amtor dizisi 1 venus korsanlari

Venüs Dizisi #1: Venüs Korsanları

Yüzlerce yıl önce yazılmış olsa da şu an bilimkurgu diye adlandırdığımız türle ilişkilendirebileceğimiz kimi eserler okurda ister istemez bir saygı uyandırır. Bilimsel ilerlemenin şimdi aşina olduğumuz büyük teknolojik sıçramaları yaşamadığı, teori ve pratikte dünyanın seyrini değiştiren fikirlerin hâlâ bir yerlerde keşfedilmeyi, en azından geliştirilmeyi bekledikleri bir dönemde bilimsel kurgular yazmak büyük bir çaba ve özveri gerektirir. Popüler bilim dergilerinin arşivleri karıştırıldığında, günümüzde insansız keşif araçları gönderdiğimiz bazı gezegenler hakkındaki bilgilerimizin yarım asır öncesinde bile şimdinin çok uzağında kaldığını görürüz. Muhtemelen uzunca bir süre gizemini korumayı sürdürmüş gezegenlerin başında Venüs gelir. Cehennem gibi yanan, yüksek bir basınca sahip olan ve atmosferi boydan boya asit bulutlarıyla sarılmış Venüs’ü uzaktan gözlemlemek de yüzeyine bir uzay keşif aracı göndermek de zahmetli bir iştir.

1875 doğumlu Amerikalı yazar Edgar Rice Burroughs, bundan yaklaşık yüz yıl önce (bazıları daha eski) kaleme aldığı romanlarında gezegenimizin dışındaki, Güneş Sistemi’ne sirayet etmiş ve büyük oranda gözlemlenememiş gök bilimsel durumları yorumlamaktan, öngörüde bulunmaktan çekinmemiş bir isim. Venüs’ü ele aldığı Amtor Dizisi’nin (ya da daha yaygın adıyla Venüs Dizisi‘nin) ilk kitabı okurla buluştuğunda yıl 1932’ydi. Yazarın eserde, dönemin sağladığı veriler ışığında ilerlemeyi ihmal etmediği, öyküsünü destekleyen öngörüleri kurguya eklemlediği görülebiliyor.

venus korsanlari

Son dönemde türe dair önemli katkılar sağlayan Fihrist Kitap’ın Yağmur Akşit çevirisiyle okura sunduğu Venüs Korsanları, kütle ve hacim bakımından Dünya’nın ikizi denebilecek komşu gezegenin yüz yıl önceki bilimsel yorumlarını da görmemizi sağlıyor. Romanın ilk sayfalarında yazar Venüs’teki durumu açıklıyor. Üzeri bulutlarla örtülü gezegenin insanın hayal gücünü tetikleyen bir gizem oluşturduğunu ifade ediyor. Bununla birlikte Venüs’teki şartların Dünya’daki hiçbir canlının yaşamını desteklemeyecek özelikte, cehennemvari olduğunu da ekliyor. Buna rağmen Venüs’ün bir gününün kaç Dünya gününe denk geldiğine dair yapılan yorumlar günümüzle isabet göstermiyor. Burroughs’un zamanında henüz Venüs’ü çevreleyen örtü kaldırılamamıştı, bilinen tek şey onun sisten ibaret bir küre olduğuydu. Venüs’ün gelişmiş bir haritalandırılmasının ancak 1995’te yapılabildiği düşünüldüğünde, gezegeni çevreleyen lav nehirlerinden habersiz olmaları normal bir durumdu.

Venüs Korsanları’nın başkarakteri Carson Napier’in esas hedefi Mars’a inmek olsa da birtakım hatalı hesaplar ve beklenmedik koşullar yüzünden kendini uzay boşluğunda savrulurken buluyor. Artık Mars’tan çok uzakta, Güneş’e doğru çekilirken ölümünü bekliyor. Ancak beklenmedik bir anda uzay mekiğinin camından bir gezegen görüş alanına giriyor. Şaşırıyor ve umutlanıyor, gezegenin Venüs olduğunu fark ettiğinde onun çekimine kapılıyor ve inişe geçiyor.

Yazarın yüz yıl önceki verilerle Venüs’ü nasıl ele alacağı, orada oluşturacağı öyküde hangi verileri kullanacağı, gezegeni perdeleyen asit bulutlarını nasıl aşacağı hem bilimkurgu hem de astronomi meraklıları için dikkat çekici olabilir. Kimi bilimkurgu eserlerinin bazen fantastiğe doğru kaydığı yorumu yapılır. İki tür arasında keskin sınırlar olduğunu düşünmek hatalıdır, şu anki bilgi ve birikimlerimizin özellikle fizik alanında kuramsal limitlerine ulaştığını varsaymak bilime ters düşer. Dolayısıyla Venüs Korsanları, gezegenin atmosfer basıncı veya sıcaklığı gibi günümüzde belirsizlik taşımayan bilgilere sahip okur için yine de baştan sona bilimkurgusal niteliğini hissettiriyor. Öyle ki, Edgar Rice Burroughs kurguyu bilimsel açıdan desteklemekle birlikte Venüs’e ait özel bir dil yapılandırıyor ve yer yer dilin kurallarını da aktarıyor.

Carson Napier Venüs’e indiğinde bolca gözlem yapıyor, gördükleri onu şaşkınlığa uğratıyor. Venüslülerle iletişime geçtiğinde ise onların gezegene Amtor dediklerini fark ediyor. Venüs, yakıcılığından olsa gerek birçok kişinin bildiği üzere aşk ile ilişkilendirilmiş bir gezegen. İsmi de zaten aşk tanrıçasından geliyor. Carson Napier’in tehlikelerle bezenmiş macerasında aynı zamanda aşkı da keşfetmesi sürpriz değil yani. Üzerlerinde kalkan vazifesi gören sis tabakasından dolayı Venüslülerin Güneş Sistemi’nin diğer birleşenlerinden bihaber olduklarını anlıyor. Carson’ın en azından yakın zamanda Dünya’ya dönme umudu yok, bu yüzden Venüs’te hayatta kalmaktan başka bir amacı da kalmıyor. Başkarakterimiz Venüs’te iyiyi ve kötüyü, düzeni ve kaosu temsil eden iki farklı toplum yapısıyla karşılaşıyor. Burroughs, özellikle bu bölümlerde yaşadığımız dünyada da maruz kaldığımız ayrımcılığa, iktidar mücadelesinin yıkımına dair eleştirilerde bulunuyor. Dünya veya milyonlarca kilometre uzaktaki bir gezegen olsun, ayrım yapmaksızın toplum inşasındaki dinamikleri öyküsünde baştan sona işliyor.

Edgar Rice sadece Venüs’ü değil, ona daha fazla ün kazandıran John Carter karakteriyle Mars’ı da düşledi. Asırlar öncesinde Dünya dışında da bir yaşam olabileceğini düşünmek, gezegenler arası bir yolculuk hayal etmek, Güneş Sistemi veya ötesindeki olası ekosistemlerin nasıl olabileceğini bilimsel bakışla yorumlamaya çalışmak şu an baktığımızda bizim için daha değerli görünüyor. Gezegenimizde inşa ettiğimiz medeniyetin ne kadar ilerlediğini ancak geçmişe dönüp baktığımızda fark edebiliriz. Bu aynı zamanda hem hayal gücünün sınırlarını keşfetme hem de bilimsel ilerlememizin bizi nereden nereye götürdüğünü anlama noktasında da önemli. Dolayısıyla Edgar Rice Burroughs ve çağdaşı olan yazarların ördüğü dünyalar, bugünün dünyasında daha da anlam kazanıyor.

Yazar: Serdar Yıldız

İllet (roman), Karanlık Gökkuşağı (öykü), Yüksek Doz Gelecek (beş yazar beş bilimkurgu kısa romanı), Silsile (Ödüllü Bilimkurgu Öyküleri), Arz Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Bilimkurgu Öykü Antolojisi).

İlginizi Çekebilir

Helloween robot king

Helloween’in Robot King Şarkısına Bir Bakış

Bilimkurgunun öteden beri rock ve metal müzikle içli dışlı olduğunu bilmeyen yoktur. 80’lerden beri varlığını …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin