“Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi… Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı Özek uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider, gelirdi…”
Cengiz Aytmatov çok sevdiğim bir yazardır. Kitaplarındaki yoğun sembolizm ve Sovyet dönemindeki Orta Asya’yı tasviri takdire şayan. Gün Olur Asra Bedel‘i okuyana kadar Aytmatov’un bilimkurguya da el atmış olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Yayınevi, bilimkurgunun ülkemizde okunmayacağını düşünmüş ve son 40 yıldır kurgu-bilim yerine bilimkurgu dendiğinden bihaber olacak ki, arka kapağa “içinde uzaylıların geçmesi bu kitabı bir kurgu-bilim romanı yapmaz” ibaresi koymuştur. Bu örnek ülkemizde bilimkurguya verilen önemi göstermesi bakımından önemlidir. Kaldı ki bilime verilen değer de çok farklı değil!
Kitaba dönersek genel olarak, Sovyetler’in Türkler’i kendilerine göre şekillendirmeye ve köleleştirmeye çalışması anlatılıyor. Bölümlerin aralarına ise bambaşka bir hikaye yerleştirilmiş. Amerikan ve Rus astronotların birlikte gerçekleştirdiği bir yörünge görevi sırasında iki astronot uzaylılarla iletişim kurarlar. Uzaylılar astronotları alıp yüksek teknolojinin rahat bir yaşam sunduğu, doğaya saygı duyulan, savaşların, cinayetlerin olmadığı, suç işlenmeyen Orman Göğsü gezegenine götürür. Evrensel evrim, Orman Göğsünde de aynı şekilde işlediği için Orman Göğüslüler biyolojik olarak insanlara benzerler. Yalnızca ten, saç ve göz renkleri farklıdır.
Orman Göğüslüler, astronotların gezegenlerini Dünya’daki üstlerine anlatmalarını isterler. Amaçları Dünya’ya teknolojik yardım yapmak ve yaşam standartlarını yükseltmektir. Ancak Amerikan ve Rus yetkililer, yönetimlerini sarsacağı kaygısıyla bunu insanlardan saklar ve astronotları ölmüş gibi göstererek “istenmeyen insan” ilan ederler. Burada Aytmatov, klasik yazım stilini bırakıp eleştirisini farklı bir şekilde aktarmıştır. Ayrıca Orman Göğsü ütopyasını, Sovyet zulmü altındaki Asya çölü ile karşılaştırmak için de kullanmıştır. Yani kitaba katılan bilimkurgu hem konuyu derinleştirmiş hem de kitaba farklı bir fikir katmıştır.
Kitaptaki bilimkurgu bununla sınırlı değil. Sovyet yönetimi tarafından köleleştirilmekten memnun olan Sabitcan isimli karakter gelecekte insanların radyo frekansları ile yönetileceğini iddia ediyor. Bizim şu anda tartıştığımız bir konuyu 1980 yılında yazarak, güzel bir gelecek öngörüsü yapmış Aytmatov.
Yani bilimkurgu her yerdedir, bilimkurgudan kaçılmaz…