Rönesans dahilerinden Leonardo Da Vinci’nin helikopter, denizaltı vb. mekanik çizimlerinin, fütürist tasarımlarıyla bilimkurguseverlerin hayranlığını kazandığı malum. Peki bu eşsiz beynin esin kaynağı olan bir başka dahinin ondan birkaç yüz yıl evvel Anadolu topraklarında yaşamış olduğunu biliyor muydunuz? Tam adı “Bedi‘uz-zemân Ebû el-‘İzz b. İsmaî‘l b. el-Rezzâz el-Cezerî”, yaygın bilinen ismiyle “İsmail El Cezeri” olan bu öncü kişinin, 1181-1206 yılları arasında o dönem Diyarbakır bölgesinde hakim Artukluların sarayında mühendis olarak çalıştığı bilgisine sahibiz.
Cezeri, hidrolik ve mekanik bilgisi sayesinde, bir kısmı eğlence amaçlı olsa da aslında gayet fonksiyonel çeşitli otomat cihazların bazılarını ilk kez yapmasıyla bilinmekte. Bunların arasında su saatleri, mum saatleri gibi zamanı ölçmeye yarayan aletler, kan almada kullanılan tıp aletleri, otomatik müzik düzenekleri, tarımda kullanılan su taşıma pompaları ve bilhassa Cezeri için “sibernetiğin babası” sıfatını hak ettirircesine robotik otomatlar da bulunmakta. Genellikle su basıncındaki değişimlerden yararlanılarak yapılan bu ilkel robotlar, din ile sanatı birleştiren bir tematik kapsama sahip olmalarıyla dikkat çekiyor. Abdest aldıran çocuk, kadeh sunan cariye, kadehini doldurarak içen robot gibi çeşitli türleri bulunan bu robotların yanında içecek, çeşme ve ses otomatları da El Cezeri’nin envanterinde yer almakta. Cezeri aynı zamanda çeşitli şifreleme ve matematiksel düzenekleri icat etmesiyle de 20.yy’daki meşhur Enigma tarzı kriptografik cihazlara giden yolu açmış eşsiz bir mucit.
El Cezeri, bütün bu icatlarını, Orta çağın en büyük mühendislik kitabı kabul edilen, kısa ismi “Kitab’ül Hiyel”, tam adı “Kitâb el-câmi‘ beyn el-‘ilm ve el-‘amel en-nâfi’ fi sınâa’ti’l-hiyel” olan eserinde toplamış. (Yeri gelmişken, fantastik-bilimkurgu kurmacalarıyla tanınan ünlü yazar İhsan Oktay Anar’ın da aynı isimle bir romanı olduğunun altını çizelim, ki o romanda da çeşitli mekanik cihazların tasviri yer almakta.) El yazmalarına ek olarak renkli çizimleriyle görsel içeriği de bir hayli zengin olan Cezeri’nin eserinin, ancak 1990 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 1206 tarihli en eski nüshası esas alınarak tıpkıbasımı yayımlandı. Eser daha önce ilk kez 1920’li yıllarda Avrupa’da yeniden tanınmış, hatta kitapta yer alan çeşitli düzenekler yeniden yapılarak çalıştırılmıştı. 1974’te Donald R. Hill’in Arapça’dan İngilizce’ye çevirerek, kendi ek açıklamalarıyla beraber yayımladığı “The Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices” –“Dahiyane Mekanik Cihazların Bilgisi Kitabı”, El Cezeri’ye olan ilgiyi dünya çapında tekrar canlandırdı. Bu eser sayesinde Türkiye’de de Cezeri’ye dair makalelerin ve yazıların, Otomasyon, Bilim ve Teknik gibi çeşitli dergilerde yayımlanmasıyla kamuoyunda Cezeri’nin tanınırlığı da artmış oldu. (1)
En son Şubat 2019’da, Durmuş Çalışkan’ın 15 yıllık ayrıntılı çalışmalarının bir ürünü olarak, Babil Kitap’tan çıkan “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri: Kitab’ül Hiyel” adlı hacimli kitap, günümüz mühendislik anlayışına uygun olarak çeşitli ek açıklamalarla beraber yayımlandı. Bununla beraber, Prof. Dr.Yavuz Unat’ın Muhayyel Yayınları’ndan Haziran 2019’da yeni basılan “El-Cezeri” adlı eserinde, fazla teknik ayrıntıya girmeden Cezeri’nin hayatı, etkilendiği Eski Yunan ve diğer Arap bilginlerin mekanik alanındaki çalışmalarının özeti ve Cezeri’nin en çok bilinen icatlarının ne işe yaradığına dair kısa bilgiler yer almakta.
Bu topraklardan çıkma, Orta Çağ’ın fütürist mühendislerinden Cezeri’nin cihazları sadece kitaplardaki çizimlerde tarihsel birer vesika olarak durmuyor. Geçtiğimiz aylarda İstanbul’da açılan “Cezeri Müzesi”nde onun en çok bilinen bazı düzeneklerinin tıpkı yapımı sergilenmekte. Şimdilik gezici sergiler yoluyla, sabit bir mekanı olmadan gerçekleşen sunumlar 10 Ağustos 2019’a dek Maslak’taki UNIQ Expo’da “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri” başlığı altında ziyaretçilere açık. (Müzede yer alan cihazlara dair ayrıntılı görsellere buradan, ayrıca Cezeri Müzesini tanıtan ve seslendirmesini Haluk Bilginer’in yaptığı animasyon videosuna ise buradan ulaşabilirsiniz) Elektrik enerjisinin söz konusu olmadığı bir çağda Cezeri’nin hidrolik ve mekanik esaslara dayanarak, çeşitli çarklar kullanarak yaptığı humanoid otomatlar, bilimkurgudaki “Steampunk” akımını çağrıştırdığını söyleyebiliriz.
Sergi, sadece mühendisliğe ilgi duyanlar için faydalı bilgileri sağlamasıyla değil, tarihte bu topraklarda da bir zamanlar döneminin en ileri seviyesinde mekanik makinelerin ve ilk robotların yapıldığını göstermesi açısından da oldukça ufuk açıcı. Bu yönüyle hüzünlendirici bir yanı da mevcut. Bir zamanlar Avrupa’daki Rönesans’ı yüzlerce yıl evvel muştularcasına sibernetiğin kurucu babalarından İsmail El Cezeri’ye yurt olmuş bir bölgenin günümüzdeki sosyo-ekonomik durumu ve adının bilim ve sanattan ziyade zaman zaman silahlı çatışmalarla anılıyor olması insanı düşüncelere sevk ediyor. Bilimkurgu düşünen zihinler açısından, Cezeri’nin açtığı yoldan ilerlenseydi, endüstri devrimi belki de İngiltere’de değil Anadolu topraklarında başlayacaktı. Böyle bir alternatif paralel tarihin kurmacasını düşünmek sizce de heyecan verici değil mi?
Cezeri’nin İcat Ettiği Bazı İlginç Robotlar
Kadeh Sunan Cariye
Kapalı bir dolap içinde bulunan cariye şeklindeki mekanik robot, 7.5 dakikada bir açılan dolabın kapılarından dışarı çıkıp sağ elinde tuttuğu dolu kadehi efendisine sunmakta, kadehi alıp içen efendi cariye robotunun sol elindeki mendili alıp dudaklarını silebilmektedir. Sonra boş kadeh ve mendil robota verilip ittirildiğinde cariye tekrar dolaba geri dönmektedir. Bu işlem her 7.5 dakikada bir tekrarlanmaktadır.
Cezeri’nin icat ettiği “Kadeh Sunan Cariye” robotunun çalışma prensibi Durmuş Çalışkan’ın “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri” kitabında (syf 97) şu şekilde izah edilmektedir: “Dolabın üstündeki gösterişli kubbe içecekle doldurulmaktadır. Hemen altındaki bir kefe 7.5 dakikada dolduktan sonra içeceği cariyenin kadehine boşaltmaktadır. Ani olarak ağırlaşan kadehin kolu, cariyenin arkasında dolaptaki bir halkaya takılı mandalı kumanda eder. Bu sayede robotun tekerlekli bir araba üzerinde öne doğru kaymasını ve dolabın kapılarını iterek açmasını sağlamaktadır. Cezeri burada yine bir kefe kullanmakla birlikte bir mandal mekanizması ve bir de eğik düzlem sistemini kullanmaktadır.”
Abdest Aldıran Çocuk
Taşınabilir şekilde yapılmış bu robot ortama getirildikten sonra elindeki ibriğin tepesindeki kuş bir süre ötmekte (Cezeri’nin diğer bazı icatları da, su basıncı ile sıkışan havanın düdüklerden çıkması esnasında ses çıkaracak şekilde tasarlanmıştır), kuşun ötüşü bittikten sonra otomatik olarak ibrikten su akmaya başlamaktadır.
Bu bekleme süresi, abdest alacak kişinin hazırlık yapması içindir. Abdest alımı bittikten sonra, akan su tam kesilmek üzereyken hidrolik basınç farkından ötürü robot diğer elinde tuttuğu havlu, tarak ve aynayı efendisine hareketli kolu ile uzatmaktadır.
Kadehini Doldurarak İçen Robot
Genç bir delikanlı suretinde tasarlanan bu robot, adeta bir kukla tiyatrosu olarak da düşünülebilir. Çünkü herhangi bir insanın fiziksel faydasına yönelik bir fonksiyondan ziyade salt hayranlık uyandırıcı görsel bir şovu gerçekleştirmektedir.
Robot belli aralıklarla elinde tuttuğu şişeden diğer elindeki kadehi doldurup bunu içer gibi yapmaktadır.
Dipnot: