Valliant Comics‘in muhteşem çizgi romanlarındaki gezintimizi Harbinger Savaşları ile sonlandırıyoruz. Şunu baştan belirtelim ki Harbinger Savaşları size ne Bloodshot kadar derin bir, ne de Harbinger kadar duygusal bir hikaye sunuyor. Ama size sunacağı başka şeyler var.
Çizimlerle başlayalım. Tek ciltlik Harbinger-Bloodshot crossoverının en pozitif yönü kesinlikle çizimleri. Hikayenin ilerleyişine bağlı olarak gördüğümüz farklı tarzlardaki çizimler arasında harika bir uyum sağlanmış. Harbinger Savaşları’nda, kimi zaman Bloodshot’tun ciddi, kimi zamansa Harbinger’ın eğlenceli çizimlerinin bir harmanını görüyoruz. Burada Clayton Henry, Pere Perez ve Clayton Crain‘i tebrik etmek gerek. Özellikle Crain, Carnage serisini çizerken oturttuğu çizgilerini seriye ekleyerek çizgi romana ayrı bir tat katmış. Joshua Dysart ve Duane Swierczynski‘nin hikayesi içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hikaye ana serilerdeki bazı boşlukları doldursa da okuyucuya başka bir şey sunmuyor. Tabii yine de evreni daha iyi anlamak isterseniz bu cildi de okumanızı öneririm. Ancak okumazsanız da çok şey kaybetmezsiniz.
Ayrıca Harbinger serisindeki kara mizahı burada da görüyoruz. Olayların bir savaş ortamında geçmesinden dolayı kara mizah daha vurucu bir şekilde işlenmiş. Hikayenin amacı bu olmamasına rağmen çizgi romanı okurken yüzünüzde geniş bir gülümseme oluşturabiliyor. Cildin size sunduğu diğer bir şey ise bolca aksiyon. Aksiyon sahneleri çizimlerin de etkisiyle sizi içine çekiyor. Kavga-dövüş görmek istiyorsanız veya bir aksiyon filmi hayranıysanız Harbinger Savaşları’nı mutlaka okumalısınız. Eğer bunlarla aranız yoksa okurken ara ara sıkılabilirsiniz, ancak bu hiç zevk almayacağınız anlamına gelmiyor.
Hikayenin konusuna gelirsek, bu ciltte Rising Sprit Projesi tarafından toplumdan uzakta esaret altında tutulan çocuk psiotları görüyoruz. Kahramanlarımız Rising Spirit’in elinden kaçmayı başarıyor ve kendilerine “Generation 0” adını veriyorlar. Hem özgür olmak, hem de dünyaya mesaj vermek isteyen gençler fikri maalesef etkileyici olmaktan ziyade Harbinger hikayesini baştan dinliyormuş hissi yaratıyor. Bloodshot hikayesinin yazarından daha yaratıcı bir senaryo beklenirdi. Ayrıca cildin bazı yerlerindeki “türümüzü kurtarma” düşüncesi de X-Men çizgi romanlarından fırlamış gibi görünerek Harbinger’ın yenilikçi senaryoları arasında sırıtıyor.
Hikaye ilerledikçe ekibimizin yolları Bloodshot ve Peter Stanchek‘in Asiler ekibi ile kesişiyor. Rising Spirit‘in, çocukları geri almaya çalışması yetmiyormuş gibi olaya önce Toyo Harada daha sonra Pentagon dahil oluyor ve Harbinger Savaşları adının hakkını vererek bize Las Vegas’ta büyük çaplı bir savaş sunuyor.
Harbinger Savaşları görece kısa bir hikaye olduğu için söylenebilecek daha fazla şey yok aslında. Son olarak şunu söylemeliyim ki kitap, bitişiyle evrenin geleceğini merak ettirdi. Dilimize kazandırılan ciltlerin yanı sıra, yurt dışında devam eden seriler de takip edilebilir. Dilimize yeni Valiant serileri kazandırıldıkça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. O zamana kadar mutlu kalın. İyi okumalar.