Etiket Arşivleri: Dizi

“Godfrey Enstitüsü, hayat kurtarmaya adanmış, son teknolojiye sahip bir tıp merkezidir. Doktorlarımız, biyologlarımız, personelimiz dünyanın en iyi tıp uzmanlarını arasında barındırmaktadır. Tesislerimizin yapay organlar, genetik çalışmalar, hayat kurtaran hücre tedavilerinin de dâhil olduğu iddialı araştırma programının ardındaki itici güç, onların zekâları ve tutkularıdır. Enstitü, bu çığır açan tekniklerin geliştirilmesinde dünyaya öncülük etmektedir. Medikal araştırmalar artık büyük ilaç şirketlerinin elinde değil. …

Hadi aşktan bahsedelim. Çünkü televizyon dünyasında kalp meseleleri söz konusu olduğunda, karşımıza çıkan ilişki biçimleri aslında sandığımızdan çok daha sınırlıdır. İlk akla gelen, klasik “düşmandan sevgiliye” anlatısıdır. Sayısız yapımda defalarca işlenen bu motif; Pride and Prejudice’daki Bay Darcy ve Elizabeth’ten Buffy the Vampire Slayer’daki Buffy–Spike ikilisine kadar uzanır. Bir diğer yaygın anlatı, “bir ayrılıp bir barışan” çiftlerdir. Televizyon tarihine kazınmış …

The Expanse’in bitmesine hâlâ üzülsek de onun kadar iyi alternatifler arayanlar için güzel seçenekler var. The Expanse, birçok yönden türün tüm özelliklerini taşıyan geleneksel bir bilimkurgu gibi görünmesine rağmen aslında bir “uzay operası“. Bu özellik ona, maceralarını gerçekleştirebileceği muazzam geniş bir evren veriyor. Bir de ekibin “biz bir aileyiz” dinamiği eklenince dizi gerçek bir başyapıta dönüşüyor. The Expanse‘i diğer dizilerden …

Stargate, televizyona geri dönüyor. Amazon MGM Studios, Prime Video’da yayımlanacak yeni bir Stargate dizisine onay verdiğini duyurdu. Projenin başında, serinin deneyimli senarist ve yapımcılarından Martin Gero bulunuyor. Gero, serinin yürütücülüğünü ve yapımcılığını üstlenecek. Stargate’in emektar yaratıcıları Brad Wright ve Joseph Mallozzi de yapımcı kadrosunda yer alıyor. Yeni dizinin, Stargate’i küresel bir fenomene dönüştüren hikâye ve anlatım tonunu sürdüreceği düşünülüyor. Gero, …

Shinichiro Watanabe, anime dünyasında adını duymanın bile saygı uyandırdığı nadir yönetmenlerden biri. Cowboy Bebop ve Samurai Champloo’nun izleri hâlâ anime hayranlarının zihnindeyken yönetmenin yeni projesi Lazarus, hem bu iki serinin ruhunu taşıyan hem de geleceğe endişeyle bakan bir yapıya sahip. Aksiyonuyla, akıcı animasyonuyla ve müzikleriyle şimdiden tür içinde ayrı bir yerde duruyor. Yine de Lazarus, “kusursuz” bir yapım değil. Hikâye …

Gen V ilk sezonunu The Boys’a bağlanan bir finalle noktaladığında, izleyici hâlâ aynı soruyu soruyordu: Bu dizi bir spin-off mu, yoksa Marvel tarzı bir sinematik evrenin parçası mı? Spin-off’lar genellikle özgün yapımdan izler taşır ama ondan bağımsız bir anlatı kurabilir; süreklilik şartı yoktur. Ancak yapımcıların yanıtı bunun ötesindeydi: Gen V, yalnızca The Boys evrenine derinlik kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda anlatının …

1970’lerin Türkiye’sinde, Ankara’ya yakın bir köy evinde küçük bir siyah‑beyaz televizyonun başına çökmüş bir çocuk düşünün. Elektriğin sık sık kesildiği, buzdolabının bile olmadığı o dünyada televizyon, uzak yıldızlara açılan bir pencereydi. Ekranda Maya adlı gizemli kadının yüzü beliriyordu. Ay Üssü Alfa‘nın koridorları ve kapıya dayanan canavarlar… Birkaç dakika içinde o çocuk, evinin dışındaki çamuru ve soğuğu unutup hayal gücüyle uzaya açılıyordu. …

Tüm Star Wars yapımlarında öne çıkan bazı kavramlar vardır. Direniş de bunlardan biri, hem de en görkemlilerinden. Işın kılıçlarının durmadan çarpıştığı bu evrende, kahramanların çekişmeleri sırasında galaksiler arası zaferler kadar hazin hikâyeler de yaşanıyor. Ancak Tony Gilroy’un Andor’u, bu romantik tasviri tersine çevirerek bize bambaşka bir gerçeklik sunuyor. Üstelik bu gerçeklik hiç de görkemli değil. Direniş, her gün biraz daha …

Garth Ennis ile Darick Robertson‘ın aynı isimli çizgi romanından uyarlanan The Boys’un bu kadar büyük bir etki yaratmasını muhtemelen pek kimse beklemiyordu. Evet, çizgi romanın hâlihazırda kitlesi vardı ve izleneceği de belliydi. Ancak tüm sektörde bu denli etki yaratacağını öngörmek pek olası değildi. Peki ama ne değişti de böyle oldu? Şöyle ki, Marvel’ın Infinity War ve End Game ile doruk …

Üçüncü sezonun ağır finali bizi Mars’ın kızıl topraklarında bırakmıştı. Karen ölmüştü. Molly Cobb’u kaybetmiştik. Margo, Rusya’da tehlikeli bir oyunun içine sürüklenmişti. Danny, kendini kaybetmişti. İnsanlık yıldızlara ulaşmıştı ama bunun bedeli çok ağır olmuştu. Sezonlar atladıkça karakterlerin yaşlandığını gördük. Ama For All Mankind’ın dördüncü sezonu bize yalnızca yaşlanmış karakterleri değil, uzay keşfinin kendi yaşlanışını da gösteriyor. Üçüncü sezonun kısmen yarattığı hayal …