Metal Kafa, Black Mirror dizisinin dördündü sezonunun beşinci bölümünün adı. 29 Aralık 2017’de ilk kez izleyici ile buluştu. Teriyer boyutlarında bir hamamböceğini andıran dört bacaklı bir robotla bir kadın arasındaki mücadelenin öyküsünü anlatıyor. Öte yandan Boston Dynamics firmasının Big Dog adını verdiği dört bacaklı robot prototipiyle ilgili ilk video 17 Mart 2008 tarihinde ortaya çıkıyor. Neredeyse on yıl önce! Black Mirror ekibi belki kolay ve risksiz olduğu için, belki dizinin gizli manifestosu gereği hikayelerinde var olan, uç veren teknolojileri kullanıyor. Var olanı alıp moda deyimle bir iki tık ileri götürüp bırakıyor. Ancak robot köpek konusunda biraz geç kalmış görünüyor.
Boston Dynamics’in 2009 tarihli kısa videosunu ilk izlediğimde aklıma hemen haki renklerde binlerce big dog’un bir kentin sokaklarından geçtikleri sahne canlanmış, tüylerim diken diken olmuştu. Videoda duyulan ses, iki zamanlı methanol yakıtlı içten patlamalı bir motora ait. O kütleyi tekerlekler değil de hidrolik bacaklar üzerinde hareket ettirmek için prototiplerde kullanılan enerji kaynağının gürültülü, yağlı bir motor olması da ironik. Bunlardan binlercesinden çıkabilecek gürültü ve dört bacaklı robotların görüntüsü herhalde karşı taraftaki savaşma arzusunu birkaç saniyede buharlaştırmaya yeterdi. Aradan geçen zamanda Boston Dynamics yeni protototip videoları yayınlamaya devam etti. Her modelde bir öncekinde görülen sorunlar ortadan kalktı. Makineler inceldi, denge yetileri arttı, hafifledi ve becerikli kollara kavuştu. Görünen o ki Black Mirror yapımcıları bu aşamada uyandı.
Metal Kafa
Metal Kafa felaket sonrası bir dönemde geçiyor. Günümüz İngiltere’sinde kullanılan otomobil modelleri üzerlerine toz püskürtülüp kapıları açılıp lastikleri patlatılarak orada burada bırakılmışlar. Siyah beyaz çekilmesine gerek bırakmayacak kadar kasvet zaten kurgu gereği var. Kahramanlar terk edilmiş bir tedarik deposuna ne olduğunu bilmediğimiz bir şey aramak için gelirler. Üst raflarda bir yerde aradıklarını bulurlar. Kutu yerinden oynatılınca arkadan uyuma modundaki robot köpek ortaya çıkar. Uyanıp ayağa kalkar ve bölüm sonuna kadar sürecek kovalamaca başlar.
Köpekleri kimin yaptığı insanlara neden bitmek bilmez bir kin beslediklerini bilemeyiz. İngiltere’de medeniyet sona ermiştir de mesela Hong Kong’da durum nedir öğrenemeyiz. Ama gerek de yok belki. Hikaye köpek formunda durdurulamaz bir makine tarafından hedef alınmanın dehşet vericiliği üzerine kurulmuş. Bacaklarından birini de kovalamaca sırasında kaybeden köpeğin bir evin ahşap döşemelerinde çıkarttığı aksak tıkırtı için bile izlenebilir. Hikayenin aksadığı, zorlama yerler var ama görmezden gelinebilir. Elinde ustura, insan peşinde koşan oyuncak kült bebek Chucky’yi çağrıştıran sekanslarda gülümsememek ise elde değil.
Spot Mini
Big Dog, karda buzda dengesini bulabilen bir robottu. Buz üzerinde yürürken bir tekne yediğinde şaşırtıcı ve ancak canlı bir organizmanın gösterebileceği bir beceriyle ayakta kalabiliyordu. Son videoda, onu engellemek isteyen bir insana tıpkı canlı bir köpek gibi direndiği, sonra da hidrolik bir kapıyı açarak çıkıp gittiği görülüyor. Bir sonraki videoda köpeğin onu engellemek isteyen insanı itip yere düşürdüğünü görebilir miyiz? Sonra hepsinin kontrolden çıktığına, robot köpeklerin birer metal kafaya dönüştüğüne şahit olabilir miyiz?
İnsana zarar verdiğini görebiliriz. Programcılar bunu isterse önlerinde bir engel görünmüyor. Bu makineye bir de silahlı kol eklemenin önünde bir engel olmadığı gibi. Bir infrared hareket dedektörü ile ısı üreten, üzerinde özel bir barkod ya da verici taşımayan her şeye ateş etmesi de sağlanabilir. Sağlanır sağlanmasına da bu makinelerin kontrolden çıkıp insanlarla savaşmasını beklemek yine de gerçekçi görünmüyor. Korkulması gereken bu yeni türün akıllanıp insanları yeryüzünden süpürmesi değil. Korkulması gereken yeryüzündeki ilk günden beri insanın kendisi. Thomas Hobbes’un Homo Homini Lupus (İnsan insanın kurdudur.) ilkesi hala geçerli. Big Dog ya da ucuna sarmaşık lifleriyle bir tarafı keskin bir taş bağlanmış balta ya da nükleer füze, madde ve enerjiyi başka insanları yok etmek için kaldıraç olarak kullanan insanların elinde silah olması anlamında birbirinden çok farklı değil.
Ancak hep olumsuz düşünmemek gerek. Birileri seyahate giderken arkalarından üzgün üzgün inlemeyecek, aşı, vitamin özel yemler istemeyen, çocukla oyun oynayan, gerektiğinde bulaşık makinesini doldurup boşaltan köpekleri sevebilir. Hele bir de güç kaynağı olarak iki zamanlı gürültülü yağlı motorlar değil temiz bataryalar kullanılıyorsa.
Diğer Modeller
Boston Dynamics Amerikan ordusu ya da başka kurumlardan gelen talepler ve desteklerle robotlar geliştiren bir firma. Atlas adını verdiği insansı bir modeli de var. Ancak benim ilgimi çeken modeller diğerleri.
Handle hibrit bir robot. Hayır hem benzinli hem elektrikli değil. Hem bacağı hem tekerlekleri var. Bu yapı ona müthiş bir hareket esnekliği kazandırıyor. Düz alanlarda tekerlekleri üzerinde çok hızlı hareket edebiliyor. Birer süspansiyon gibi çalışan bacakları bozuk satıhlarda akarcasına ilerlemesini sağlıyor. Yeri geldiği zaman engelleri zıplayarak aşıyor. Akrobatik hareketler yapabiliyor. Bir buz dansçısı gibi kendi ekseni etrafında fırıl fırıl dönebiliyor. İki metrelik boyu, yüz kilonun üzerindeki ağırlığı, kırk beş kiloluk taşıma kapasitesi ve hızıyla biraz da ürkütücü.
İşte doğrudan ordu için yapılmış bir makine. Legged Squad Support Systems sözcüklerinden alıyor adını. Amerikan ordu kurumları (DARPA ve Marine Corps) üniversiteler, havacılık şirketlerinin de katıldığı bir konsorsiyumun desteği ile Boston Dynamics tarafından geliştirilmiş. Ünlü deniz piyadelerini destekleyebilmesi esas alınmış. Böylece bozuk satıhta 182 kg düz alanda 500 kg taşıyabilen, piyadelerin yürüyebildiği hemen her yerde onları takip eden bir robot çıkmış ortaya. Koordinatlar verilirse GPS sistemiyle otonom olarak hedefine ulaşabilirken tanımlanmış bir lideri de nereye giderse takip edebiliyor.
En ilginç modellerden biri RHEX. Birbirinden bağımsız çalışan altı bacağı var. Bunlar dönen yarı çemberler aslında. Ama on iki kiloluk bu küçük makineye müthiş bir hareket kabiliyeti veriyor. Su geçirmiyor. Dere yataklarını, kütükleri aşıyor, iri taşların arasından kendine bir şekilde yol buluyor. Bana nükleer savaştan sağ çıkacak türlerden biri olduğu iddia edilen hamam böceklerini çağrıştırdı. Bir de Wall-E’yi. Yine ordu tarafından fonlanan bir proje.
Bilimkurgu temalı hikayelerin, filmlerin vazgeçilmez unsurlarından biridir robotlar. En büyük hayal kırıklıklarından biridir belki de. 21. yüzyılın ilk yirmi yılında gökdelenler arasında süzülen araçlarımızla yüksek kulelerde yemeğe gitmedik. Evde bir yardımcımız yoksa işleri de kendimiz yapmak zorunda kaldık. Ancak bulaşık makinesi dolduran Spot Mini, insan formunda olmasa da artık gerçek. İronik tarafı Big Dog adlı kuzeninin ormanda cephane taşıyor olması. Daha da ironik tarafı belki de Big Dog olmasaydı Spot Mini’nin de olmayacak olması.
Hazırlayan: Selim Erdoğan