50 Soruda Yapay Zekâ, Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Eğitimi

Günümüzde yapay zekâ, ilgili olsun olmasın hemen her insan için dikkat çekici popüler bilim konularından biri hâline geldi. Teknolojinin üstel hızla gelişmesi ve özellikle internet ve bilgisayarın evlerimize girmesiyle, 2000’lerin dünyasında bu çok beklendik bir gelişmeydi. Ancak bilimkurgu için bu konu, yapay zekâ ismi kullanılarak olmasa da daima gündemdeydi. Çek yazar Karel Capek, 1921 gibi erken bir tarihte yazdığı R.U.R (Rossum’un Evrensel Robotları) adlı tiyatro oyununda “robot” sözcüğünü ilk kez kullandığında, asıl olarak birer yapay zekâya sahip insanımsı formdaki makinelerden bahsediyordu. Bilimkurgunun altın çağı diye adlandırılan dönemden itibaren ise robotları daha sık görmeye başladık. Tabii robotlar birer örnek. Yapay zekâya sahip sistemlerin herhangi bir insani forma sahip olmasına gerek yok; tırnak boyutundaki bir devrede çalışan, çevresel etkilere göre ölçüm yaparak kararlar alan bir sistem de olabilir.

Yazımızın konusu olan “50 Soruda Yapay Zekâ” kitabı, Ekim 2018’de yayımlandı. Kitabın yazarı A. C. Cem Say, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde profesör olarak görev yapıyor. Kendisini TEDx konuşmalarında, çeşitli televizyon programlarının bilim konulu bölümlerinde görmüş ya da Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki yazılarından tanıyor olabilirsiniz. Araştırma konuları yapay zekâ – özellikle nitel uslamlama ve doğal dil işleme – ile kuantum hesaplama alanı olduğu için, bu konularda bilgisine sıklıkla başvurulan isimlerden biri. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünün ilk nesil öğrencilerinden, yani doğal olarak Türkiye’de eğitim görmüş ilk bilgisayar mühendisi kuşaktan. Ayrıca Türkiye’de yazılan yapay zekâ konulu ilk tezin de yazarı.[1] Bunlar göz önüne alındığında, düşünceleri önemsenen bir akademisyen olması gayet doğal.

Herhangi bir kitap sitesine girdiğinizde sipariş verebileceğiniz ya da bir kitabevine gittiğinizde alabileceğiniz yapay zekâ konulu kitaplara baktığımızda, ya teknik ya da konunun sadece spekülatif ve felsefi kısmını ele alan kitaplarla karşılaşıyoruz. Yapay zekâ kavramının, çoğunlukla sadece spekülatif yönüyle ele alınması büyük bir problem. Yazarlar ve bu konuda yayın yapan siteler, yapay zekânın bu yönünün ilgi çektiğini bildikleri için fazlasıyla suistimal ediyorlar. Suistimal diyorum çünkü özellikle bizim gibi bilim kültürünün gelişmediği bir ülkede, bu kavram yalnızca magazinsel bir içerik olmaktan öteye geçemiyor ve insanlar nasıl çalıştığını, nasıl bir mantığının olduğunu bilmedikleri konularda yanlış fikirlere kapılıyorlar. 50 Soruda Yapay Zekâ, bu açıdan ayrıca önemli ve çeviri olmayan eserler içindeki boşluğu hakkını vererek kapatıyor.

Kitap, sırasıyla “Yapay Zekânın Tohumları“, “Beyinler ve Diğer Bilgisayarlar“, “Yapay Zekânın Doğuşu“, “Yapay Zekâ Neler Yapar, Nasıl Çalışır?“, “Yapay Zekânın Geleceği” isimli beş ana bölümden oluşuyor. İlk iki bölümde yapay zekânın matematiksel temellerine, Leibniz’den Frege’ye, Boole’dan Alan Turing’e dek matematik ve bilgisayar bilimleri tarihine giriliyor. Sonraki iki bölümde bilgisayar bilimlerine değiniliyor ve yapay zekânın ne olduğu anlatılıyor. Eski moda, yeni moda yapay zekânın ne demek olduğu ve çeşitli yapay zekâ yazılımlarının nasıl çalıştığı açıklanıyor. Son bölümde ise yapay zekânın geleceğine değinilirken herkesin ilgisini çeken, “robotlar aşık olabilir mi?” gibi bazı spekülatif konulardan da bahsediliyor.

Kitabın en büyük artılarından ve benzer konulardaki diğer eserlerden ayrılan yönlerinden biriyse ilk iki bölümü. Matematik ve tarihini okumaktan zevk alıyorsanız bu kısımlara bayılacaksınız. Turing Makinesinin ne olduğunun ve kuantum bilgisayarlarının nasıl çalıştığının çok yalın ve anlaşılır bir anlatımını bulacaksınız. “Doğanın programlama dili nedir?“, “Beyin nasıl bir bilgisayardır?“, “İnsanların programlama dili nedir?” sorularının cevaplarını okurken, aslında bizlerin de bilgisayar yazılımlarından temelde çok da farklı olmadığına dair önemli bir bakış açısı edineceksiniz.

Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Eğitimi

Matematiğin yapay zekâ çalışma alanı için önemli olduğunu yeterince vurguladık, ama aslında bilgisayar bilimlerinin temel taşı olduğu gibi, mühendislik ve temel bilimler için de bariz şekilde önemli. Ne yazık ki herkesi mühendislik öğrenimi görmeye zorlamak için harcadığımız çabayı matematik öğretmek için sarf etmiyoruz. Matematik öğrenmeyi, çoğunlukla aritmetik işlem becerimizi geliştirmek sanıyoruz. Oysaki matematik öğrenmek, daha çok temelde çeşitli problemlerin çözümünü sistematik olarak düşünebilme becerinizi arttırmaktır. Bilgisayar bilimlerinden örneklemek gerekirse, algoritma kurma becerinizin temelinde de bu yatar.

Matematik öğrenmek ile algoritma kurmak arasındaki ilişkiyi vurgulamak için kitaptaki “Kasparov‘u nasıl yendik?” sorusu güzel bir örnek olur. Cem Say, buradaki algoritmayı “tüm ağacı kurup iyi sonları izle” cümlesiyle çok basitçe ifade ediyor. Satrançta her hamle yapışınızda yeni bir oyun yaratırsınız, sonraki hamleleriniz ağacın kollarını ve her kol yeni bir oyunu temsil eder. Tüm kolları sonuna kadar yazıp, zamansal olarak mümkün olmasa da tüm yaprakları ortaya çıkarabilirseniz oyundaki her ihtimali bulmuş olursunuz. Burada bir eski moda yapay zekâ çözüm yönteminden bahsederken, aynı zamanda Oyun Teorisi‘nin Sonlu Oyunlar’ından bahsetmiş oluyoruz. Ali Nesin‘in Sonlu Oyunlar’la ilgili bir video dersini izlerseniz, Cem Say’la aynı şeyden bahsettiğini görebilirsiniz.[2]

Matematik eğitiminden söz etmişken, bilgisayar bilimlerine de değinelim. Üniversitelerimizdeki önemli problemlerden biri, ismi sadece “mühendislik” olsun diye bilgisayar mühendisliği bölümlerinde eksik müfredatla – çünkü mühendislik olduğu için fizik ve elektronik dersleri de sokmak zorundayız – bilgisayar bilimcileri yetiştirmeye çalışmamız. Aynı şekilde yazılım geliştirme süreçlerine odaklanması gereken yazılım mühendisliğine, bilgisayar bilimleri ya da daha kötüsü bilgisayar mühendisliği muamelesi yapıyoruz.[3] Bizdeki bilgisayar mühendisliği müfredatı, dünyada “Elektronik ve Bilgisayar Mühendisliği” benzeri isimlerde veriliyor, ama o da tam olarak böyle değil.[4] Robotik konularına eğilen üniversitelerimiz olsa da bilgisayar bilimleri ülke olarak bize ve yapmak istediğimize daha uygun bir içeriğe sahip.

Yapay zekâ, makine öğrenmesi, yapay sinir ağları, derin öğrenme, yapay öğrenme gibi kavramların ya aynı ya da birbiriyle çok bağlantılı olduğunu söylemek gerek. Bilgisayar bilimlerinin belki de tamamı için geçerli olsa da, özellikle bu konulara ilgili ya da üniversitede bilgisayar mühendisliği okumak isteyen gençlerin matematik öğrenimlerine önem vermeleri şart. Matematik Dünyası ve Herkese Bilim Teknoloji dergilerini, Bilim ve Gelecek Kitaplığı‘nın “50 Soruda” dizisini inceleyebilir, Pisagor Matematik Evi ile Matematik Köyü Youtube kanallarına bir göz atabilirler. Bilgisayar bilimleri alanındaki Türkçe içeriğe sahip önemli kaynaklardan Bilgisayar Kavramları sitesine ve Youtube kanalına da bakabilirler.

Kendinizi eğitmek, özellikle bilişim konularında geliştirmek için İngilizce dışında bir araca ihtiyacınız yok. İngilizce için hedefinizi, “bir konferansta çeviriye ihtiyaç duymadan konuşmacıyı takip edebilmek” şeklinde koymalısınız. Türkiye’de bilişim eğitiminin gelişmesi için çeşitli platformlar kuran ve Türkçe kaynak sayısını arttırmak için çaba sarf eden Çizgi Elektronik’in kurucusu Niyazi Saral’ın da söylediği gibi, bu alandaki internet içeriğinin %96’sı İngilizce.[5] Bu da İngilizcenin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor.

50 Soruda Kitap Dizisi

50 Soruda Yapay Zekâ kitabının da içinde yer aldığı “50 Soruda” kitap dizisi, 2015’ten beri 17 kitaba ulaşmış durumda. Bu popüler bilim dizisinin editörlüğünü ise Nalan Mahsereci üstleniyor. Eğer giriş düzeyinin üstündeki popüler bilim kitaplarını okumayı seviyorsanız, bu diziyi incelemenizi tavsiye ediyoruz. “50 Soruda” ismi, dizinin fazla yüzeysel kalabileceğini düşündürse de, teknik olmayan insanları da çekmek için zekice bir tercih. Dizideki kitapların birkaçını okuduğunuzda sizin de fark edebileceğiniz gibi, fazlaca basit düzeyde kitaplar değiller. Hem ilgili konularda fikri olanlara hem de hiç bilgisi olmayanlara hitap edecek seviyede, tam ortaya konumlanmış bir dizi. Bu açıdan bakıldığında, bilim ve bilim kültürünün yaygınlaşması için önemli bir girişim.

50 Soruda Yapay Zekâ kitabı da böyle bir kitap, okumak için hiçbir bilgi birikimine ihtiyacınız yok, ancak okuduktan sonra fazlasıyla bilgileneceğinizi garanti edebiliriz. Yalın cümlelerle, herkesçe anlaşılacak biçimde yazılmış kitabın akıcılığı ve okuyuş rahatlığı da ayrıca takdiri hak ediyor. Özellikle mühendislik öğrenimi görmeyi düşünenlere ya da görenlere, tüm bilimkurgu ve popüler bilim okurlarına tavsiye ediyoruz.

Hazırlayan: Canberk İleri

Dipnotlar:

  1. C. Cem Say, Selahattin Kuru, “Nitel Sistem Tanılama”, 1992, Tez No: 21618
  2. Sonlu Oyunlara Giriş-1 (Ali Nesin)
  3. Kamuda denklik sağlamak için “mühendislik” kelimesinin eklenmesine gayret edildiğini sanıyorum. Ancak bu denklik için de eğitimin içeriği bozuluyor. Şuanki durumda, kimi kamu kurumlarında işe alım şartlarında “bilgisayar bilimleri” ismi yer almayabiliyor. Memuriyet durumunda da bilgisayar bilimleri mezununun aldığı maaş ile mühendis sıfatıyla görev yapan memurların aldığı maaş arasında çok ciddi fark gözüküyor. Bu problemi çözmek için bilgisayar bilimleri bölümlerine de mühendislik denkliği verilmeli ya da başka bir çözüm yöntemi bulunmalı.
  4. Dünyadaki seçkin üniversitelerde verilen Computer Science ve Electrical and Computer Engineering ya da Electronics and Computer Engineering derecelerini incelediğimizde, hiçbirinin bizdeki bilgisayar mühendisliği öğrenimiyle uyuşmadığını görüyoruz. Yurtdışındaki CS programları daha fazla bilgisayar bilimi ve ECE programları ise daha fazla elektronik dersi içeriyor. Türkiye’de şuan CS öğrenimine en yakın program, isimce de uyuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümü. Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki bölüm, bu isimle öğrenci alan tek program. 2002’de bilgisayar bilimcisi Chris Stephenson’ın çabalarıyla Bilgi Üniversitesi’nde Türkiye’nin ilk bilgisayar bilimleri bölümü açılmıştı ancak birkaç sene önce öğrenci alımı dulduruldu. Ayrıca ülkemizde, Matematik-Bilgisayar, İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri isimlerinde programlar bulunsa da CS eğitimine denk düşen programlar olduğunu söyleyemiyoruz.
  5.  TeknoSeyir – Yazılım Dünyasındaki Yeni Teknolojiler

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

kubra kapak

Kübra: Bilgi Güçtür, İletişim Her Şey

Sürpriz bozan olmaksızın üzerine konuşulamayacak ya da yazılamayacak bir dizi Kübra, bu yüzden yazıda hem …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et