zaman

Beynimizde Akan Zaman

Zaman algımızın sabit ve evrensel olduğu düşüncesi, günlük deneyimlerimizin bize sunduğu en temel varsayımlardan biridir. Ancak bazen zihin gerçeklik algımızı öyle ustaca değiştirir ki, zamanın akışı tamamen durmuş ya da yavaşlamış gibi hissedilir. Simon Baker adlı bir kişinin başına gelen sıra dışı deneyim, aslında beynimizin zamanla nasıl oynadığını anlamamız için önemli ipuçları sunuyor. Baker, bir baş ağrısı nedeniyle aldığı ılık duş sırasında, su damlalarının havada neredeyse hareket etmeden asılı kaldığını fark ediyor. Bu, bizim genellikle farkına varmadığımız zaman algısındaki karmaşık nörolojik süreçlerin canlı bir örneği.

Beynimiz çevremizden gelen bilgileri saniyede birçok kez tarıyor, işliyor ve bunları sürekli bir akış olarak deneyimlememizi sağlıyor. Ancak bu süreç mükemmel değil, bazen algılama hızımız ve dış dünyadaki gerçek zaman arasında uyumsuzluklar ortaya çıkıyor. Baker’ın deneyiminde olduğu gibi, damarların genişlemesi veya sinir sistemindeki bazı değişiklikler bu dengeyi bozabiliyor ve zamanın “donduğu” hissini yaratabiliyor. Bu durum, aslında beynimizin zaman algısını inşa eden mekanizmaların hassaslığını ve esnekliğini gösteriyor.

zaman 2

Zaman algısının bu tür bozulmaları yalnızca hastalık ya da travma anlarında görülmüyor. Hepimiz, günlük hayatımızda farklı hızlarda akan zaman deneyimleri yaşıyoruz. Örneğin, ani bir tehlike anında zaman yavaşlamış, karmaşık olaylar daha detaylı ve uzunmuş gibi algılanıyor. Beynimizin bu algıyı nasıl oluşturduğunu açıklamak için bilim insanları, zaman algısını bir çeşit zihinsel “montaj” veya “karelerin birleştirilmesi” olarak değerlendiriyor. Beynimiz, dış dünyadan gelen kesintili görüntüleri birleştirerek sürekli bir zaman akışı hissi yaratıyor. Günlük hayatta karşılaştığımız bazı görsel illüzyonlar da bu mekanizmanın bir göstergesi. Örneğin, hızlı dönen bir arabanın tekerlekleri bazen donmuş veya ters yönde hareket ediyor gibi görünüyor. Bu, beynimizin belirli aralıklarla aldığı görsel bilgilerin gerçek hareketi tam yansıtamamasından kaynaklanıyor.

Zaman algımız da benzer şekilde, beynimizin içsel işlem hızına ve dış dünyadan aldığı uyaranların düzenine bağlı olarak şekilleniyor. Ağır duygusal deneyimlerin, özellikle hayati tehlike anlarının da zaman algısını etkilediği biliniyor. Ölümle burun buruna gelen insanların büyük çoğunluğu, olayları ağır çekim gibi yaşadıklarını ifade ediyor. Bu fenomen, nörolojik süreçlerin yanı sıra psikolojik faktörlerle de bağlantılı. Stres hormonlarının etkisiyle beyin işlemleri hızlanıyor, bu da dış dünyanın yavaşlamış gibi algılanmasına yol açıyor. Dolayısıyla, zaman algısındaki bu tür değişiklikler hem bedensel hem de zihinsel durumların bir sonucu.

zaman 3

Bu durumun bilimsel araştırmalarla incelenmesi, beynimizin gerçeklik inşasındaki yaratıcı ve dinamik rolünü ortaya koyuyor. Simon Baker’ın deneyimi gibi bireysel vakalar, bilincin ve algının sınırlarını anlamamızda önem teşkil ediyor. Zira beynin belli bölgelerindeki işlevsel değişiklikler, dış dünyayı nasıl deneyimlediğimizi tamamen değiştirebiliyor.

Bu da aslında “gerçeklik” dediğimiz şeyin, beynimizin içinde şekillenen son derece esnek ve kırılgan bir temsil olduğunu gösteriyor. Zaman, mekân ve varlık algımızın en temelde nörolojik süreçlerin ürünü olması, bunların ardında sürekli değişen, uyaranlara göre biçimlenen bir mekanizma yattığını ortaya koyuyor. Kısacası insan zihni, her an yeni bir gerçeklik yaratıyor; hatta zaman dediğimiz şeyi bile kendi iç dünyasında dokuyor…

Yazar: İsmail Yamanol

Amatör bir düş gezgini, saplantılı bir bilimkurgu ve black metal hayranı. Kuruculuğunu ve genel yayın yönetmenliğini üstelendiği Bilimkurgu Kulübü'nde at koşturmayı sürdürüyor.

İlginizi Çekebilir

Hiç Bilinmeyen Yeni Bir Renk Keşfedilebilir mi?

Bu sorunun yanıtı çok kısa: Hayır, hiç bilinmeyen yeni bir renk keşfedemeyiz. Çünkü renk bir …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin