Aslını Aratmayan 7 Yeniden Çevrim

Geçen haftaki yazımızda yeniden çevrimlerin genellikle ilk filmlerin yerini tutamadığından bahsetmiş ve başarısız yeniden çevrimleri sıralamıştık. Elbette istisnaların da olduğundan söz etmeyi unutmamıştık. İşte bu yazımızda o istisnaları, yani en az ilk film kadar iyi olan, hatta ilk filmi gölgede bırakan filmleri listeleyeceğiz.

 1. Nineteen Eighty-Four (Bin Dokuz Yüz Seksen Dört / 1984)

İngiliz yazar George Orwell‘ın 1949 tarihli distopik romanı 1984; propagandayı etkili bir şekilde kullanan, hayali düşmanlar yaratan ve farklı fikirlere söz hakkı tanımayan bir tek parti iktidarının yarattığı korku toplumunu konu edinmektedir. Eserde yer alan Büyük Birader, düşünce polisi gibi kavramlar günümüzde de hala güncelliğini korumakta ve kullanılmaktadır. Roman 1956’da sinemaya uyarlanır. Film başarılı olur olmasına ama asıl akıllara kazınan uyarlama 1984’te gelecektir:  Nineteen Eighty-Four. Filmde, yakın bir zamanda kaybettiğimiz John Hurt, Winston Smith rolüyle görülmeye değer bir performans sergiler. Suzanna Hamilton da Julia rolüyle göz doldurur. Yeniden çevrim, aynı zamanda tam yedi kez Oscar’a aday gösterilen Galli aktör Richard Burton‘un da seyirci ile buluştuğu son film olur. Burton filmde O’Brien karakterine başarılı bir şekilde hayat vermiştir.   

2. War of the Worlds (Dünyalar Savaşı / 2005)

Bilimkurgunun babalarından H.G Wells‘in kaleme aldığı 1898 tarihli The War of the Worlds Marslıların dünyamızı işgal edişini anlatan bir metindir. Wells’in en iyi romanlarından biri olan eser, 1953’te Byron Haskin‘in yönetmenliğinde sinemaya uyarlanır: The War of the Worlds (Dünyalar Çarpışıyor). Teknik imkanlar kısıtlı olsa da ortaya hiç de fena olmayan bir film çıkar. Roman 2005’te yeniden sinemaya uyarlandığında yönetmen koltuğunda bilimkurgu konusunda söz sahibi olan bir yönetmen vardır. Steven Spielberg‘ün filmi, War of the Worlds (Dünyalar Savaşı) tam bir görsel şölendir. Film, romana tam anlamıyla sadık kalmasa da Tom Cruise, Tim Robbins ve Dakota Fanning‘li  kadrosuyla göz doldurmuştur.

3. Invasion of the Body Snatchers (Ceset Yiyicilerin İstilası / 1978)

Amerikalı bilimkurgu yazarı Jack Finney‘in bir uzaylı istilasını konu edinen 1955 tarihli romanı The Body Snatchers, tam dört kez sinemaya uyarlanır. İlk uyarlama, romanın yayımlanmasından bir yıl sonra gelir: Invasion of the Body Snatchers (Merih’ten Saldıranlar). Film seyircinin büyük beğenisini kazanır. Abel Ferrara‘nın yönettiği bir diğer uyarlama, Body Snatchers (Parazit / 1993)) adıyla seyirci karşısına çıkar. Son uyarlama ise 2007’de çekilir: The Invasion (İstila). Listemizde yer alan yeniden çevrim ise 1978 yılına aittir: Invasion of the Body Snatchers (Ceset Yiyicilerin İstilası). Film özellikle sonu ile hafızalara kazınacak türdendir. Başroldeki Donald Sutherland‘in performansı görülmeye değerdir. Ayrıca filmde, Uzay Yolu’nun unutulmaz karakteri Spock’u canlarndıran  Leonard Nimoy da Dr. David Kibner olarak karşımıza çıkar.

4. The Blob (1988) 

The Blob (Büyüyen Canavar) yine 50’li yıllara ait efsane bilimkurgu filmlerinden biridir. Dünyaya bir meteor ile gelen jölemsi bir yaratığın, önüne çıkan her şeyi yutarak büyümesini konu edinen filmin, ilk başta The Glob olarak isimlendirilmesi düşünülmüştür. Fakat daha sonra, bu ismin bir çocuk romanı adı gibi olduğu düşünülmüş ve filmin adı The Blob konulmuştur. The Blob 1988’de yeniden çevrilir. Yönetmen koltuğunda belki de serinin en iyi bölümü olan A Nightmare on Elm Street 3: Dream Warriors‘ı yönetmiş Chuck Russell vardır. Yeniden çevrim en az ilki kadar başarılı olur ve filmin 80’li yılların hayal gücü geniş çocukları için bir efsane haline dönüşmesi uzun sürmez.

5. The Thing (Şey / 1982)

John W. Campbell‘ın ilk kez Astounding Science-Fiction dergisinin 1938 Ağustos sayısında yayımlanan novella’sı Who Goes There? 1951 senesinde  The Thing from Another World adıyla sinemaya uyarlanır. Film seyircinin büyük beğenisini kazanır. 50’li yıllar bilimkurgu sinemasının altın çağı olacak ve o yıllarda sıklıkla işlenen konu, uzaydan gelen istilacılar olacaktır. Novella bir kez daha sinemaya uyarlandığında aradan otuz sene geçmiştir ve bilimkurgu sineması bir başka altın çağın içindedir. 80’li yıllar düşük bütçeli ama büyülü filmlerin çekildiği bir dönemdir. Novella’yı yeniden çekecek yönetmen de bu işin ustalarından biri olan John Carpenter‘dır. Carpenter harika bir iş çıkartır ve 82 tarihli film, sinemanın unutulmaz işleri arasındaki yerini alır.

6. Little Shop of Horrors (Küçük Korku Dükkanı / 1986) 

Little Shop of Horrors et yiyen ve yedikçe de hızla büyüyen bir bitkinin ve bu bitkinin sahibinin komik hikayesini anlatan eğlenceli bir müzikal filmdir. İlk olarak 1960’ta çekilen filmin yönetmen koltuğunda Poe uyarlamaları ile tanıdan ve B filmlerin kralı olarak görülen Roger Corman vardır.  Film Jack Nicholson‘ın rol aldığı ilk filmlerden biridir. Little Shop of Horrors yeniden çelidiğinde tarih 1986’dır. Bu kez yönetmen koltuğunda bir kuklacı olan ve en çok da Yoda performansı ile tanınan Frank Oz vardır. Yeniden çevrim; Rick Moranis, Steve Martin, John Candy, Bill Murray‘li kadrosuyla orjinal versiyonu gölgede bırakacak kadar başarılı olur ve iki dalda Oscar’a aday gösterilir. Film bir yıl sonra DC Comics tarafından çizgi romana da dönüştürülür.

7. The Fly (Sinek / 1986)

George Langelann‘ın yazdığı The Fly (Sinek) adlı bilimkurgu öyküsü Playboy dergisinin 1957 Haziran sayısında yayımlanır. Öykü 1958’de sinemaya uyarlanır. Filmde düşük bütçeli korku filmlerinin efsanevi oyuncusu Vincent Price, karşımıza talihsiz bilim insanı Andre’nin kardeşi François Delambre rolüyle çıkar. Öykü 1986’da bir kez daha sinemaya uyarlandığında bu kez yönetmen koltuğunda Scanners, Videodrome, Dead Ringers gibi filmlerden tanıdığımız David Cronenberg vardır. Teknoloji ve vücut deformasyonu gibi konuları işlemekten hoşlanan Cronenberg, öyküyü kendi karanlık dünyasına göre yeniden şekillendirir. Sonuç muhteşem olur. Jeff Goldblum‘un başrolünde olduğu The Fly, bilimkurgu sinemasının unutulmazları arasına girer.  Ayrıca film En İyi Makyaj dalında da Oscar kazanır.