Öteden beri bilimkurgu, insanlığı teknolojinin potansiyel tehlikeleri konusunda uyarmanın en iyi yollarından biri olagelmiştir. Kimi zaman gerçeklikten uzaklaşsa da, bilimin yanlış kullanımına dair ders niteliğinde kurgulamalara imza atarak tehlikelere dikkat çekmiş, hayatla ve gerçeklikle bağını koparmamaya büyük özen göstermiştir.
İster iyi niyetle, ister güç arzusuyla hareket etsin, animelerdeki karakterler genellikle bilimlerini çok ileri götürdüklerinde ya da çok hızlı şekilde geliştirdiklerinde sonucu felaket, gözyaşı ve kanla sonuçlanır. Bu sonuçların kapsamı birkaç kişiyle de sınırlı olabilir, evrenin ve gerçekliğin temellerini sarsacak büyüklükte de. Ancak sonucu her ne olursa olsun amaç aynıdır: Uyarmak! İşte karşınızda insanlığı uyaran 10 bilimkurgu animesi…
Serial Experiments Lain: Kurgu ve Gerçek Arasındaki Çizginin Bulanıklaşması
Teknoloji korkusu çoğu zaman yersiz olsa da tamamen göz ardı edilecek bir korku da değildir; sonuçta bilinmezlik insanın en büyük korkularından biri.
Serial Experiments Lain, internetin hâlâ yükselişte olduğu, insanların çoğunlukla yeni eterik teknolojiden korktuğu bir dönemde yaratıldı. Serial Experiments Lain, yalnızca bilinmeyenin yarattığı korkunun insanları ne yapmaya itebileceğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda internetin versiyonu olan Wired’a yavaş yavaş çekilirken çok dikkatli olunmazsa virüsün gerçekliği nasıl ele geçirebileceğini de gösteriyor.
Elfen Lied: Deneklerin Vereceği Derslerin Ağır Olması
Canlı bir varlık üzerinde yapılan bilimsel deneyler asla haklı gösterilemez. Elfen Lied‘deki bilim insanları, herhangi bir insanın çok ötesinde psikokinetik yeteneklere sahip yeni evrimleşmiş bir insan türü olan Diclonius üzerinde deneyler yaparlar. Bu canlılardan biri olan Lucy kaçmayı başarır ve kendisine bunları yaşatan bilim insanlarından intikam almaya başlar.
Öfkesi ne kadar kanlı olsa da izleyici ona sempati duymadan edemiyor. Bilim, bilinçli canlılar üzerinde iradeleri dışında deneyler yapmak için bir mazeret değildir. Lucy, bilim insanlarının ve tüm insanların bunu fark etmesini sağlıyor.
Made in Abyss: Orada Bir Canavar Var; Çok Yakında
Bilinmeyenlerle çalışma ya da keşif yoluyla onlarla temas etme oldukça tatminkar olabilir, ancak aynı zamanda son derece tehlikelidir; canlıları anında tehlikeye atabileceği gibi dışarıdan ya da içeriden korkunç varlıklara da dönüştürebilir.
Made in Abyss‘te Riko ve Reg, Riko’nun annesini bulmak için efsanevi Abyss’in derinliklerine doğru bir maceraya atılırlar. Yol boyunca tehlikelerle karşılaşsalar da her zaman yara almadan kaçmayı başarırlar, ta ki derinlere indikçe bunu başaramayana kadar. Bu noktada ikilinin atıldığı maceranın tehlikesi açıklığa kavuşturulmakla kalmıyor, aynı zamanda Abyss’in (Uçurum) gerçek dehşeti de gözler önüne seriliyor. İster Mitty gibi tanınmaz hâle gelmiş, isterse Bondrewd gibi kalplerindeki iyilik çarpıtılmış olsun, Abyss kimsenin hayal bile edemeyeceği canavarlar yaratıyor.
Neon Genesis Evangelion: Tanrıyı Oynamak, İnsanlığı Yok Edebilir
Neon Genesis Evangelion‘un karmaşık hikâyesinde, NERV ve SEELE’nin arkasındaki zihinler dünyayı ziyaret eden Meleklerle ilgili kehanetlerin farkına varırlar ve bu öngörülen çerçevede kendi amaçlarını hayata geçirmek için bir planı devreye sokarlar: İnsanlığı yeni bir varoluş düzlemine, yeni bir evrime götürmek.
İnsanları tek bir bilinç hâline getirerek aralarındaki çekişmeyi sona erdirmeyi umarak “İnsan Araçsallığı Projesi“ni hayata geçirmek isterler ve bunu yaparken de insan özerkliğini ayaklar altına alırlar. Sonuçta Tanrı’yı oynamak için gösterdikleri tüm çabalar az ya da çok insanlığı ölüme götürür.
Psycho-Pass: Bilim ve Hukuk Arasındaki İlişkinin Bulanıklaşması
Bilim ve kanun yaptırımı kaçınılmaz olarak örtüşürken ikisi arasındaki sınır net çizilmelidir. Psycho-Pass‘ta iktidar güçleri potansiyel suçları gerçekleşmeden önce tespit etmelerini sağlayan bir sistem geliştirir ve Uygulayıcı’larını suçları durdurmaları veya ilgili suçlular hakkında adaleti sağlamaları görevlendirir.
Sybil Sistemi, her vatandaşı izleyen, her birine bir suç potansiyeli atayan ve insan beyinleri aracılığıyla birbirine bağlı bir bilinçten oluşur. Psycho-Pass’taki hükümet, vatandaşlarının düşüncelerini işgal etmek için bu sistemi kullanır ve onlar herhangi bir suç eylemi gerçekleştirmeden önce suç potansiyeline dayalı suçlular olarak damgalar.
Vivy: Fluorite Eye’s Song: İnsanlığın Yapay Zekâ Endişesi Çok da Haksız Değil
Yapay zekânın olası tehlikeleri dünyayı hâlâ tedirgin ediyor. İnsanlar, bir sabah uyandıklarında yapay zekânın insanlıkla rekabet edebilecek kadar zeki ve güçlü olmasından korkuyor. Vivy: Fluorite Eye’s Song da tam olarak bu korkunun gerçekleşme senaryosunu baz alıyor. İnsanlık gündelik yaşamını sürdürürken ve makinelere karşı herhangi bir protokol geliştirmemişken, yapay zekânın kendilerine saldırmasını ve katletmesini anlatıyor.
Bu hikâyedeki karakterler için çok şükür ki tıpkı Terminator’de olduğu gibi zaman yolculuğu mümkün ve bu trajediye yol açan olayları geri alma şansları var. Ancak gerçek dünyada şartlar bu kadar da uygun olmayabilir.
Steins;Gate: Zamanda Atlamak Anlayabileceğimizin Ötesinde Bir Risk Taşıyor Olabilir
İnsan ırkı asla zamanda yolculuk yapamayabilir, ancak olur da böyle bir başarıyı yakalarsa ilk adımı atmadan önce bu tür eylemlerin tüm risklerini bilmesi sağlanmalıdır. Çoğu zaman yolculuğu hikâyesinde olduğu gibi Rintaro ve Steins;Gate‘deki yoldaşları, feci etkilerle ve büyük kişisel bedellerle geçmişi değiştirirler ve bugünü etkilerler.
Rintaro, bir kişiyi kurtarmak için geçmişi değiştirmeye çalışacak ve bu da diğerinin ölümüne neden olacaktır. Bunun pişmanlığı ile herkesin hayatta kaldığı en iyi sonucu ararken süreci tekrarlaması gerekecektir. Sonunda bu olasılığı bulsa da kendisini kaybedecektir. Söz konusu senaryo, gerçek dünyadaki geri kalanımız için bu kadar da pozitif ilerlemeyebilir.
Trigun: Mega Silahlar Mega Sorumlulukla Gelir
Trigun, Vash adında kimseyi öldürmek istemeyen gizemli bir silahşörü anlatır bize; 150 yıl önce sabote edilmiş bir uzay görevinde hayatta kalmayı başaran ve kendini insanlığın kalıntılarıyla birlikte bir çöl gezegeninde yaşarken bulan bir silahşör. Vash’in kardeşi Knives, uzay gemilerindeki insanları kendilerinden daha aşağıda gördüğünden onları yok etmek için sabotaj düzenler.
Bu girişim kısmen engellendiğinde, Knives insanlığı yok etmek için yeni bir yol arar ve nihayetinde biri kendisi, diğeri Vash için mega silahlara dönüşebilen iki revolver tarzı silah yaratır. Üstünlük hayali kuranların elindeki mega silahlar, hangi dönem olursa olsun insanlık için mega tehlikedir.
Guilty Crown: Tedavi Bazen Hastalıktan Daha Büyük Bir Tehdit Olabilir
Kıyamet Virüsü Japonya’da büyük bir kaosa neden olur. Bu kaos daha sonra Kayıp Noel olarak adlandırılır. Bu tehditle mücadele adına Japonya, BM’den yardım ister ve BM, GHQ adı verilen örgütü bu amaçla Japonya’ya gönderir. GHQ salgının kaynağını bulur ve düzeni restore eder. Japonya artık tamamen özgür bir ülke değildir. 10 yıl sonra GHQ’ya karşı mücadele eden ve Japonya’nın eski bağımsızlığını kazanması için çalışan Undertaker adında bir örgüt ortaya çıkar.
Bu anime, koşullar ne kadar korkunç olursa olsun iktidardakilerin korkunun histerisine kapılmamaları konusunda yerinde bir hatırlatmadır.
Cowboy Bebop: Yeni Teknolojide Acele Etmenin Tehlikeleri
Etkilerinden veya risklerinden emin olmadan yeni bir teknolojiyi kullanmak için acele etmek tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Cowboy Bebop‘ta Dünya yüzeyinin büyük bir kısmı meteorlar tarafından harap edildiğinde, Güneş Sistemi kendisini büyük bir krizin ortasında bulur. Bu da sakinlerinin yaşamak için başka yerler ve başka geçim kaynakları aramasına neden olur. Bu hasar, Dünya’dan ayrılmış ve birçok gezegene, uzayda çeşitli kolonilere yerleşmiş insanların suçudur. Çünkü felaketi getiren şey, ‘gate’ (kapı) adı verilen hiper uzay atlama sistemindeki düzensizlik olmuştur.
Bu felaketten 50 yıl sonrasında geçen hikâyede, teknoloji bazı yerlerde çok çok ileriyken bazı yerlerde “uzayda yaşamak için aşırı teknolojiye gerek yok muydu ki?” dedirtecek seviyededir.