ali okan pandar

Ali Okan Pandar ile Röportaj

Öncelikle bizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Esas ben Bilimkurgu Kulübü’ne teşekkür ederim.

İlk olarak sizi okur yönünüzle tanımak isteriz. Kitaplarla nasıl tanıştınız acaba?

Okulda herkes kadar, okulun ders olarak verdiği kitapları okuyordum ama kendim seçip bitirdiğim ilk kitap Enid Blyton’ın ya ‘Afacan Beşler’ ya da ‘Gizli Yediler’ serisinden biriydi. İlkokul 4’teydim. Okullar tatil olmuştu; yaz olduğu için dışarısı sessizdi. Balkonda kitaba başladım. Kitapta her yere bisikletle giden, kovalanınca bisikletle kaçan, kamp kuran ‘gizli çete’ çocukları sırlar çözüyordu. 80’lerde bodrumlarda gizli çete kurardık. Belki Enid Blyton’un kitapları yüzündendir. Belki de Pal Sokağı Çocukları yüzünden… Neyse bir gün içinde 90 sayfa kitabı bitirdim. Şu an için bile büyük rakam. Annem ve babamın işten geldiğini ve bu meşgul halimi garipseyip arkamdan fısıldaştıklarını hatırlıyorum.

Sizi en çok etkileyen yazarlar kimlerdir?

En zor soru bu bence. Ancak kategorilere ayırarak ve seçki yaparak cevaplandırabilirim sanırım:

Klasik Edebiyat: Marcel Proust, Thomas Hardy, Tolstoy, Balzac, Zola,

Türk Edebiyatı: Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Sait Faik, Ömer Seyfettin

Tarih: Niyazi Berkes, Doğan Avcıoğlu, Attila İlhan, Halil İnalcık, Bernard Lewis.

Felsefe Referans: Macit Gökberk, Orhan Hançerlioğlu.

Çok-satan kurgu: Stephen King, Dean R.Koontz, James Patterson.

Bilimkurgu: Carl Sagan, Isaac Asimov, Douglas Adams.

Fantastik: Terry Pratchett, Margaret Weis&TracyHickmann.

Okur kimliğiniz size hayata dair neler kattı?

Öğrenci kimliği otobüse daha kolay binmenizi sağlar. Okur kimliği ise gençliğimde, 0-29 yaş arası yani, hayata girişimi zorlaştırdı. Otuzdan sonra ise artık okumalarım sırasında yanıma sokulmak için hayat bana kimlik gösteriyor.

Şimdi de müsaadenizle yazar yönünüzü tanıyalım istiyoruz. Yazarlığa başlama sürecinizden biraz bahseder misiniz?

Okuya okuya yazdım. 12 yaşında hemen kurguyla başladım. 12 yaşından önceki günlüklerime de başımdan geçeni değil başımdan geçmesini istediğim şeyleri yazdığımı hatırlıyorum.

Sizce “iyi yazarın’’ın tanımı nedir?

Romanını, öyküsünü okurken kahve içip keyif yapamadığınız kişiye iyi yazar denir. Okuduğunuz dram ise diken üstünde oturmaktan, macera ise heyecandan elinizi kahveye uzatamamanız lazım. Yine de ben kahveyle kitap okumaktan asla vazgeçemiyorum.

Yazmakla ilgili herhangi bir metodunuz var mı? (Belirli saatlerde yazma ya da gündelik kelime hedefleri v.b.)

En kolay soru! Saat 17.00-19.00 arası yazarım. Düzeltmeler hariç tabii. Ham halini. Günde en az 300 kelime…  2000 kelimeye kadar çıktığım günler oldu. Yazma hissimi tam doyurmadan; yarı aç yarı tok kalkarım ki bir sonraki gün de yazabileyim.

Bilimkurgu yazarı olarak, bilimkurgu edebiyatı hakkında düşünceleriniz nelerdir? Sizce “İyi bilimkurgu iyi edebiyattır” sözü ne anlam ifade etmektedir?

Bilimkurgu tanıdıktır: Uzay gemisine binmeyi hayal etmeyen bir kişi bile bulamazsın. Bilimkurgudan kaçamazsınız: Gece gökyüzünde yıldızlar var: bilimkurgunun doğal reklam panosu… Bilimkurgu çok eskidir; Ay’a bakmak kadar eski…“İyi bilimkurgu iyi edebiyattır,” cümlesine gelince… Cumhuriyet / Kitap ekinde bu cümleyi gördüğümden beri bu ‘slogana’ hiç ısınamadım. Sanki birine cevap verir gibi değil mi? Bir savunma mı? Oysa bilim, tarih, felsefe ve iktisat ayaklarının üstüne oturan bilimkurgunun neye dâhil olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?

Kısa öyküleriniz haricinde Devletsiz adında bir romanınız var. Romanın yazılma sürecindenve içinde geçtiği kurgusal evrenden söz etmek ister misiniz?

Üç kalın kitap yazdım; her biri 100.000+ kelimeden oluşuyor. İki-üç cümle bu evreni anlatabileceğimi sanmıyorum. Ama kitabı yazma ‘sürecini’ anlatayım. Çocukluğumdan beri yazmıştım ama bir bitmiş dosyam yoktu. Ama bir gün:

11 yıl önce doğup büyüdüğüm evin olduğu Anıttepe semtinde marketimsi bir bakkala girmiştim. Dışarıda sağanak yağmur başlamıştı, tezgâhın önünde biri vardı,  ondan sonra ben sigara alacaktım. Adamı beklerken dergilere bakıp oyalanıyordum. O sırada yağmur pusunun içinden markete sarı, 10-11 yaşlarında bir çocuk girdi ve ‘Bilim Teknik geldi mi?’ diye sordu. Bakkal abla, ‘Hayır, kuzum’ diye cevapladı. Çocuğun kocaman gözlerindeki ışıltı bir anda kayboldu ve boynu büküldü. Bir dakika filan bekledi öylece. Sonra yağmurluğunun kukuletasını başına çekti ve bakkaldan dışarıya çıkıp kayboldu. Ben de aynı bakkala o yaşlarda –tabii ki onlarca kez el değiştirmişti bakkal ama hep aynı yerdeydi- aynı hevesle girmiş, Bilim Teknik sorduğum çok olmuştu. Eli boş dönen bu çocuğa ve diğer tüm Bilim ve Teknik tiryakilerine uzun bir macera kitabı yazıp bitirecektim. Türkçe, kalın ve mümkünse en az 3 kitap. Böylece birinci kitabı bitiren gelip ikinci kitabı o çocuk gibi soracak, alacaktı. Fasiküller yaratmak istedim. Bitmeyen bir çizgi-roman serisi gibi… Bir dergi gibi… İnanın kitap yazmamdaki saf itkim buydu. Oturup bu olayı hiç anlamlandırmaya çalışmadım ama işe yaramıştı. 1 yıl arayla üç tane kitap yazdım. İkinci kitap 2022 sonralarına doğru basılacak.

Hız çağındayız malum. Bilgi sürekli form değiştiriyor. Sanatın ve edebiyatın bu bağlamda dönüşümü hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Bilmece ile cevaplamak istiyorum: Uzay-zaman bütünleşiktir; form-anlam da…

Yeni dosya çalışmaları var mı? Varsa bahsetmek ister misiniz?

Fantastik ve bilimkurgu sınırında gezen ödül avcısı gibiyim. Bir bu yandan bir o yandan ganimet alıp öykü yazıyorum. Yeni, ejderhalı, bir roman serisine başladım. Bu sefer 45.000-50.000 kelimelik daha ince kitaplar tasarlıyorum. Daha ince kitap daha çok kitap!

Son olarak okurlarımıza söylemek yahut eklemek istediğiniz şey var mı?

Bu yıl ‘Devletsiz ’in ikincisini basılacak, galiba… İlk kitabı okuyan birkaç kişi tiryaki olmuş mudur? Ve 2. kitap basılıp çıktığı aynı gün, dışarıda tropik bir fırtına dahi kopsa gidip alır mı ki?

Yazar: Emre Bozkuş

ben bir şarkıyım/atlas denizlerinden geldim/önümde dalgalar vardı/arkamda dalgalar/dalgalar bitince/ben de biterim

İlginizi Çekebilir

farscape ka d'argo 1

Farscape’in Asabi Komutanı: Ka D’Argo

“Sevdiğiniz her şeyi kaybettiğinizde onurlu bir hayat yaşamak zordur.” 1999-2003 yılları arasında ekranlara gelen Farscape, …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin