Contact’a Kafa Tutan Sıfır Bütçeli Film: Cosmos

Cosmos, dünya dışı canlılar ile temas fikrini konu alan 2019 yapımı düşük bütçeli bir İngiliz bilimkurgu filmi. Film ekibinin bu kadar düşük bütçeye (neredeyse sıfır) rağmen muazzam bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. Yönetmen koltuğunda, Apollo hakkında birçok belgeselin yönetmenliğini de yapmış olan Elliot Weaver ve Zander Weaver kardeşler oturuyor. Oyuncu kadrosunda Joshua Ford, Tom England ve Arjun Singh Panam gibi isimler var. Zaten film baştan sona neredeyse tek mekanda geçiyor ve sadece bu üç ismi görüyoruz. Buna rağmen film, konusu ve oyunculukları sayesinde izleyicinin merakını canlı tutmayı başarıyor.

Sıfır bütçe dememizin nedeni, gerçekten “sıfır” bütçe ile çekilmiş olması. IMDb sayfasında dahi bütçe bilgisi bulunmuyor. Çünkü filmde kullanılan bütün ekipmanlar ve mekânlar ya ödünç alınmış ya da halihazırda bulunanlardan oluşuyor. Filmin müzikleri dışında senaryo yazarlığı, görüntü yönetmenliği, kamera çekimleri, ışıklandırma, ses kaydı, görsel efektler, poster düzenlemesi ve fragman hazırlığı gibi neredeyse her şey Elliot & Zander Weaver kardeşler tarafından bizzat yapılmış. Öyle ki çekimleri 60 gün süren filmin, başından sonuna kadar sinema ekranlarına ulaşma süresi neredeyse 5 seneyi bulmuş! Sıfır bütçeye rağmen Chris Davey isimli müthiş bir besteci ile çalışmışlar. Hatta bütçeden önemli bir miktar sadece müzikler için bile ayrılmış dahi olabilir. Zira bir filmin müziği, o filmin imzasıdır. Dolayısıyla çok da iyi yapmışlar!

Film, dünya dışı bir uygarlıktan gelen mesajı ilk tespit eden biri radyo astronom, biri astrofizikçi ve biri de havacılık ve uzay mühendisi olmak üzere üç arkadaşı konu ediniyor. “İlk temas” alt türünde benzer birçok film olduğunu biliyoruz. Ancak önemli olan bu tarz filmlerde bilimsel tutarlılığın korunması ve gerçeğe en yakın kurgunun işlenişidir. Zaten artık böyle yapımlarda uçan dairelerle gezegenimize inen küçük yeşil adamları görmek istemiyoruz. Bilimsel ciddiyete önem veren film sayesinde radyo astronomi hakkında birçok bilgi ediniyoruz. Üstelik bilimkurgu filmlerinin çoğu zaman eleştirilen yönü olan, “Nasıl oluyor da NASA gibi gözlemevlerinin tespit edemediği dalgaları başrol oyuncusu keşfediyor?” sorusuna da bir bakıma cevap veriyor.

Konu hakkında gerçeğe en yakın yapımlar başta Contact olmak üzere Arrival, The Abyss, District 9... Ayrıca yine düşük bütçeli bir film olan Europa Report‘u da unutmamak lazım. Fakat Cosmos‘a göre Europa Report dahi kat kat fazla bütçe ve görsel efekt sahibi sayılır. Buna rağmen düşük bütçeli Cosmos, çoğu rakibini alt ederek listenin içerisinde yer almayı başarıyor diyebiliriz. Elbette ki bütçesi Hollywood filmlerinin yanına bile yaklaşamaz. Burada önemli olan bütçesiz bir filmde bile neler yapılabildiğini göstermek; sağlam bir bilimkurgu için milyon dolarlık CGI efektlerine gerek olmadığını hatırlatmak. Zira Hollywood’un milyonlarca dolarlık istila filmlerine taş çıkaran enfes bir yapım var karşımızda.

Bir grup arkadaş, gözlem ve veri toplamak adına gece yarısı şehir ışıklarından uzak bir araziye çıkar. Gelişmiş bir aynalı teleskobu olan Dr. Harry Knight ve uzay ve havacılık mühendisi arkadaşı Roy Kennedy, birlikte teleskobu kurduktan sonra veri toplamak için araba içindeki bilgisayarın başına geçer. Radyo astronomi konusunda uzman Mike Webster ise sinyal alıcısını kurarak adeta uzayı “dinler.” Hayatının büyük bölümünü uzayı dinleyerek geçiren Mike, aldığı sinyalin diğer sinyallere benzemediğini ilk fark eden kişi olur. Yine de anlamı ve amacı olan bir sinyal yakaladığını teyit etmesi biraz zaman alacaktır.

Astronomi ekipmanları ile donatılmış bir arabada çalışan üç arkadaş, insanlığın en büyük devrimine yol açacak o ilk adımı atabilecek midir? Mike, hemen bu sinyale bir cevap sinyali gönderir. Zaten film içerisinde radyo astronomi bilgileri kullanıldığı için gönderilen sinyalin uzay boşluğundaki seyahati bilimsel temele oturtulmuştur. Dolayısıyla aslında binlerce yıl sürmesi gerekirken neden saatler sonra cevap alındığı mantıklı olarak açıklanmıştır.

Filmde Contact ile benzer şekilde başka bir uygarlığa ait radyo sinyallerinin tespit edilişi işleniyor. Ekstradan ana konu dışında karakterlerin hikayeleri de ortaya fena olmayan bir “dram” sosu katıyor. Roy ve Harry’nin bazı dramatik diyalogları aşırıya kaçsa da, senaryoya harika bir şekilde yedirildiği için göze batmıyor. Hatta aksine ilgi çekici ve sürükleyici diyebiliriz. Elbette filmin bilimsel olarak birkaç eksiği de var. Zaten hangi bilimkurgu yapımı kusursuz bir döküman sunabilir ki? Ancak kesinlikle IMDb puanından kat kat fazlasını hak ettiği ortada.

Sonuç olarak Cosmos atmosferi, oyunculukları, senaryosu ve finali sayesinde son dönemin en gerçekçi düşük bütçeli bilimkurgu filmlerinden biri. CGI temelli efektler kullanılmamasına rağmen seyirciyi içerisine bu kadar çekebilen, karakterler ile birlikte süreci bu denli yaşatabilen sıfır bütçeli filmlerin sayısı muhtemelen bir elin parmağını geçmiyordur. Dolayısıyla astronomi ve astrobiyoloji meraklısı olan her bilimkurgusevere şiddetle tavsiye ederiz. Özellikle bu tarz filmlerin değerini bilenlere…

Yazar: Pedram Türkoğlu

Anatomi anabilim dalında araştırma görevlisi doktor. Aynı zamanda yaban hayatı fotoğrafçısı ve bilim yazarı.

İlginizi Çekebilir

Ormandan İndim Şehre: Predator 2

Predator 2, Hasat Zamanı, Rüzgârın Oğlu, Elm Sokağında Kabus 5: Hayal Çocuk gibi filmlerle adından …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin