Hepimizin Kertenkele Tanrısı olarak bildiği bu tarih öncesi radyoaktif deniz canavarını gelin daha yakından inceleyelim. Bu efsanevi organizma 2014 versiyonunda yaklaşık 108.2 m (355ft) ve 90.000 tondur. Bir yolcu gemisini düşünün, bacakları olsun ve dik dursun. Tahminen ortaya çıkan görüntü işte böyle bir şeye benzeyecektir.
Ama asıl soru, o büyüklükte bir canlı gerçekte var olabilir mi? 90.000 tonluk bir canlı olarak Godzilla, günde 215.000.000 kaloriye ihtiyaç duyacaktır. Yetişkin bir insan 110.000 kaloriye sahiptir ve eğer Godzilla’nın insan zaafı olsaydı, günde 1950 insanı mideye indirmesi gerekecekti. Bu da Dünya’nın ölüm oranını %1.3 arttıracaktır! Gerçi aynı kalori ihtiyacını 826.000 Waffle yiyerek de karşılayabilirdi.
Ayrıca Godzilla o kadar sıcak olmalı ki adeta erimeli; çünkü vücut yüzey alanı, vücut sıcaklığını diğer canlılar gibi çevrenin etkisiyle soğutmaya yeterli olmayacaktır. Hatta bu sıcaklık yükselecektir, çünkü vücudun içinde bir nükleer reaktör olması lazım. Ancak bu sayede ağzından konsantre radyasyon çıkarabilirdi. Bu size biraz abes gelebilir ama kullandığımız ”lazer” teknolojisinin mantığı da bununla hemen hemen aynıdır. Sadece Godzilla bununla jet uçaklarını ve binaları patlatırken, bizse sadece göz ve kanser tedavilerinde kullanıyoruz. Tabi vücutta böyle bir reaktör bulunması ölüm gibi bazı sıkıntılar da yaratabilir kuşkusuz…
Godzilla büyük ihtimalle akciğere sahip değil; ama biz öyle farz edelim. Bildiğiniz gibi Mavi Balina 5.000 L hava depolayabilir. Godzilla ise 20.000 – 100.000 L arasında bir depo kapasitesine sahip olacaktır. Büyük ihtimalle Godzilla, hem akciğer hem solungaç solunumu yapabiliyor olmalı; tıpkı akciğerli balık olan Acanthurus sohal gibi. Bu sayede okyanusun dibinde yıllarca kalabiliyor.
Dünya’da bildiğimiz en ağır canlı Quaking Aspen (Populus tremuloides) adındaki ağaçlardır ve yaklaşık 6.600 tona denk gelir ki (Mavi Balina 150 tondur ama karada yaşamadığı için bu ağırlık sorun yaratmaz bu yüzden de kıyaslamaya almıyoruz) bu bile Kertenkele Tanrımızın yanına yaklaşamaz. Yaşadığı ile ilgili fosil kalıntılarını bulabildiğimiz, yaşamış en yüksek hayvan olan Sauroposeidon, 34 metreye kadar ulaşabilir; ancak yine de Godzilla’nın yanında bir kedi gibi kalırdı. Eğer Godzilla yaşasaydı bilinen en uzun, en ağır ve en yüksek canlı olacaktı!
Tabi eğer yaşasaydı onu öldürmek için tanklara ve füzelere gerek duymayacaktık. Yer çekimi ve kare-küp yasası bizim için bunu zaten yapacaktı. Bir küp düşünün bir yüzünün alanı 1cm^2 olsun, dolayısıyla hacmi de 1cm^3 olacaktır. Eğer bu alanı ikiye katlamak istersek, 4 ile çarpamız gerekir; ancak hacmi 8 ile çarpılır. Bu şekilde bu küpü büyütmeye çalışırsanız bir süre sonra kendi ağırlığı üzerine çökecektir. Bu nedenle Godzilla’nın kemikleri inanılmaz güçlü bir elementten oluşması şarttır. Örneğin ”Tungsten” gibi… (19,3 g/cm³ olan, 3482 °C’de eriyebilen kimyasal bir element)
Bir diğer sorunsa kan basıncı… Ne kadar büyürseniz kalbiniz de o kadar güçlü olmalı ki vücudun üst kısımlarına yeterince kan pompalayabilsin, hem de yerçekimine rağmen… Bu yüzden Godzilla’nın büyük ihtimalle birden fazla kalbi olması gerekirdi. Okyanusta, suyun kaldırma kuvveti nedeni ile bir sıkıntı çıkmazdı; (zaten bu yüzden balinalar çok büyük hacimlere ulaşabiliyorlar) ancak karaya adım attığı anda kendi ağırlığı altında çökecek ve yere yapışacaktır. Hatta ağrı sinyali, merkezi sinir sistemine ulaşmadan ölmüş olacaktır. Bu yüzden kraldan korkmanıza gerek yok; ama emin olun karşılaşmak istemezdiniz! Yer çekimi sen bizi koru…