quentin-tarantino-star-trek

Quentin Tarantino Star Trek Serisini Nasıl Kurtarır?

Serinin son filmi Beyond, Kirk ve ekibinin yeni bir maceraya, diyaloglara ve esaslı bir kötü karaktere muhtaç olduğunu kanıtladı. Neyse ki Hollywood’da her türlü itliğin, hergeleliğin ustası olan biri var: Quentin Tarantino! Eğer yeni Star Trek filmini çekmesi muhtemel olan yönetmenlerin bir listesini yapın deseydik, çoğunuz küfür ve müstehcen diyaloglara sahip filmleriyle tanınan Quentin Tarantino yer vermezdiniz. Ama bu gerçek oluyor… Tarantino, yapımcı J.J. Abrams‘a Star Trek hakkında aklına gelen fikri anlattı ve görünüşe bakılırsa Abrams bu fikirden öyle etkilendi ki hemen yazar kadrosunu toparlayıp proje üzerinde çalışmaları için görevlendirdi.

Evet, Star Trek ve Tarantino ikilisi kulağa bir hayli tuhaf gelebilir. Fakat Tarantino’nun hiç kimsenin cüret etmediği yerlere gidebilme olasılığını düşünün. Tarantino’lu bir Star Trek hüsranla da bitebilir, dillere destan bir sinema şölenine de dönüşebilir. Ancak Tarantino’lu bir Star Trek filminin ölüsü bile öncekilerden daha kötü olamaz. Zira son film Star Trek: Beyond, serinin ne yöne evrileceği konusunda belirsizlikler içeriyordu. Adeta laf olsun diye çekilmiş, büyük bütçeli bir TV serisi gibi duruyor, neredeyse tüm karakterler yarım kalmış havası uyandırıyordu. Ne önemli bir konu vardı, ne de final olmasını hissettirecek bir şey.

quentin-tarantino-star-trek

Her yıl yeni bir Star Wars filmi çekildiğini ve ekranlarda hali hazırda yeni bir Star Trek dizisi (Discovery) olduğunu düşünürsek, beyaz perdede yeni bir Star Trek filmine ihtiyaç yok gibi gelebilir. Belki de Star Trek’in beyaz perdede bir şeye benzemesi için sıkı bir tekme yemesi gerekiyordur. Bunu demir uçlu kramponu ile rövaşata çekmekten haz duyan Tarantino’dan başka kim becerebilir? Tarantino aksiyon becerisini filmografisi ile çoktan kanıtlamış bir isim. Kill Bill filmleri oldukça yaratıcı aksiyon sahnelerine sahip, Django Unchained ve Inglourious Basterds filmlerinin de aksiyon konusunda hiç geri kalır yanı yok. Tarantino büyük bütçeli bir CGI filmi çekmedi, fakat Thor: Ragnarok’a kadar Taika Waititi de çekmemişti; ne olmuş yani? Biraz çaba ve yaratıcılık Tarantino için yeter de artar bile. Vahşet sahnelerini önceki filmlerine kıyasla belki biraz törpülemesi gerekebilir, fakat buna da tenezzül etmeyecek gibi duruyor. Aman, zaten bırakalım da kan gövdeyi götürsün!

Yeni Star Trek filmi için yönetmen koltuğuna oturmasının güzelliği sadece aksiyon becerisinden de kaynaklanmıyor üstelik. Önceki filmlerde Eric Bana, Idris Elba, Bendleworth Crumbleflatch gibi çeşitli aktörler baş kötü rolünü oynadı, fakat hiç biri hatırı sayılır bir kötü adam karizması yaratamadı. Tarantino ise Christoph Waltz‘ı kabuslarımızı süsleyen bir canavar haline, Michael Madsen‘i Pavlovcu bir tetikçiye çevirdi. Django Unchained’de Leonardo DiCaprio‘yu öyle pislik bir şekilde gösterdi ki, Titanik’teki ölümüne sevinç naraları atacak kıvama gelmiştik. Star Trek’in ihtiyaç duyduğu şey iyi yazılmış, üç boyutlu derinliği olan bir kötü karakter; Tarantino ise bunun kralını sunabilir.

En önemlisi Star Trek serisi dostluk temasını yoğunca barındırıyor; Kirk, Spock ve Bones’un sohbetlerinde ve şakalaşmalarında bu duyguyu hissedebiliyoruz. Tarantino bu konuda oldukça başarılı. Tüm diyalogları kendisi yazmasa da, filmlerindeki diyalog ağırlıklı sahnelerin oldukça zeki yazıldığını ve doğal göründüğünü hepimiz biliyoruz. Yeni Trek serisi bu formülü denedi ve bazı kısımlarda başarılı da oldu. Oysa Tarantino için bu iş tam bir çocuk oyuncağı. Aksiyon yapabiliyor, şok etkisi verebiliyor, diyalogları çok iyi, şüphe duygusunu iyi uyandırıyor. Tarantino, nereye gittiği pek belli olmayan serinin kalbine okkalı bir andrenalin iğnesi zerk edebilir. İyi de eder… Bastır Tarantino!

Hazırlayan: Emre Karadeniz | Kaynak

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Bilimkurgunun Bıçkın Delikanlısı: Karl Urban

Karl-Heinz Urban, 7 Haziran 1972’de Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington’da doğdu. İki ebeveyni de çok zengin …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et