Dünya benim için âdeta bir girdap gibiydi. Renk renk genişleyen bir sessizlikti. Her sabah uyandığımda, pencere perdesinin arasından sızan ışık sadece bir günün başlangıcını değil, yeni bir çağın doğuşunu getiriyordu bana. Diğerleri için “perşembe” diye tanımlanan şey, benim için yüz yıl süren bir kaosa denk düşüyordu. Bir bakışımla geçen haftayı hatırlayabilirdim ki rengi hâlâ yeşildi, biraz da toprak kokardı; çünkü …
Devamını gör »