Philip K. Dick’in “Şizofreni ve Değişimler Kitabı”, Murat Karlıdağ çevirisi ve 6:45 Yayınları etiketiyle dilimize kazandırılmış 48 sayfadan oluşan bir eser. Kitabı ve neden yazıldığını anlayıp hakkında konuşmadan önce yazarını biraz daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. 1928 Kaliforniya doğumlu yazar, henüz ilk çocukluk döneminde ailesinin parçalandığına şahit olur. Üstelik ikiz kardeşi doğum sürecinde hayata tutunamamış ve ölmüştür. Başarısızlıkla sonuçlanan beş evlilik yapmıştır. Tüm bu talihsizliklere bir de annesi ile uzun yıllar yaşadığı sorunlar eklenmiştir. Bunun da etkisiyle olsa gerek, PKD’nin eserleri daima kendi hayatından izler taşır.
İntihara meyilli melankolik kişilik yapısıyla savaş karşıtı düşüncelerini açıkça ilan etmiş olan yazar, tüm ömrü boyunca yaşamak için esaslı nedenler aramıştır. Yazdıklarından para kazanmaya 1951 yılında başlayan yazarın tüm eserleri kaygan bir gerçeklik zemininde geçer. Öyküleri ve kitapları günümüz gerçekliğinden uzak, garip olaylarla süslenmiştir. Sanrı dolu serzenişlerini karakterlerinin ağzından dinletmek istercesine onları daha da cesaretlendirmiştir. İşte Şizofreni ve Değişimler Kitabı’nı da bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Farklı zamanlarda kaleme aldığı makalelerden damıtılan bu kısa eser, onun iç dünyasına ait çok belirgin izler taşıyor. Tamamıyla kişisel deneyimlerinden yola çıkarak anlatıcı rolüyle aktardığı kitapta birçok kavram ve terimle karşılaşıyoruz. Bilimkurgunun tekinsiz dâhisine ve o eşsiz eserleri yazdıran ruh haline gelin biraz daha yakından bakalım.
İlk olarak “Koinos Kosmos” ve “İdios Kosmos” kavramları ile karşılaşıyoruz. Ortak dünya ve içsel dünya anlamına gelen bu kavramlar yaşamımızın da temelini oluşturuyor. Şöyle ki, PKD bir insanı on beş-on altı yaşına kadar tam olarak doğmuş kabul etmiyor. Bu durumu “Psikoseksüel Olgunluk” diye adlandırırken, insan yavrusunun dışsal dünyanın parçası olma sürecindeki zorlu yolculuğuna odaklanıyor.
Karşılaştığı ret yanıtı ile Koinos Kosmos’un sert duvarlarına çarpan kişiyi tarif eden PKD, okurunu oyalamadan şizofreni konusuna geçiyor. Ona göre şizofreni öncesinde kişi, şizoid etkisinde bir süre bekliyor. Şizofreni en genel tanımıyla çok ciddi ve kronik bir hastalıktır. Çoğunlukla gerçeklik algısının ya tamamen ya da kısmen kopmasıyla baş gösterir. Şizoid ise şizofren kadar keskin sınırlara sahip olmasa da sosyal ilişkilerden uzaklaşma ve yalıtılmış bir hayatı temsil edebilir. Bu bağlamda PKD’nin de vurguladığı gibi Şizoid ve Şizotipal Kişilik Bozuklukları, şizofrenin içerisindeki halkalardan bir ya da birkaçını oluşturabilir. PKD bu bozuklukların tahmin edilenden daha yaygın olduğunu düşünmüş olsa gerek ki bir insan yavrusunun yetişkinliğe adım atacağı tüm süreçte iç ve dış dünya arasında kalmasından kaynaklı yaşanan çatışmaların yukarıda saydığımız yan etkilere sebep olduğunu ifade ediyor.
İdios Kosmostan uzaklaşırken olgunlaşan kişi “rahim sonrası rahme doğru itilmek” eylemi ile adlandırılan bir sürece doğru ilerler ve şizoid etkili dönem daha da baskın hissedilir. Bu sürecin sonunda şizofenik bir gerçeklik duygusu ortaya çıkar. PKD, şizofrenik gerçeklik karmaşası yaşayan kimseler için zaman konusuna da değiniyor. Ona gör şizofren, her şeyi şimdiki zamanda algılar ve bu nedenle kişi, sebep sonuç ilişkisi gibi temel bilişsel görevleri yerine getirmekte zorlanır. Tam da bu noktada LSD etkisinin normal bir insanı, şizofreni dünyasına doğru yolculuğa çıkardığını ve bu yolculuğun şimdiki zamanın sonsuzluğunda kaybolmaya benzediğini ifade etmektedir. PKD, LSD etkisinde yaşanması muhtemel olayları aktarırken okurlarını ikna yoluna gitmiş ve bu baskının sonucunda onların “Katatonik Şizofreni” hakkında dolaylı da olsa yetecek türden bir deneyim yaşamalarını hedeflemiş görünüyor.
Bu küçük kitap, PKD’nin “sonsuz şimdiki zamanda psikotik hastalar kadar ölü oluyoruz,” şeklinde tarif ettiği o gizemli ruh haliyle diğer eserleri hakkında da esaslı bir bilge oluvermenizi istiyor. Onun eserlerinde denk geldiğimiz esrarlı dünyaların hangi zihnin ürünü olduğunu görmek, bir okur için emsalsiz bir tanıklık olacaktır kuşkusuz. Ona göre bir şizofrenin ya da onun gibi yaşayan bir insanın şimdiki zamanda hapsolması durumunda yapılacaklar da bellidir. “I Ching” kavramıyla yürüttüğü savını desteklerken kimi zaman katı bir anlatım yöntemini benimsediği, kimi zamansa dalgasını geçtiğini görüyoruz. I Cihing, değişimler kitabı anlamına geliyor ve M.Ö. 200’lü yıllarda başlayan bir tür fal ve bilgelik uygulamasını temsil ediyor. PKD, bu yöntemle değişimler yaşanabileceğine dair birçok örnek veriyor. Örneğin, John Cage, Heisenberg, Jung ve Leibniz isimleri ile karşılaşıyoruz ki PKD’nin iddiası %80 oranında I Ching uygulamalarının sonuç vermesi üzerine şekilleniyor. Ayrıca I Ching sürecinde “LSD etkisindeymiş gibi davranın ve gördüklerinizin tadını çıkartın,” diyerek de öneride bulunmayı ihmal etmiyor.
Kitabın ikinci bölümü “Uyuşturucular, Halüsinasyonlar ve Gerçeği Arayış” başlığına sahip. Burada psikozlu hastalara dair ilginç çıkarımlarda bulunuyor. Onların gördüğü halüsinasyonların en az gerçek diye kabul edilen görüntüler kadar sorgulanamaz bir gerçekliğe sahip olduğunu söylüyor. PKD kendi ömrünü de bu satırlar arasında tasvir ederken “kasvetle geçen yıllar” olarak nitelendiriyor. Sonraki sayfalarda ilerlerken Freud ve Jung isimleri üzerine eğiliyor ve sık sık her ikisinden örnekler ve kavramlar paylaşıyor. Kimi zamansa önermeleri aracılığı ile onları kıyaslıyor. Toplum içinde yaşamını sürdüren psikotiklerden bahsederken kıstas olarak “düzenli diş fırçalama” eylemini göstermesi de dikkat çekici. Ayrıca halüsinasyon kavramını daha da deşen PKD, “Negatif Halüsinasyon” üzerinde duruyor. Pozitif Halüsinasyon ile olmadığı varsayılan görüntülerin görüldüğü iddia edilirken, Negatif Halüsinasyonda, kişiler gerçek yaşamdaki mevut varlıkları görememektedir. James Stephens’in “The Whisperer” isimli şiirine de gönderme yapan PKD, tanrının hissettiklerini şiirden yola çıkarak şöyle aktarıyor:
Sana şekil verdim,
Mutluluğun ya da kaderin için
Yaptıkların vasıtasıyla
Yolunu nasıl çizdiğine bakmadım
Mücadelenle, kayıp ya da kazançlarınla
Ve yaptıklarınla ilgilenmedim
Ama bilmek istedim.
Şizofreni ve Değişimler Kitabı, en temelde onun sıkı hayranları için okunması gereken bir eserken, özellikle psikoloji bilimiyle ilgili olanların bu alanın bilimkurgu dünyasındaki yansımalarını görmeleri açısından da son derece önemli. LSD, Psikoz, Nevrotik gibi kavramlarla baş döndüren yarı otobiyografi niteliğindeki eserin, her PKD hayranının kitaplığında bulunması şart.