“Saat alarmları hafifçe çıngırdadı. Adliye binasının saati gümledi. Onun elinden fırlatılmış bir ağ gibi kuşlar ötüşerek ağaçlardan fırladı. Bir orkestrayı yöneten Douglas, doğu göklerini işaret etti. Güneş yükselmeye başladı. Kollarını kavuşturdu ve bir sihirbazın gülümsemesiyle gülümsedi. Evet, efendim, diye düşündü, ben bağırınca herkes sıçrıyor, herkes koşuyor. Güzel bir mevsim olacak. Şehre son kez parmaklarını şıklattı. Kapılar çarpılarak açıldı; insanlar dışarı çıktı. 1928 yazı başlamıştı.” Karahindiba …
Devamını gör »