Çok bilinmeyen ve nesli tükendiği düşünülen bir derin su canlısı olan Coelacanth’ın alışılmışın dışında fiziksel özelliklerinden oluşan uzun listesine yeni bir madde eklendi: karın bölgesinde gizlenen ve körelmiş bir akciğer.
Nature Communications dergisi araştırmacıları insan apandisine benzer olarak bu organın da evrim süreciyle birlikte işlevsizleşmiş olduğunu belirtiyorlar. “Yaşayan fosiller” olarak adlandırılan bugünün Coelacanthları, içinde yaşadıkları sudaki oksijeni kullanabilmek için diğer bütün balıklar gibi solungaç kullanıyorlar. Ama ekip, milyonlarca yıl önce Coelacanthın atalarının akciğer solunumu yapmış olabileceği sonucuna vardı.
Rio de Janerio State Universitesi’nden yazar Paulo Brito’ya göre, Mezozoik Çağ itibariyle Coelacanthların oksijen basıncı düşük çevreler olan derin sularda yaşamaya adapte olmalarıyla, akciğer solunumu yetisinin kaybolması tetiklenmiş olabilir. Bu adaptasyon 66 milyon yıl önce Coelacanthların, çoğu dinozor türü ve kendi türünün sığ sularda yaşayan bireyleri de dahil olmak üzere diğer birçok canlının dünyadan silindiği dönemi nasıl atlattığını açıklayabilir. Brito, ayrıca bu durumun akciğerlerin bugünkü küçülmüş şekline geçişi olarak da görülebileceğini söylüyor.
Coelacanth fosillerinin 400 milyon yıl öncesine dayandığı biliniyor ve türün 250-66 milyon yıl öncesine uzayan Mezozoik Çağın sonlarına doğru öldüğü düşünülüyordu. Ancak sonra 1938 yılında Güney Afrika kıyılarında bir tane yakalanması üzerine Coelacanthlar “Lazarus taksonu” –neslinin tükendüğü düşünülürken yeniden canlanan hayvan topluluğu- olarak anılmaya başladı. Endonezya kıyılarında bulunan Coelacanthlarla kuzen kabul edilen başka birkaç türün üyelerinin yanında, başka bireyler de bulunmasına rağmen Coelacanth türü hala tükenme tehlikesi altında kabul ediliyor.
Coelacanthlar çoğu açıdan garip balıklar olarak görülüyor. Eşli yüzgeçleri, 4 ayaklı kara hayvanlarına benzer bir şekilde hareket etmekte ve bu durum bu balıkların; yerde sürünerek ilerleyen ve daha sonra bacaklı hayvanlara evrimleşen bir canlı grubuna üye olduklarının düşünülmesine yol açıyor. Kısacası bu canlı, memeliler ve sürüngelere kemikli balıklardan daha yakın akraba.
Bu canlı, 2 buçuk metreye (6,5 feet) kadar büyüyebiliyor, 91 kilo (200 pound) ağırlığına kadar çıkabiliyor ve 60 yıla kadar yaşayabiliyor. İçi sıvı dolu bir omuriliği, mine kaplı dişleri ve daha büyük avları yutabilecek kadar ağzını açabilmesini sağlayan eklemli bir çenesi bulunuyor. Nasıl yaşadıkları, beslendikleri üredikleri ya da kaç tane kaldıkları hakkında çok az şey biliniyor.
Bu yeni keşif, bebek ve yetişkin Coelacanth örnekleri ve 3 boyutlu canlandırma çalışmalarının analizi sonucunda yapılmıştır diyor Brito. Ekip, işlevsiz akciğerin Coelacanth embriyosunda yetişkinlere göre oransal olarak daha büyük olduğunu sonucuna vardı. Bu durum, organın büyümesinin balık yaşlandıkça yavaşladığını gösteriyor.
Çeviren: Başak Övgül (Bilimin Sesi)