uzayda kac astronot oldu

Bugüne Dek Uzayda Kaç Kişi Öldü?

Uzayın şakası yoktur. Son derece tehlikeli bir yer olduğu da ortada. Ancak orada ölenlerin sayısı sanıldığı kadar da fazla değil.

Uzaya açılmak astronotların en büyük rüyasıdır. Ancak o bilinmeyen diyarı keşfetmenin bedeli hiç de az değildir: Kapalı yerde sıkışmayı, ölüm korkusunu yenmeyi, sevdiklerinizden uzaklaşmayı, zehirlenmeyi, diri diri yanmayı, deriye nüfuz eden kozmik ışınlara ve radyasyona maruz kalmayı, vakum içinde donmayı ve boğulmayı göze almanız gerekir. Aynı kişilerle küçücük bir mekânda aylarca birlikte yaşamak da cabası… Bütün bunlara rağmen yine de uzaya gitmek için ellerinden geleni yaptıklarını düşününce, astronotların gerçekten cesur insanlar olduklarını söyleyebiliriz.

Son elli yılda yaklaşık 30 astronot ve kozmonot, tehlikeli uzay görevleri için eğitim alırken veya bu görevleri yaparken öldü. Ancak bu ölümlerin hemen hemen hepsi yerde veya atmosfer içinde, 100 km yükseklikte başlayan ve uzayın sınırı kabul edilen Karman çizgisinin altında meydana geldi.

Şimdiye kadar uzaya çıkma cesaretini gösteren yaklaşık 550 kişiden sadece üçü gerçek uzayda (boşlukta) öldü.

Ölümcül Sınır

Yanan Apollo 1’in komuta modülü

Uzay yarışının başlarında ABD ve SSCB, roket itişli uçak testleri sırasında ölümcül kazalarda bir artış yaşadı. Ardından Ocak 1967’de Gus Grissom, Ed White ve Roger Chaffee adlı astronotları korkunç bir şekilde öldüren Apollo 1 yangını gerçekleşti. Bir fırlatma simülasyonu sırasında, saf oksijenle doldurulmuş uzay aracının kabininde meydana gelen kıvılcım kontrol edilemeyen bir yangına yol açtı. Kabin içinde sıkışan mürettebat, basınçlı kapağı açmak için boşuna mücadele etti. Üçü de trajik bir şekilde yanarak öldü.

Apollo 7’nin Ay Modülü pilotu Walter Cunningham kazayla ilgili olarak şunları söyledi: “Bir gece önce tam olarak aynı testi yapmıştık ama kapakları açık bırakmıştık. Bu yüzden o ilk deneyde oksijen oranı  %100 değildi.” Kazanın üzerinden iki yıl geçmeden, Ekim 1968’de, Cunningham, Wally Schirra ve Donn Eisele, başarılı bir şekilde uzaya çıkan ilk Apollo ekibi oldu. Sonraki üç yıl içinde herhangi bir trajedi yaşanmadan Apollo astronotları yedi görevi de tamamladı. Bunların arasında Ay’a ilk inişi yapan Apollo 11 ve talihsiz Apollo 13 görevleri de vardı. Ardından,  30 Haziran 1971’de insanlık uzayda meydana gelen ilk ve tek ölümlü kazaya tanık oldu.

Soyuz 11 Felaketi

Soyuz 11 mürettebatı

Atmosferin dışında park edilen ilk uzay aracı (uzay istasyonu), 19 Nisan 1971’de insansız olarak fırlatılan SSCB’nin Salyut 1 aracıydı. Birkaç gün sonra üç Sovyet mürettebatı Soyuz 10 ile fırlatıldı. Amaç istasyonda bir ay boyunca kalmaktı. Soyuz 10 mürettebatı Salyut 1 ile güvenli bir şekilde kenetlenmeyi başardı, ama giriş kapağındaki sorun istasyona geçmelerini engelledi. Dünya’ya zamanından önce dönüş yapmaları gerekti. Dönüş sırasında Soyuz 10’un hava kaynağına zehirli kimyasallar sızarak bir kozmonotun bayılmasına neden oldu. Bununla birlikte mürettebatın üç üyesi de sağ salim eve dönebilmişti.

Birkaç ay sonra, 6 Haziran’da, uzay istasyonu ile kenetlenmek için Soyuz 11’e start verildi. Önceki mürettebattan farklı olarak, üç Soyuz 11 kozmonotu Georgi Dobrovolski, Vladislav Volkov ve Viktor Patsayev, Salyut 1’e başarıyla girdi. Orada ağırlıksız ortama uzun süre maruz kalan insan vücudunun nasıl tepki verdiği ile ilgili çeşitli deneyler yürüttü. 29 Haziran’da görevleri sona eren kozmonotlar, Soyuz 11 uzay aracına binerek iniş işlemini başlattı. Trajedi de bu esnada yaşandı. Yerdekiler için Soyuz 11’in atmosfere girişi hatasızdı. Uzay aracı atmosferden başarılı bir şekilde girdi ve planlandığı gibi Kazakistan’a indi. Ancak yer ekipleri kapağı açınca mürettebatın üç üyesinin de hayatını kaybettiğini gördüler.

Kazakistan’a iniş yapan Soyuz 11

Devlet Komisyonu başkanı Kerim Kerimov: “Dışarıdan bakıldığında hiçbir hasar yoktu,” diye hatırlıyor. “Kurtarma ekibi aracın duvarlarına vurdu, ancak içeriden yanıt gelmedi. Kapak açıldığında gördük ki kozmonotların üçü de koltuklarına bağlı hâlde, yüzlerinde koyu mavi lekeler, burunlarında ve kulaklarında kan izleriyle hareketsiz yatmaktaydı. Onları iniş modülünden çıkardık. Dobrovolski’nin bedeni hâlâ sıcaktı. Doktorlar suni teneffüs yaptı. Raporlarına göre ölüm nedeni boğulmaydı.”

Ölümcül kazanın nedeninin, aracın servis modülünden ayrılması sırasında iniş aracındaki bir valf contasının hasar görmesi olduğu anlaşıldı. 168 km yükseklikte sızdıran bir valf, tüm havanın boşluk tarafından emilerek kabin iç basıncını sıfırlaması anlamına geliyordu. Valf, kozmonotların koltuklarının altında yer aldığı için sorunu zamanında çözmeleri imkânsızdı.

Soyuz 11 ekibini hayata döndürmeye çalışan sağlık görevlileri

Basınç kaybetme sorunu, bir test sırasında NASA astronotu Jim Leblanc’ın da başına gelmişti. Vakum odasında basınçlı giysi deneniyordu. Giysi, hatalı bir conta yüzünden hava kaybetmeye başlayınca test astronotu 30 saniye içinde bayıldı. Neyse ki teknisyenler içeriye zamanında dalarak astronotu kurtardı.

Soyuz 11 faciasının ardından SSCB, tüm kozmonotların atmosfere giriş sırasında basınçlı giysi giymelerini zorunlu hâle getirdi. Bu prosedüre günümüzde de uyuluyor. İnsanlı uzay uçuşlarının bu kadar az olması ve yeni Ay görevlerinin yapılmamasının nedeni, güvenlik için alınan önlemlerin uzay uçuşlarını aşırı derecede pahalı hâle getirmesi. Hiç kimse bin bir umut ve çabayla uzaya gönderilen astronotların ölmesini izlemek istemez. Oysaki robot araçlarda böyle bir risk yok. Bu nedenle insanlık uzay çalışmalarını, uzaktan kumandayla ya da otomatik olarak çalışan araçlara yaptırmayı tercih ediyor.

Kaynak

Yazar: Sinan İpek

Yazar, çizer, düşünür, öğrenir ve öğretmeye çalışır. Temel ilgi alanı Bilimkurgu yazarlığıdır. Bunun dışında Matematik, bilim, teknoloji, Astronomi, Fizik, Suluboya Resim, sanat, Edebiyat gibi konulara ilgisi vardır. Ara sıra sentezlediklerini yazı halinde evrene yollar. ODTÜ Matematik Bölümü mezunudur ve aşağıdaki başarılarıyla gurur duyar:TBD Bilimkurgu Öykü yarışmasında iki kez birincilik, 2. Engelliler Öykü yarışmasında birincilik, Ya Sonra Öykü Yarışması'nda finalist, Mimarlık Öyküleri Yarışması'nda finalist, 44. Antalya Altın Portakal Belgesel Film Yarışmasında finalist. Ithaki yayınları Pangea serisinin 5. üyesi "Beyin Kırıcı" adlı bir romanı var.

İlginizi Çekebilir

john crichton-farscape

Farscape’in Dünyalısı: John Crichton

“Adım John Crichton. Ben bir astronotum. Gemimle birlikte yanlışlıkla bir solucan deliğinin içine düştüm. Şimdi …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin