Kısa Öykü

Kucuk-Prens

Küçük Prens Hazretleri | Halil Alpaslan Hamevioğlu (Kısa Öykü)

“Üçüncü Dünya Savaşı’nda hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum ama Dördüncü Dünya Savaşı taş ve sopalarla yapılacak.” Albert Einstein böyle demişti zamanında. Üçüncü Dünya Savaşı… Ülkeler arasında değil, insanlık ve koşullar arasında yapıldı. 2023 yılıyla birlikte başlayan gıda krizi, salgınlar, giderek artan yoksulluk derken önce şehirlerde asayiş bozuldu. Elindeki elma için öldürülen bir çocuğun haberi işlerin ne kadar vahim durumda olduğunu gösteriyordu. …

Devamını gör »
bilgisayar

Yalnız | İrem Nilsu Cebbar (Kısa Öykü)

Bir sırrım var. Tek arkadaşım bir bilgisayar. Eğer 2020’li yıllardan biri bunu okusaydı, neden bunun bir sır olduğunu anlayamazdı muhtemelen. Tarih kitapları böyle bir şeyin o zamanlarda çok yaygın olduğunu yazıyor. Zaten hemen hemen herkesin telefonunda Siri denen bir yapay zekâ ürünü varmış. Oysa 2097 yılında, bu tehlikeli bir sır. Arabamı devasa gökdelenlerin arasında sürüyorum. Aniden sis bastırıyor. Hava kapalı …

Devamını gör »
moon

Mantık Dışı | Fredric Brown (Kısa Öykü)

Bay Weatherwax, kızarmış ekmeğine itinayla tereyağını sürüyordu. Eşini ciddi bir tonla uyardı. “Sevgilim, şunun kesin olarak anlaşılmasını istiyorum: Evin içinde artık bu dergi rezaleti daha fazla uzamamalı. “Eee tabii Jason… Bilmiyordum.” “Bilmiyordun ve ben de sana inanıyorum. Ama oğlumuzun okuduklarını denetlemek de senin işin.” “Onunla yakından ilgileneceğim Jason. Oğlanın getirdiği dergiyi görmemişim. Hatta onun burada olduğunu bile bilmiyordum. Bir an …

Devamını gör »
robot

Kıyametin Çocukları | Kartal Ok (Kısa Öykü)

Sonra Pandora’nın kutusu açıldı ve tüm kötülükler saçıldı. O gün bugündür uçuşup dururlar ortalıkta ve gece gündüz zarar verirler insanlara. Ama tek bir kötülük çıkamamıştı kutudan dışarıya; “umut”. -Friedrich Nietzsche Sıradan bir “tekillik” sunucusunun enerji tüketimi ile açığa çıkan ısı muazzamdır ve çok ciddi bir soğutma sistemine ihtiyaç duyar. Boğazın metrelerce altına inşa edilen Avrasya sunucusunun ise Avrupa ve Asya …

Devamını gör »
öykü

Ölüm | Varlık Ergen (Kısa Öykü)

Ayaklarım kaşınıyor. Artık anımsadığım ve tekrar tekrar yaşadığım en gerçekçi hayat belirtisi bu: Kaşıntı. Parmaklarımın her biri, “Ben buradayım sevgili sahip, gör beni,” diyor. Gör beni diye diye o karşı konulmaz kaşıntı hissi ile el sallıyor bana. Sonra ayak tabanlarım sesleniyorlar. Kuş tüyü dokunuşları ile yaşanılan o irkilmeye teslim oluyorum. Varoluşun en belirgin buhranları da böyle çıkmaz mıydı sanki? “Ben …

Devamını gör »
mars agac

Merhum Emrecan Doğan Anısına | Emrecan Doğan (Kısa Öykü)

Başındaki krem rengi stetson tipi şapkasını düzeltti, ince dudaklarının arasına bir sigara kıstırdı ve gözlerini kısarak ufka doğru baktı. Sonra da okkalı bir tükürüğü ağzından dışarıya, Mars’ın kızıl toprağına savurdu. Buraya geleli çok olmamıştı ama ilk yerleşim grubundandı. Bu hesaba göre henüz on yıl önce falan buradaki koloniye yerleşmiş olmalıydı. Koloniye ilk gelenlerin hepsi memur ya da işçi takımıydı. Aralarında …

Devamını gör »
utopia distopya

Sokaklar Hâlâ Varken | Gökcan Şahin (Kısa Öykü)

Çocuk, turuncu tişörtünü üzerine geçirdi, sandaletini taktı, şortunun önündeki ipi bağladı ve dışarı çıktı. Kimseye haber vermedi. On bir yaşında tek başına dolaşabiliyordu, çünkü burada hâlâ sokaklar vardı. Lüks sitede, bahçeli villada ya da bir gökdelende büyümüyordu. Burası şehir merkezi bile değildi. Babası herkesin birbirini tanıdığı bu Anadolu kasabasında, koca bir dikdörtgen kutudan ibaret yeni nesil şoförsüz ambulansta görevli bir …

Devamını gör »
sahtekar uzay gemisi

Sahtekâr | Cem Can (Kısa Öykü)

Hayata dair hatırladığım iyi şeylerin tamamının bulunduğu ama zaman zaman terk etmek zorunda kaldığım İstankara Mega Şehir limanına yaklaşırken aklımda tek bir düşünce vardı: “O sahtekârı en kısa zamanda bul, şirkete teslim et ve yeni bir başlangıç yap.” Temiz bir sicil… Sonra bir daha kaçmak yok. Belki başka bir şehre, belki de küçük ve henüz bozulmamış bir kasabaya yerleşip kendime …

Devamını gör »
robot palyaco

Fıkracı | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Odadan yükselen sesleri işitince telaş yapmadan içeri girdi. Çevreyi süzdü. İçeride onlarca insan vardı. Hayati fonksiyonları tükenmek üzere olan yaşlıca bir adamın başında gözyaşlarıyla bekliyorlardı. Bir süre izledi. Gözlemlerine dayanarak doğru anı kolladı ve ardından en uygun kişi olarak gördüğü orta yaşlı bir adama sokularak işini icraya başladı. “Merhaba efendim, bir şaka duymak ister misiniz?” Ağlamaktan kızarmış gözlerini kaldıran adam …

Devamını gör »
floş-royal

Floş Royal | Selim Erdoğan (Kısa Öykü)

Atila karşısındaki küçük kahverengi gözlü, yuvarlak yüzlü, tombul yanaklı genç adama gülümsedi. “Ben bir tane daha votka alacağım. Sen de ister misin?” Kafa aşağı yukarı sallandı. Bedava içkiyi geri çevirmezdi böyle tipler. “Bence bu işin en iyi yanı parasından sonra şirketin mutfağı. Nereden tedarik ediyorlarsa Dünya’nın en iyi votkası buradaki.” “Fena değil evet.” Atila masadan kalkıp bara doğru yaylanarak yürüdü. …

Devamını gör »