Bilimkurgu denildiğinde akla öncelikle edebiyattaki, sinemadaki ve dizilerdeki örnekleri gelse de aslında reklamcılık alanında da bilimkurgu estetiğinin kullanımına sıklıkla rastlanıyor. Özellikle 2000’li yıllara yaklaştıkça ve sonrasında, reklamcılık sektöründe teknolojik ilerlemelere dair umut, korku ve beklentileri konu alan anlatılar çoğalıyor. Yapay zekâ, uzay yolculuğu, robotlar ve post-insan kavramları reklam stratejilerinin merkezine yerleşiyor; bu ürünleri reklâmlar aracılığıyla edinmek, bir anlamda geleceği edinmekle eşdeğer görülüyor.
Jean Baudrillard’a göre reklâmlar, gerçeklik ile hipergerçeklik arasında bir simülasyon alanı kuruyor; bilimkurgu ise bu simülasyonları pekiştiren estetik bir kod seti olarak işlev görüyor. Fredric Jameson da geç kapitalist dönemde kültürel ürünlerin, geleceği “şimdinin bir uzantısı” olarak yeniden üretme eğiliminde olduğunu savunuyor. Bu çerçevede bilimkurgu temalı reklâmlar, hem bugünü yüceltiyor hem de geleceği denetimli biçimde pazarlanabilir hâle getiriyor. Parlak hologramlar, uzay tasarımları, robotik imgeler gibi dikkat çekici estetik öğelerle donatılan bu reklâmlar, izleyiciye “geleceğe sahip olma” duygusunu aşılıyor.
Bu tür bilimkurgusal reklâmlar, aynı zamanda bir yaşam tarzı olarak sunuluyor. Geleceğe dair hayalleri metalaştırıyor ve kapitalizmin sınırlarını zaman içinde ileriye taşıyor. Böylece bilimkurgu, pazarlama stratejilerine yön veren ideolojik bir aygıta dönüşüyor. Dolayısıyla bilimkurgu içerikli reklâmları analiz etmek, geleceğe dair toplumsal hayalleri anlamak açısından da büyük önem taşıyor.
Bu yazıda, geçmişte Türk televizyonlarında yayımlanan ve bilimkurgu temaları barındıran bazı yerli reklâmları derledik.
Musluk Reklamı: Yıllar Geçse de Kararmaz
Bir musluk satın alırken çoğumuz onun dayanıklı olmasını, yıllar geçse bile yeni gibi görünmesini ve kararmamasını isteriz.
2013 yılında yayımlanan reklâmda, Engin Günaydın’ın canlandırdığı bir bilim insanı, bunun mümkün olmadığını kanıtlamak için bir zaman makinesine biniyor. Ancak yolculuğun sonunda anlıyor ki, gerçekten de aradan yıllar geçmesine rağmen Artema muslukları kararmıyor.
Uçan Bulaşık Makinesi
Özge Özpirinççi’nin bir savaş pilotunu ve ablayı canlandırdığı bu reklâmda, küçük kız kardeşin, “Ben ne zaman senin gibi uçacağım?” sorusu, Vestel bulaşık makinesi sayesinde gerçeğe dönüşüyor. Tıpkı bir Transformers gibi uçağa dönüşen bulaşık makinesine binen küçük kız, ablasına evden çıkarken unuttuğu kahve dolu termosu ulaştırıyor.
Uçak imgesiyle vurgulanan hız teması, reklâmın sonunda yer alan “dost teknoloji” ifadesiyle birleşiyor. Böylece bilimkurgu yapıtlarında sıkça karşılaşılan insanlığa zarar veren teknoloji fikrine karşı, firmanın ürettiği teknolojilerin daima insanların yararına hizmet ettiğine dair örtük bir mesaj veriliyor. Reklâm, aynı zamanda Türk Hava Kuvvetlerinin 100. yılı anısına 2011’de çekilen ve yine Özpirinççi’nin başrolünde yer aldığı “Anadolu Kartalları” filmine de bir gönderme içeriyor.
Süper İnsana Dönüşen Ronaldo
Türk Telekom’un 2016 tarihli bu reklâmında futbolcu Ronaldo kaybettiği hızını ve gücünü, şirketin kurgusal bir teknolojisi sayesinde yeniden kazanıyor ve sahalarda eskisinden bile hızlı koşmaya başlıyor.
O dönemde tanıtılan yeni fiber teknolojilere gönderme yapan reklâm, hız temasını bilimkurgusal bir estetikle işliyor ve bu deneyimi izleyiciye etkileyici şekilde sunuyor.
1989’dan Görüldüğü Haliyle 2019
Güneş gazetesinin 1989’da yayımlanan reklamı, 30 yıl sonrayı “Yarının Dünyası 2019” adlı bir kitapçıkta tanıtıyor. Eğitim, sağlık, savaş gibi alanlardaki teknolojik tahminlerin aşırı iyimser kaldığını vurgularken, kitapçığı tanıtan karakterin fütüristik kıyafeti bu mesajı güçlendiriyor.
Reklam, 2019’u beklemek yerine yalnızca 30 kupon biriktirmenin yeterli olduğunu duyuruyor.
İncirin Gücüyle Süper Zeki Olup Uzaya Çıkan Türk
Belirli bir firmaya ait olmayan, incir ürününü odağına alan bu 2018 yapımı reklâm filminde, yediği incirle zekâsı olağanüstü derecede artan Aydınlı bir yurttaşın, uzaya giden ilk Türk oluşunu izliyoruz.
Reklâm, milliyetçilik, mizah ve yerel yöreselliği bilimkurgu ögeleriyle harmanlıyor.
2067’den 1997’ye Zamanda Yolculuk Yapan Aile
Beko’nun bu reklâmında, Dünya tarihi dersi için 1997 yılını araştıran çocuklarına yardım etmek isteyen bir aile, evlerinde bulunan zaman makinesini kullanarak 2067’den geçmişe ışınlanıyor.
1997’de bir alışveriş merkezinde Beko marka bir televizyon gören çocuk büyük heyecan yaşıyor, çünkü aynı markanın televizyonu kendi evlerinde de bulunuyor. Reklâm, bu sahneyle Beko’nun uzun yıllar boyunca tercih edilen bir marka olacağı mesajını veriyor.
Güneş Sistemi’ne İhracat
Beko’nun 1993 tarihli bir başka reklâmında da bilimkurgu temaları yer alıyor. Bu da markanın geleceği sahiplenme yönündeki stratejik tercihinin bilinçli bir şekilde sürdüğünü gösteriyor.
Reklâmda Uranüs, Mars gibi gezegenlere kargolanan Beko ürünlerini izliyoruz. Bir çocuk, Dünyalıların neden alışverişe gelmediği sorusuna, “Çünkü Beko Dünya’da üretiliyor,” yanıtını veriyor. Her iki reklâmda da çocuk karakterlerin ön planda olması, markanın geleceğe dönük vurgusunu güçlendiriyor.
Sakız Çiğneyen Uzaylı
Falım sakızının bu reklâm filminde aşkı arayan bir uzaylı kadın, Dünya’dan bir erkeği yaşadığı gezegene ışınlıyor. Erkek, yanında çeşitli fal cümleleri içeren bir sakız paketi de getiriyor.
Reklâm, örtük biçimde sakızın bir uzaylının damak zevkine bile hitap edecek kadar evrensel olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda, erotik uzaylı imgesi de dikkat çekici bir şekilde kullanılıyor.
Ajda Pekkanlı ve Cem Yılmazlı 2053 İstanbulu: Tamamen Duygusal
Elbette ki listemiz, Cem Yılmaz’ın başrolünde oynadığı 2001 yılına ait Telsim reklamı olmadan olmazdı. Bilmeyenler için hatırlatalım: Telsim, Vodafone’dan önce, yurtdışında kaçak hayatı yaşayan iş insanı Cem Uzan’a ait yerli bir GSM şirketiydi. Cem Uzan sadece bir iş insanı değildi, aynı zamanda Genç Parti’yi kuran ve çeşitli TV kanalları ile gazeteler aracılığıyla popüler kültürü şekillendiren önemli bir figürdü.
Reklam, 2053 yılı İstanbul semalarında uçan arabaların geçtiği bir sahneyle açılıyor. Cem Yılmaz, torunlarıyla parkta gezerken bir heykelin önünde duruyor. Sonra anlıyoruz ki, bu heykel kendi heykeli. Reklamdaki ışın bastonu, yaratıcı bir kurgusal gelecek teknolojisi olarak karşımıza çıkıyor. “Özel bir nedeni yok, tamamen duygusal” repliği, o dönemde bir şeyi tercih etmenin ardındaki ekonomik ve maddi sebeplere gönderme yapmasıyla popüler olmuştu.
Reklamda, Telsim’in gelecekte tekel oluşu çok normalmiş gibi sunuluyor. Parkta sabah koşusu yapan Ajda Pekkan da reklâma dahil oluyor. Cem Yılmaz, Pekkan’ın arkasından, “Gerginsiniz bugün,” diyerek kendisinin estetik cilt gerdirme ameliyatlarına gönderme yapıyor. Ajda Pekkan’ın yıllara meydan okuyan fiziği, markanın geleceğe yönelik vurgusunu güçlendiriyor.
Ve böylece listemizin sonuna geldik. Siz de hatırladığınız bilimkurgu temalı yerli reklâmları yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
