu yukarıdan. Ancak zayıf pırıltılar seçilebiliyordu. Pırıltılar güçlendi, ışıkları sabitleşti, büyüdü. Ama yine de kendi enerjisini üreten bir dinamo gezegenin farklı olacağını hayal etmişti müfettiş. Bir efsaneydi bu gezegen. Diğer on sekiz gezegende hayat durma noktasına gelmişti. Büyük ekonomik krizler pençesinde kıvranıyorlardı. Çevre koşulları felaketti. Bütün fosil kaynaklarını çevre felaketlerine rağmen tüketmişlerdi. Çevresinde döndükleri yorgun yıldızın …

Devamını gör »

İs ve Kan | Varlık Ergen (Kısa Öykü)

Kıvrımlı dağ yollarında ilerlerken yan camı hafifçe araladı ve bir sigara yaktı. Grinin her tonuna bezenmiş kapalı bir hava vardı. Toprak olduğundan daha koyu bir renge bürünmüştü. Rüzgâra kapılan kuşlar amaçsızca savruluyorlardı tepenin gerisinde. Gözlerini yollardan ayırmıyor, bir eliyle sigarasını diğer eliyle de direksiyonu tutuyordu Kader. Acısı dinmiyordu. Vücudu, kıyafetleri ve en çok da elleri; kokuyordu. Çok sevdiği o güzel …

Devamını gör »

Maske | Özgür Odabaşı (Kısa Öykü)

Yıl 2312, Dünya Doktor Lendt laboratuvardan hızla çıktı, maskesinin kenarlarındaki kumaş kulak kapaklarına hafifçe dokunarak kulaklık modunu aktifleştirdi. Kulaklarının meşgul olduğunu belirten bir trafik işareti olarak kulak çevresi boyunca buzlu bir zeminin arkasında yanan mum ışığı gibi mat kırmızı bir hat belirdi. İsimlerini, kim olduklarını, neler yaptıklarını bilmediği anonim bir grubun gün içerisinde bu şarkısını kaçıncı kez dinlediğini saymamıştı. Yeni …

Devamını gör »