27 Ağustos 1929’da Manhattan, New York’ta dünyaya gelen Ira Levin, çocukluğunu Manhattan ile Bronx arasında geçirdi. Babası Charles, tanınmış bir oyuncak ithalatçısıydı. New York’taki Özel Horace Mann Okulu’nda eğitim gördü. Gençliği sırasında “New Yorklu Yahudi Çocuk” diye anılırken, yazarlık döneminde ateist olarak biliniyordu. 1946’dan 1948’e kadar Des Moines, Iowa’daki Drake Üniversitesi’nde ve daha sonra Felsefe ve İngilizcede uzmanlaştığı New York Üniversitesi’nde öğrenim gördü; buradan 1950’de mezun oldu. 1953’ten 1955’e kadar Ordu Sinyal Kolordusu’nda görev yaptı. Üniversiteden sonra radyo ve televizyon için eğitim filmleri ve senaryoları yazdı. Bunlardan ilki 1951’de tamamlanan “Leda’nın Portresi’ydi.
Levin’in yazdığı ilk oyun, 1954 tarihli Mac Hyman romanından uyarlanan No Time for Sergeants’tı. Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri için hazırlanan ve bir köylünün maceralarını anlatan bu hikâye ile Levin, 1955’te Broadway’e açıldı ve kariyerini canlandırmayı başardı. Oyun, 1958’de aynı adı taşıyan bir filme uyarlandı ve Griffith rolüne Nick Adams yeni bir tarzda hayat verdi. Daha sonra bu konsept, Sammy Jackson’ın başrolünü oynadığı 1964 tarihli bir televizyon komedi dizisine dönüştü. No Time for Sergeants, en meşhur durum komedilerinden biri olan Gomer Pyle, U.S.M.C.‘nin öncüsü olarak kabul gördü. Levin’in en tanınmış oyunu ise Broadway’de uzun süre devam eden komedi gerilim türündeki Deathtrap (1978) oldu. Levin, bu oyunla ikinci Edgar ödülünü kazandı. Oyun, 1982’de Christopher Reeve ve Michael Caine’nin oynadığı aynı adlı bir filme de uyarlandı.
İlk romanı A Kiss Before Dying (1953), okuyucular ve eleştirmenler tarafından yüksek oranda beğeni topladı. 1954’de, En İyi İlk Roman dalında Edgar Ödülü’nü kazandı. Roman, 1956’da ve 1991’de iki kez sinemaya uyarlandı. Levin’in en dikkat çekici romanı, okültizmin başucu eserleri arasında gösterilen Rosemary’nin Bebeği‘ydi. 1968’de Roman Polanski tarafından sinemaya da uyarlanan eser, edebiyatta olduğu kadar beyaz perdede de derin izler bıraktı. Filmde Mia Farrow ve John Cassavetes rol aldı. Ruth Gordon, yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar kazandı. Ayrıca Roman Polanski de en iyi uyarlama senaryo dalında Oscar’a aday gösterildi.
Levin, 2002’de verdiği bir röportajda eseri için şunları dile getirdi:
“Rosemary’nin Bebeği’nin satanizmin popülerleşmesine yol açtığı için kendimi suçlu hissediyorum. Maalesef onca nesil buna maruz kaldı ve şeytana daha fazla inanmaya başladı. Şeytan’a inanmıyorum ve her türlü köktenciliğin gelecekte azalacağını hissediyorum.”
Sinemaya uyarlanan diğer Levin romanları ise Stepford Kadınları ile The Boys from Brazil‘di. The Boys from Brazil, 1978 ve 2004 yıllarında olmak üzere iki kez beyaz perde ile buluştu. 1990’larda Levin, çok satanlar listesine giren iki roman daha yazdı. Bunlardan ilki olan Silver, 1993 yılında yönetmen Philip Noyce tarafından sinemaya da kazandırıldı. Filmde Sharon Stone, William Baldwin ve Tom Berenger rol aldı. 1997 yılında Rosemary’nin Bebeği‘nin devam romanı Rosemary’nin Oğlu yayımlandı.
Ira Levin’in gerilim romanları, ünlü yazar Stephen King tarafından “İsviçre Saati” olarak tanımlandı. King, “Levin’in yazdığı her roman planlama harikasıdır,” dedi.
Daha çok eserlerinden uyarlanan gerilim filmleriyle bilinse de, Levin aynı zamanda iyi bir bilimkurgu yazarıydı da. This Perfect Day adlı eseriyle 1992 yılında Prometheus Onur Ödülü’ne layık görüldü. Unutulmaz romanları arasında gösterilen Stepford Kadınları ise 2022 yılında İthaki Bilimkurgu Klasikleri dizisinde yayımlandı. 12 Kasım 2007’de, Manhattan’daki evinde kalp krizi geçirerek 78 yaşında hayata veda etti.
Dilimize Çevrilen Kitapları:
- A Kiss Before Dying / İhtiras Alevleri (Günün Yayınları, 1956) / Cinayet Üçüzdü (Milliyet Yayınları, 1971) / Ölüm Busesi (Uludal Yayınları, 1971)
- Rosemary’s Baby / Bebek (Altın Kitaplar, 1971) / Rosemary’nin Bebeği (Kitap Kurdu, 2021)
- The Stepford Wives / Kumpas (Sander Yayınları, 1973) | Stepford Kadınları (İthaki Yayınları, 2022)
- The Boys from Brazil / Vahşet Çocukları (Altın Kitaplar, 1976)