Birçok insanın matematiği ürkütücü bulmasının nedeni onun özel bir dil kullanmasıdır. Bu özel sembolik dil, çok basit olmasına rağmen insanları ürkütmektedir. Oysa bir çok insan doğal matematikçidir ama bunun farkında değildir. Alışveriş yapmak için dışarı çıkmayı düşünen bir ev kadını, uğrayacağı yerleri ve bu amaçla gideceği optimal yolu kafasından hızla geçirirken aslında bir matematikçi gibi davranmaktadır. Matematiğin en ünlü problemlerinde biri olan Seyyar Satıcı Problemi buna benzer bir problemi inceler.
Diller, yapısı gereği matematikseldir. Herhangi bir dili konuşabilen bir insan (yani herkes) matematikçidir.
Türkçe matemasiksel yapısı güçlü bir dildir. Bileşik cümlelerin yapısı lineerdir. Bunu bir örnekle açıklayalım.
Örneğin, “Ayşe okula gitti. Ayşe Mehmet ile gitti,” cümlelerini, “Ayşe, Mehmet ile okula gitti,” diye kısaltırız. Burada Ayşe öznesini ve gitti yüklemini ortak paranteze almış olduk. Bunu matematiksel olarak şöyle ifade ederiz:
Ayşe × (Okula + Mehmet ile) × gitti.
Bunu
a.(b + c).d
olarak düşünelim. Sonra da çarpmanın toplama üzerine dağılma özelliğini (lineerlik) kullanalım:
abd + acd
elde ederiz. Bu da:
“Ayşe okula gitti ve Ayşe Mehmet ile gitti.”
bileşik cümlesiyle eşdeğerdir.
……
Her matematiksel ifade bir cümle özelliği taşır. Cümlenin yüklemi genellikle “=” sembolüdür. Örneğin:
x = 5 dediğimiz zaman:
x, 5’tir.
Veya
x, 5’e eşittir.
demek istiyoruz. Sık kullanılan bazı yüklemler:
<, >, ≤, ≥, ≡, ≠
gibi sembollerdir.
Matematik sadece sayı sayma becerisinden ibaret değildir; bundan çok daha genel bir disiplindir. Doğru ve analitik düşünce tarzını kullanarak her tür problemin çözümünün araştırıldığı bir alandır matematik.
Matematik,
i. Problemleri içeriğinden ayırarak soyut olarak inceler.
ii. Bu amaçla problemleri sınıflandırır, genelleştirir ve bu genel yapının özelliklerini araştırır. İşte bu nedenle evrenin yapısının araştırılmasından tutun da, Avusturalya yerlilerindeki akrabalık ilişkilerinin incelenmesine; her tür mühendislik probleminin çözülmesinden, dilin yapısının modellenmesine değin her alanda karşımıza çıkar.
iii. Bu soyut ve genel yapısı sayesinde üstün bir doğruluk ve kesinlik özelliğine sahiptir.
iv. Modelleme ve simülasyon için uygun bir platform sağlar.
v. Yukarıdaki şıklardan dolayı matematik bilimsel araştırmalarının doğal dilidir.
vi. Ayrıca yine yukarıdaki özelliklerinden dolayı bilimsel araştırmaların temel doğrulama yöntemi haline gelmiştir.
vii. Bundan dolayı günümüz bilimi matematiksiz düşünülemez.
Elbette matematik yapmaya sayılarla başlarız. Daha doğrusu bu yaptığımızın matematik olduğunu söylerler bize. . . Oysa matematik sayılar dışında bir çok konuyu inceler. Örneğin küme kavramını çok erken yaşlardan itibaren kullanmaya başlarız. Kümeler, kategoriler, mantık, ayrıştırma, tanımlama, kanıtlama gibi bir çok beceri matematiksel yetenek gerektirir ve günlük hayatta da aslında matematikle iç içe yaşarız. Matematiği insan düşünme biçiminin herhangi bir alana yansıtılması olarak da görebiliriz. 7 yaşındaki bir çocuğu bakkala gönderip “paranın üstüne istediğin bir şeyi alabilirsin,” dediğimiz zaman çocuk matematik yapmaya başlar. Buna sadece para üstü hesaplama olarak bakmamalı… Bakkala giden yolun haritasının yapılmasından tutun da bakkaldaki ürünlerin fayda/fiyat analizine kadar çocuğun bilinçsiz olarak gerçekleştirdiği her tür eylem matematiğin konusuna girer.
Bir de şu var: