Tesla ve SpaceX gibi firmaların başını çeken Elon Musk, ilk olarak Stephen Colbert isimli televizyon programcısının 2015 yılındaki bir yayınında Mars’a nükleer bombalar fırlatarak Dünyalaştırabileceğimiz fikrini duyurmuştu. Daha sonradan bu fikirleri akademisyenlerce incelenip mümkün olamayacağı kanısına varıldığında, Discover Magazine‘in 2018 yılında yayımladığı bir makaleye Twitter üzerinden itiraz etmiş ve aşağıdaki cümleleri dile getirmişti:
“Mars toprağında hapsolmuş aşırı miktarda karbondioksit vardır. Bu karbondioksit, nükleer bombaların ısısıyla açığa çıkacaktır. Yeterince yapay veya doğal Güneş füzyonu ile istediğiniz herhangi bir büyük kayayı Dünyalaştırabilirsiniz.”
There’s a massive amount of CO2 on Mars adsorbed into soil that’d be released upon heating. With enough energy via artificial or natural (sun) fusion, you can terraform almost any large, rocky body.
— Elon Musk (@elonmusk) July 31, 2018
Discover Magazine bu ve benzeri geri bildirimler üzerine gezegen bilimleri, Mars jeolojisi ve terreformasyon konularında uzman daha çok isme konuyu danışmış, hepsi ortak bir şekilde bunun mümkün olmadığını söylediğinde, Musk daha da sinirlenerek “Öyle mi? Ben de sizin uzmanlarınızı görüyorum ve 1 adet Chris McKay ile artırıyorum,” demişti. Ek olarak, Robert Zubrin ve Chris McKay‘in bunun mümkün olabileceğini iddia ettikleri bir 1993 makalesinin bağlantısını atmıştı.
Terraformasyon, bir gezegenin Dünya-benzeri bir atmosfere sahip olacak şekilde insan müdahalesiyle değiştirilmesi demektir. Bu yöntemlerden birisi, kayalık bir gezegenin termonükleer bombalar denen güçlü füzelerle bombalanarak, kayaların içine hapsolmuş gazları serbest bırakmak ve yeniden bir atmosfer yaratmaktır. 1993 yılında yapılan bazı çalışmalar, Mars’ı Dünyalaştırmak için yeterince sera gazı bulunduğunu ileri sürmekteydi. Örneğin Mars ile ilgili en tutkulu projelerden biri olan İnsanlık Mars’a projesinin başındaki Robert Zubrin, şöyle diyor:
“Yazdığımız makale, Mars’ın terraforme edilebileceğini gösteriyor. Pozitif geri bildirim döngüsü yaratmak mümkün: Mars’ı CF4 gazıyla sadece birkaç derece ısıtırsak, Mars toprağına hapsolmuş CO2 açığa çıkacaktır. Bu, Mars’ı daha da ısıtacak ve daha da çok CO2 çıkmasına neden olacaktır. Bu da, giderek hızlanan bir sera etkisi yaratacaktır. Jakowski’nin iddiasının aksine ihtiyacımız olan miktarda karbondioksit Mars’ta bulunmaktadır. Eğer Mars toprağı kütlece sadece %1 oranında karbondioksit içeriyorsa, üst 200 metrelik katmanda Mars’a 300 milibar (5 psi) basınca sahip bir atmosfer verecek kadar sera gazı bulunuyor demektir. Bu, Skylab veya Everest Dağı’nda bulunan basınç kadardır. Böylesi bir Mars’ta uzay kıyafetlerine gerek bile olmazdı!”
Zubrin’in Twitter’da hatalı bir şekilde “Jakowski” olarak bahsettiği kişi, Ağustos 2018’de Nature Astronomy dergisinde Mars’ı Terraforme Etmek İçin Gereken Karbondioksit Envanteri başlıklı bir makaleye imza atan, Kolorado Üniversitesi Atmosferik ve Uzay Fiziği Laboratuvarı’ndan ve Jeolojik Bilimler Bölümü profesörlerinden Bruce M. Jakosky‘dir. Kuzey Arizona Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölümü’nden Christopher S. Edwards ile yazdıkları makalede, son dönemde Mars’a gönderilen araçlar ve bu araçlardan gelen veriler ışığında Mars’ı terraforme etmek için yeterli gaz olup olmadığı incelenmektedir. Makale yazarlarının sonucu, Elon Musk ve ona destek olan bilim insanlarının vardığı sonucun zıttıdır:
“(Mars Atmosfer ve Uçucu Evrim Probu, Mars Ekspres uzay aracı, Mars Keşif Aracı ve Mars Odyssey Uzay Aracı’ndan gelen] veriler, Mars’ta yeterli miktarda sera gazı etkisi yaratacak kadar karbondioksit kalmadığını göstermektedir. Dahası, var olan karbondioksitin de büyük bir kısmı erişilemez bölgelerdedir ve kolaylıkla harekete geçirilmesi mümkün olmayabilir. Sonuç olarak, Mars’ın günümüzdeki teknoloji ile terraforme edilmesi mümkün değildir.”
Makalede, Mars’ta kalan karbondioksit envanteri şöyle özetlenmektedir:
- Uzaya kaybedilen: 0.5 bar
- Kutup buzları: 0.006 bar
- Yüzeye yakın karbonatlar: 0.012-0.150 bar
- Kutup/regolit klatratları: << 0.150 bar
- Regolitler içine hapsolmuş: < 0.4 bar
- Harekete geçirilebilir toplam karbondioksit: ~0.02 bar
- Erişilemez rezervuarlar (derin karbonatlar): ~1 bar
- Mars’ta kalan toplam karbondioksit miktarı: ~1 bar
Erişilebilir ve dolayısıyla teknik olarak harekete geçirilebilir tüm karbondioksit, uzaya hiçbir kayıp olmaksızın atmosfere konulabilseydi bile sadece 0.02 bar (20 milibar) basınca sahip bir atmosfer elde ederdik. Bu, 2000 Pascal basınca eşittir. Dünya’nın yüzeyindeki atmosferik basınç, yerden yükseldikçe azalır. 15 santigrat derece sıcaklıkta, deniz seviyesinde basınç 101.325 Pascal civarındadır. Everest Dağı’nın tepesinde, -13 santigrat derecede basınç 27.254 Pascal civarında olacaktır. Yani deniz seviyesindekinden 3.7 kat düşüktür. Ancak Nature Astronomy dergisindeki makalenin yazarlarının analizi doğruysa, 20 milibar basıncın Dünya’daki karşılığı, yerden 25.000 metre yüksekliktir. Bu yükseklik, yerdeki oksijenin sadece %2’sini barındıracak kadar yüksektir! Uzayın sınırı kabul edilen 100.000 metre sınırının halen altında olsa da, pratik olarak uzaydan pek bir farkı yoktur.
Elbette Mars’taki bütün karbondioksiti serbest bırakabilecek olsak işler değişebilirdi. Ancak bunun günümüzdeki termonükleer bombalarla veya diğer teknolojilerle yapılabilmesi mümkün değildir; çünkü söz konusu karbondioksit, bu bombaların etkilerinin erişebileceği derinliklerin çok ötesinde hapsolmuştur. İleri bir teknoloji ile Mars’ı karbondioksit salınımı yoluyla terraforme etmek mümkün olabilir; ancak bu, Elon Musk ve destekçilerinin iddia ettiği kadar basit bir şekilde, Kızıl Gezegen’i bombalamak suretiyle olmayacak gibi gözükmektedir.
Tabii bu mümkün olsaydı bile, Dünya’daki bütün nükleer bomba cephanesini kullanmamız gerekebilirdi; hatta bu bile yeterli olmayabilirdi. Böyle bir durumda, ABD ve Rusya gibi süpergüçlerin tüm nükleer bombalarını böyle bir proje için kullanmaya ve dolayısıyla bu cephaneliği tüketmeye ikna etmek politik bir imkansızlık gibi gözükmektedir. En azından yakın gelecek için benzer düzeyde imkansız gözüken alternatifler ise şöyle:
- Dünya’dan Mars’a bol miktarda kloroflorokarbon (CFC) göndererek Mars’ta bir küresel iklim değişikliği tetiklemek,
- Her zaman Mars’ın aydınlık olan tarafına bakacak dev bir ayna inşa ederek Güneş’ten gelen ışınların Mars’tan kaçmasına engel olarak küresel iklim değişikliği tetiklemek,
- Mars’a insanlığın hiç denemediği derinlikte sondaj delikleri açılarak yer altına hapsolmuş bütün karbondioksiti açığa çıkarmaya çalışmak
Mars’ı Dünyalaştırmak teorik olarak mümkün. Ancak pratik imkansızlıkların boyutu, yeniden kullanılabilir roketlerin veya elektrikli arabaların çok, çok ötesinde… Bu ise bir hayal kırıklığı değil, Dünya dışı gezegenleri daha yakından tanımak ve oralara nasıl açılabileceğimizle ilgili daha fazla proje üretip, bu projeler uğruna daha çok çalışmak için daha da büyük bir motivasyon olmalı.