Bu iri, kaslı, 4 ayaklı (quadropedal) memelilerle ilk olarak Star Wars: Episode II Attack of the Clones‘taki Petranaki arenası sahnesinde Anakin‘ın celladı rolünde tanışmıştık. Daha sonra birkaç çizgi roman ve iOS oyununda karşılaştık. Boyları yaklaşık 2,5 – 4 m arasında değişen 3 boynuzlu canlılardır. Doğal ortamlarında otoburdurlar; ancak aşırı açlık durumunda etobur diyetten yararlanabilirler. Öte yandan kasten kırmızı etle beslenilip avcılık için de kullanılabilirler. Yaşadıkları habitata özgü deri renkleri vardır. Fakat etle beslenirlerse tıpkı Petranaki arenasındaki gibi derileri kırmızının tonlarına bürünür ve agresifleşirler. Kafalarında bulunan boynuzlar, cinsel seçilime fayda sağlar. Ayrıca çiftleşme dönemlerinde rakiplerine güç gösterisi yaparlar. Sürü halinde yaşarlar, derileri pürüzlü ve serttir.
Bilindiği kadarıyla ana habitatları Ylesia gezegenidir. Fakat Codian ayı ile birlikte Saleucami ve Tatooine gezegeninde küçük sürüler halinde rastlanabilirler. Ayrıca İridonia reeki, İthor reeki ve Kashyyyk reeki olmak üzere izole oldukları gök cismiyle doğrudan ilişkili 3 alt türü bulunur.
İridonia reeki: Buraya taşınan türler Zabrak‘ın dikkatini çekmişti. Onları toplayıp, savaş binekleri olarak kullanmak istiyordu. Burada en güçlü ve en sivri boynuzlu reekler seçilip, çiftleştirildi. Bu sayede mükemmel bir savaş bineği yaratıldı. İridonia’nın askeri okullarında eğitilip kullanılıyorlardı. Yine de et düzeyinde besinden yararlanılmadı. İridonia şartları nedeniyle grinin tonlarında olanlar daha iyi uyum sağladı. Dolayısıyla bu alt türlerin renkleri grinin tonlarına büründü.
İthor reeki: Ylesia’dan alınıp İthor gezegenine taşınan alt türlerdir. Renkleri, baffor ağaçlarından aldıkları proteinler nedeniyle sarı ve tonlarıdır. Çiftlik hayvanları olarak yapay seçilime tabi tutulan bu alt türlerin vücutları daha iridir, ancak boynuzları daha küçüktür. Yuuzhan Vong Savaşı‘nda nesilleri tükenmiştir.
Kashyyyk reeki: Bu alt türler aynı zamanda Wookie reekleri olarak da anılırlar. İklim değişikliği ve yırtıcı hayvanlar nedeniyle sayıları oldukça azalmıştır. Doğal seçilim süzgecinden geçerek hayatta kalmayı başaranların boynuzları daha dar ve uzun bir şekil almıştır.
Ayak (pedis) geniş ve günümüz zürafaları gibi çift toynaklıdır. Bu, sert ve hızlı koşular için dezavantajdır. Fakat toynak anatomileri daha çok tırnağa benzer. Bu açıdan bakıldığında ağırlığını taşımak için gelişmiş metacarpal ve metatarsal kemikleri bulunması gerekir. Primatlar gibi 2 ayaklı (bipedal) memelilerde ağırlık, metatarsal‘lerin yanında calcaneus’a (topuk kemiği) yüklenir. Ancak 4 ayaklı (quadropedal) memelilerde bu farklıdır.
Unutmamak gerekir ki Dünya’da yaşayan memeliler, ortak bir atadan türleştiği için kemik anatomileri aynıdır. Sadece bulundukları ortama göre kemik morfolojileri şekillenmiştir. Bu yüzden başka bir yıldız sisteminde evrimleşen bir canlının biyolojisinin ayrıntılarını biyopsi veya otopsi yapmadan sadece morfolojisinden yorumlayamayız.