Yazar ve editör Ünver Alibey‘in, Bulut Yayınları tarafından yayımlanan bilimkurgu romanı ‘Işık Prensi‘, genç yetişkinler için kaleme alınmış bir eser. Ancak ‘her dem genç kalan yetişkinler‘ de eseri keyifle okuyabilir.
Işık Prensi kitabının türü için ‘sci-fi romance‘ diyebiliriz. Okurların çok da alışkın olduğu bir tarz değil. İmkânsız bir aşkı merkeze alan, çağlar ve boyutlar arasında gezinen sürükleyici bir bilimkurgu macerası. Genç yetişkinlere hem kitap okuma alışkanlığı kazandırmayı hem de bilimkurgu sevgisi aşılamayı amaçlıyor.
Öğrencilik, İstanbul ve Aşk
Ünver Alibey kitabı yazmaktaki amacını şöyle açıklıyor: ‘’Gençlere yabancı bir şehirde üniversite eğitimi görmenin heyecanlarını aşılamak istedim.’’ İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan Esin, kitabımızın başkahramanlarından biri… Esin aracılığıyla biz de İstanbul’da yaşayan genç bir kızın hayatına şahit oluyoruz. İstanbul’un öğrenci mahallelerine girip çıkıyoruz. İstanbul sokaklarını adımlıyoruz.
Esin bir gece karanlık bir sokakta karizmatik ve gizemli bir adamla karşılaşır. Böylece maceramızın ikinci kahramanıyla tanışırız: Emir. Kader ağlarını örer ve Emir, Esin’in fakülteden hocası da olur. İki kahramanımız arasında yavaş yavaş bir aşk alevlenir. Ancak tüm aşklarda olduğu gibi zorluklarla karşı karşıya gelirler. Peki, aşk her zorluğu alt eder mi?
Angoryalılar vs Helloslular
Dikkat ederseniz buraya kadar sıradan bir aşk hikâyesinden bahsediyor gibiyiz. Fakat başta da söylediğimiz gibi ‘Işık Prensi’ çok katmanlı bir kitap. Esin ile Emir arasındaki aşk hikâyesinin ardında, iki uzaylı türün Dünya’daki amansız mücadelesine tanık oluyoruz: Angoryalılar ve Helloslular.
Dünya’dan epey uzaktaki bir gezegende yaşayan Angoryalılar, genetik yapılarını değiştirebilen, böylece uzun yıllar yaşayabilen, solucan delikleri açarak boyutlar arası seyahatler yapabilen, insanlığa dost, gelişmiş bir uygarlık. Emir de Dünya’da görevli bir Angoryalı. Angoryalıların baş düşmanı ise Helloslular. Helloslular da solucan deliklerini kullanarak Dünya’ya gelen, fakat insanların benliğini ele geçirerek onları kendi kötü amaçları için kullanan kötücül bir tür.
1453 ve Geçit
1453’de İstanbul Fethi sırasında Osmanlılar ve Bizanslılar yeryüzünde savaşırken, gökyüzünde ise başka bir savaş yaşanır. Angoryalılar ve Helloslular çarpışır. Bu sırada gökyüzünden yeryüzüne bir Geçit düşer. Hem Angoryalılar hem de Helloslular uzun süredir bu Geçit’in peşindedir. Emir, Geçit’in yerini bulmak için araştırmalar yaparken yolu İstanbul Üniversitesi ve Esin ile kesişir. Geçit’in peşinde tehlikelerle karşılaşırlar. Helloslular ve beklenmeyen düşmanlar belirir.
Işık Prensi, ‘Işıyanlar’ın Gizi‘ serisinin ilk kitabı. İlk kitap öyle bir yerde bitiyor ki maceranın devamını merak ediyor okur. Yazar seriyle ilgili şu bilgiyi veriyor: “Işık Prensi ilk roman. Ama her roman birbirinden bağımsız olarak okunabiliyor. Kitaplar arasında tek bağlantı aynı evrende geçmeleri ve bazı karakterlerin birden çok macerada karşımıza çıkması… Bu yüzden kapakları numaralandırmayacağız. Dileyen dilediğinden başlasın.’’
Ünver Alibey, sürükleyici kurgusu ve başarılı diliyle yetkin bir bilimkurgu eseri ortaya koymuş ve seri için sağlam bir ilk adım atmış. Serinin devam kitapları da okurla buluşmaya hazırlanıyor. Serinin ikinci kitabı ‘Zaman Tutulması‘ ise ilk olarak Kuzey Kıbrıs’ta Işık Kitabevi tarafından yayımlanacak.
Hazırlayan: Ruhşen Doğan Nar