“Bilim insanı derhal sonuç beklemez. İleri fikirlerinin hâlihazır biçimde kabul edileceğini de ümit etmez. Onun eserleri, geleceğe dikilen bir fidan gibidir. Bilim insanının amacı ileride geleceklerin temelini atmak ve onlara yol göstermektir.”
Nikola Tesla yeni bir çağın kapılarını aralayan, bilimle yaratıcılık ve hayal gücünü birleştiren bir deha, pek çok kişiye göreyse zamanının ötesinde bir dâhidir. Dünyaya yüz yıl kadar erken geldiği ve insanlığın icatlarına henüz hazır olmadığı tezi defalarca dile getirilmiştir. Bilime ve günlük hayata yapmış olduğu katkıyı tüm icatlarıyla anlatmak mümkün değildir. Tesla bobini, Tesla kompresörü, Tesla Türbinleri, alternatif akım, radyo, elektromanyetik dalgalar, endüksiyon motoru ve daha niceleri… Tesla’nın başarıları ve fikirleri kendi yaşadığı dönem için adeta olağanüstü niteliklere sahiptir.
Nikola Tesla, 1856 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bağlı Hırvatistan’ın Smiljan kasabasında bir şimşek fırtınası esnasında doğmuştur. Babası Ortodoks rahip ve annesi ev hanımı olan Tesla, beş çocuğun dördüncüsü konumundaydı. İlk ve orta öğrenimini Hırvatistan’da tamamladı. 1870 yılında Kuzey’de bulunan Karlovac şehrine taşınan Tesla ailesi, Nikola’yı Almanca eğitim veren Gymnasium Lisesi’ne kaydetti. Dört yıllık eğitimi üç yılda tamamlayan Nikola, fizik hocasının yaptığı elektrik deneylerinden çok etkilendi ve bu “gizemli fenomen” hakkında daha çok merak beslemeye başladı. 1875 yılında Avusturya’nın Graz şehrinde bulunan Politeknik Okuluna kaydolan Tesla, ikinci yılının sonunda bursunu kaybederek kumar alışkanlığına yenik düştü. Okulu bıraktıktan sonra, 1881 yılında Budapeşte’ye yerleşti ve bir telgraf şirketinde çalıştı. 1884 yılında ise ABD’ye göç etti.
ABD’de elinde bir referans mektubuyla Thomas Edison’un yanında gitti ve böylece 20. yüzyıldaki en büyük rekabetin ilk adımı atılmış oldu. Bu iki bilim insanı hakkında çok fazla yazılıp çizilmiştir. Tesla yanlıları Edison’u şeytani bir kapitalist olarak tanımlarken, Edison hayranları da aslında onun söylendiği kadar kötü biri olmadığını, genç bilim insanlarının gelişimine katkı sağladığını ve icatlarını kullanmalarına izin verdiğini savunurlar. Tesla ve Edison tamamen farklı çalışma biçimi ve yaklaşımlara sahip olan iki insandı. Edison çoğunlukla deneme-yanılma yöntemi ile çalışırken, Tesla icatlarını hayata geçirmeden önce onları mental gücünü kullanarak zihninde hayal eder ve tüm ayrıntılarıyla hesaplardı. Edison doğru akımın savunucusu iken Tesla alternatif akımı icat etti ve günlük hayatta kullanımının yaygınlaşmasını sağladı.
Bir yıl boyunca (Pazar günleri dahil) Edison’un şirketinde çalışan Tesla, Edison için 24 adet dinamo türü tasarladı. İkili arasındaki ilişkiyi koparan hamle Edison’un Tesla’ya motor ve jeneratör iyileştirmelerini tamamlaması durumunda 50.000 dolar vereceğini söylemesi ile başladı. Projeyi başarıyla tamamlayan Tesla’ya Edison şöyle dedi: “Tesla, Amerikan mizahını hiç anlamıyorsun.” Bu lafın üzerine Tesla derhal işinden istifa etti. İşsiz ve beş parasız kalan Tesla bir yıl boyunca işçilik yapmak durumunda kaldı. Elektrik tamirciliği yapan ve çukurlar kazan Tesla, Western Union Elektrik Şirketinin sahibi A.K. Brown’u etkileyerek, onun finansörlüğünde Tesla Elektrik Şirketini ve New York’un iki farklı bölgesinde laboratuvarlar kurdu. Tesla’nın şansı bu sefer yaver gitmişti. Tesla ile Edison arasındaki rekabet Tesla’nın istifa etmesinin ardından iyice kızıştı. Tesla’nın alternatif akımına sürekli çamur atmak isteyen Edison, sahnelediği gösterilerde alternatif akımın ölümcül olduğunu kanıtlamak amacıyla devasa bir fil de dâhil olmak üzere elektrik vererek pek çok canlı hayvanı şov amaçlı katletti.
Gerekli maddi imkânlara erişen Tesla, laboratuvarlarında elektrik cihazları üzerine çalışmalara başladı. Altı aylık süre zarfında yedi farklı patenti tescil ettirdi, ancak ticarileşme ve şirketleşme gibi bir hedefi asla gözetmedi. O, maddiyatı sadece araştırmalarını ve icatlarını devam ettirebilecek imkânları sağlamak için gerekli bir araç olarak görmekteydi. 1888’de iş adamı George Westinghouse, 60.000 dolar karşılığında Tesla’nın endüksiyon motorunu ve transformer tasarımlarını satın almayı teklif etti. Saymakla bitmeyecek icat ve tasarımlar üzerinde çalışan Tesla, 1891 yılında ABD vatandaşlığını aldı. 1898 yılında ise insanlık için büyük önem arz edecek olan kablosuz enerji modelleri üzerinde çalışmaya girişti. Tesla, insanlığın geleceği üzerine ciddi kafa yordu ve insanları gündelik zahmet ve işçilikten kurtaracak bir robot modeli ile dünya çapında sağlanacak bedava kablosuz enerji üzerine çalışmalar yaptı. Planları fazla büyük, fakat finansmanı ise daima yetersizdi.
Maddi imkânları tükenmek üzere olan Tesla’nın feryadını duyan iş adamı Jacob Astor, ünlü bilim insanının yardımına koşarak ona 30.000 dolar nakit parayla birlikte Colorado Springs, Arizona’da gerekli alana sahip bir laboratuvarı tahsis etti. Böylece Tesla, büyük çaplı ve yüksek voltajlı deneylerine burada devam etme fırsatı buldu. Atmosfer elektriği ile yapay yıldırımlar gibi zamanının çok ötesindeki deneyleri burada gerçekleştirdi. 1900’lerin başına gelindiğinde ise ünlü iş adamı J.P. Morgan’ın finansal desteği ile “Trans-Atlantik kablosuz telekomünikasyon” projesi için Long Island’da bir kule inşa ettirmek amacıyla kolları sıvadı. Ancak kaynakların tükenmesi ile proje ve kule yarım kaldı ve başka bir finansör sayesinde kalan borçlarını kapattı. Tesla çalışmalarının çoğunu finansal destek olmadan sürdürdü, buna rağmen sürekli iyimser bir tutum sergileyerek bir gün maddi durumunun düzeleceğini ümit etti. Patronlara ve iş dünyasına asla taviz vermedi. Onlardan bahsederken, “Bunlar ufak tefek şeyler, bunlarla meşgul olamam,” demiştir.
700 civarında patent almasına rağmen ömrünün son on yılını New York’ta iki odalı bir Otel’de geçirdi. Artık konaklama masrafını dahi karşılayamaz hale gelen Nikola Tesla, 7 Ocak 1943 tarihinde 86 yaşında beş parasız ve borç içinde konakladığı otel odasında hüzünlü bir ölümle hayata veda etti. Ölümünden kısa bir süre sonra kaldığı otel odası FBI görevlileri tarafından arandı ve odada bulunan tüm projelerine, belgelerine ve tasarımlarına el konuldu. Deha, ekonomik sıkıntıların bedelini en ağır biçimde ödedi. Karmaşık, büyüleyici ve sıra dışı bir kişiliğe sahipti. Tüm hayatını yalnız geçirse de utangaç ama kibar ve görgülü bir duruş sergiledi. Ayrıca kusursuz bir mizah anlayışı vardı. Harika bir şovmen ve gizemli bir entelektüeldi. İleri derecede obsesif olan Tesla mikroplara, insan saçına, yuvarlak nesnelere ve takılara (özellikle incilere) ciddi anlamda takıntılıydı.
Çoğunlukla geceleri çalışıyor, gündüzleri ise perdeleri kapatarak gün ışığından uzak duruyordu. 7 dili akıcı bir şekilde konuşabiliyordu. Ayrıca 3 sayısına bir hayli takıntı sahibiydi. Yaptığı her eylem ve olayda 3 ve 3’ün katlarını sağlamak için özel çaba sarf ediyordu. Örneğin otelde kaldığında oda numarası hep 3 veya 3’e bölünür bir sayı olurdu. Öte yandan fotoğrafik hafızaya sahip olan Tesla, tüm proje ve icatlarını kâğıda geçirmeden önce zihninde tasarlayabiliyordu. Bir hayvansever olarak, yaşamı boyunca güvercin beslemiş ve her daim onlarla iç içe olmuştu. Savaş karşıtı olan Nikola Tesla, kadınlara büyük hayranlık duymuş ve kadın hareketinin ileride başarılı olacağını öne sürmüştü. ABD’nin yetiştirdiği en büyük yazarlardan biri olan Mark Twain ile de yakın bir dostluk geliştirmişti. Asla tanışmamış olmalarına rağmen, “Dünyanın en zeki insanı olmak nasıl bir duygu?” diye sorulduğunda Albert Einstein, “Bilmiyorum ki Tesla’ya sorun,” şeklinde cevap vermişti.
Nikola Tesla’yı tanımlamak çok güç, ancak onu her zaman bir mucit, deha ve ileri görüşlü bir bilim insanı olarak hatırlayacağız. Tüm icat ve patentlerine rağmen şirketleşmeye gitmemesi inanılması zor fakat kişiliğini ele veren bir ayrıntı olarak öne çıkıyor. Milyonlarca dolar kazanıp, zenginleşme imkânına sahip olmasına rağmen, bu yolu bilinçli bir şekilde tercih etmeyerek sefalet içinde yaşama veda eden bir bilim insanının portresidir Tesla. Alternatif akımdan radyoya, elektromanyetik dalgalardan kablosuz teknolojiye kadar gündelik yaşamımızda kullandığımız bu önemli icatların hepsinde Tesla’nın imzası vardır. Tüm bunların dışında, Tesla’nın atmosferden elektrik elde etme, dünya çapında kablosuz elektrik, iklim olaylarını ve yeraltı sallantılarını kontrol edebilme, kuantum teleportasyonu (ışınlanma), dev lazer silahı gibi çılgın ve kulağımıza bugün bile fantastik gelen bir dizi proje üzerinde çalıştığı söylenmektedir. 2006 yılında Christopher Nolan yönetmenliğinde çekilen “The Prestige” filminde Nikola Tesla ünlü sanatçı David Bowie tarafından canlandırılmıştır ve film, dünya çapında büyük bir beğeniyle karşılanmıştır.
“Bu yeni dünya güçlünün zayıfı, kötünün iyiyi sömürmediği ve yoksulların zenginler tarafından aşağılanmadığı bir dünya olmalıdır. Bu dünya entelektüel, bilimle uğraşan ve üstün yetenekli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla topluma hizmet ettikleri bir yer olacaktır. Bu yeni dünya tüm potansiyelini bireyleri zenginleştirmek için kullanan, aşağılanıp ezilenlerin dünyası olamaz; ancak özgür birey ve ulusların birbirine duydukları eşit saygı ve hoşgörünün dünyası olacaktır.” N. Tesla
Hazırlayan: Cenk Tan