Uzayda Film Çekmek

Geçtiğimiz günlerde Tom Cruise ve Space X’in CEO’su Elon Musk’ın uzayda çekilecek bir film için işbirliği içine girdiklerinin duyurulması, gündemde bomba etkisi yaratmıştı. Elon Musk, hırslı bir girişimci; SpaceX ile uzay yarışında lider olmayı hedefliyor. Dolayısıyla uzayda çekilecek bir film projesine atılması, Musk için kaçırılmayacak bir fırsat. Cruise ve Musk prensipte anlaşmış gözüküyorsa da, projenin detayları henüz belli değil. Gösterim tarihi belirsiz; şimdilik sansasyonel bir haber değeri taşıyor. İkilinin film projeleri gerçekleşmese dahi, yakın gelecekte teknolojik imkânların daha da gelişmesiyle uzayı gerçek dekor olarak kullanan filmlerin yaratılması uzak bir ihtimal değil.

Uzayda film çekme fikri yıllar önce James Cameron ile gündeme gelmişti. Usta yönetmen, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) üç boyutlu kameralar ile bir belgesel çekme niyetindeydi, fakat 11 Eylül olayının yaşanması ve Avatar üzerine yoğunlaşmasıyla projeyi rafa kaldırılmıştı. Cameron’un, astronotların çalışma biçimlerini konu edeceği belgesel fikri riskli ve maliyetliydi; NASA‘nın da tam olarak ikna edilmesi gerekiyordu. Yönetmen, uzun süreli bir eğitim programına dahi yazılmıştı. Şimdilerde Avatar 2 ve 3’ün hazırlıklarını aynı anda yürüten Cameron, serinin 4. ve 5. filmlerinin de ön hazırlığını başlatmış durumda. Dolayısıyla Cameron açısından yeni bir “uzay projesi” uzun  süre gündemde olmayacak…

1995 tarihli Apollo 13, uzayda film çekme hayaline kısmen de olsa yaklaşmıştı. Ron Howard, uzay sahneleri için NASA’nın Azaltılmış Yerçekimi Uçağı‘ndan (Reduced-gravity aircraft) faydalanmıştı. Apollo 13 Modülü’nün bir benzeri NASA’nın uçağının içine kurulmuştu. Uçak belli derecede dalışa geçtiğinde Tom Hanks (Jim Lovell), Bill Paxton (Fred Haise) ve Kevin Bacon (Jack Swigert), kameraların çalışmasıyla rollerini canlandırmışlardı. 1970 yılındaki Apollo 13 Ay yolculuğu görevi esnasında bir patlama sonucu modülün oksijen ve elektrik sistemlerinde ciddi hasarlar meydana gelmişti. Ay yolculuğunun birden seyir değiştirerek kurtarma operasyonuna dönüşmesi, kullanılan teknolojinin ve güvenlik sistemlerinin tekrar gözden geçirilmesine neden olmuştu. Ron Howard’ın büyük başarı getiren filmi, NASA’nın da desteğiyle, uzay sahnelerinde gerçekçiliğe çok yaklaşmıştı.

Günümüz standartlarında uzayda film çekmek oldukça maliyetli ve riskli.  Yerçekimsiz ortam başlı başına bir problem… Oyuncuların ve teknik ekibin alacakları astronotluk eğitimleri, ekipman ve oyuncuların uzaya transferleri, uzay istasyonundaki dekor düzenlemeleri astronomik bütçenin yalnızca bir kısmını oluşturacaktır. Halihazırdaki uzay programlarının yüksek maliyetli olması, NASA’yı sürekli ek bütçe arayışına itiyor. Astronomik rakamların söz konusu olduğu bir ortamda Hollywood bu konuda çok da istekli adımlar atmayacaktır. Dolayısıyla Tom Cruise gibi bir ismin “zengin iş adamı” profilindeki Elon Musk ile olan buluşması, gelecekte sinemanın alternatif işbirlikçi kollar ile temasının önünün açılmasına sebebiyet verecektir.

Starship.

Sinema bir kurallar bütünüdür. Senaryonun kamera açıları, kurgu ve komposizyon gibi ögeler ile uyumlu ilerlemesi zorunluluktur. Yönetmenin sinema dili ise tamamlayıcı bir unsurdur. Yerçekimsiz ortamda buluntu film (found footage) türüne yönelmek kolaycı ve maliyetleri kısmen düşüren bir yaklaşım olup, stüdyo mantığı ile bir iş kotarmak sinema sanatı açısından gerçek bir meydan okuma olacaktır…  Şu anda uzayda film çekmek için kullanılabilecek yegane yer Uluslararası Uzay İstasyonu; film yapımı için beklenen konfor özellikleri ise tartışmalı. Bir diğer alternatif ise SpaceX’in yeni uzay aracı Starship: Mars ve Ay’a insan ve yük taşıma amacını hedefleyen araç, tekrar geri dönüp dikey iniş yapabilecek şekilde dizayn edildi. Daha iyi bir konfor alanı sunan Starship, halen test aşamasında. SpaceX, olası bir film projesinin şirket için büyük bir reklam geliri getireceğinin farkında.

Yakın gelecekte sinema sektörü kendini uzay yarışının içinde bulabilir. Diğer devletlerin uzay ajanslarının  nasıl bir tutum içinde olacağını öngörmek şu an için zor. SpaceX, şimdilik en istekli taraf olarak görünüyor; fakat asıl önemli olan husus, sinemanın gelecekte nasıl evrileceği. Uzayda film çekmek için yeni tekniklere ihtiyaç var. Uzay istasyonunda sabit ve hareketli kameralar haricinde, dış çekimler için uzun kollu mekanik aksamlara gerek duyulacak . CGI teknolojisi elbette gelişerek büyümeye devam ediyor; CGI efektlerinin mükemmelliği, uzayda film yapmanın gerekliliğini elbette sorgulatacak. Evet, son yaşanan gelişmeler hayalperest bir tutkunun ürünü gibi zannedilebilir; ama gelecekte, dünya dışında film yapımı sıradan bir olay hâline gelecektir…

Yazar: Buğra Şendündar

1979 İstanbul doğumlu. Sinemaya olan ilgisi daha yedi yaşındayken dedesiyle sabahlara kadar film izlemekle başlar. Daha önce çeşitli mecralarda sinema üzerine makale ve eleştiriler kaleme aldı. Günümüzde, Bilimkurgu Kulübü'nde yazarlık serüvenine devam ediyor. Ona göre sinema, insanın kendini keşfetmesidir.

İlginizi Çekebilir

avatar-way-of-water

Avatar: Suyun Yolu’nda Kahraman Olmanın Bedeli

2022’nin bitimine çok az bir zaman kala vizyona giren Avatar: Suyun Yolu ile James Cameron …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin